Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Seviye üzerine seviye yapıyoruz

Yazının Giriş Tarihi: 19.07.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.07.2025 14:40

Ata Demirer bir programda "Din ile şaka yapılmasını istemem. Ben de rahatsız olabilirim." demiş.

Baktığında gayet normal bir cümle bu. Adam olabilirim demiş sadece. Vay efendim nasıl böyle bir şey dersin diye bir kesim ayağa kalkmış. Demedikleri laf kalmamış adama.

Hele bir tanesi "Ateşine körükle gittiğin muhafazakarlık..." diye başlamış, döktürmüş.

Çok değil geçen gün de Zafer Algöz nasibini aldı. Onu da yerden yere vurdular. Neymiş suçu; tasvip etmedikleri bir filmde oynamış. Gerçi adam hazır cevap gereken cevabı yapıştırmış.

Ama... Yav Zafer Algöz ve Ata Demirer’den bahsediyoruz arkadaş. Yani bunları da linçleyemezsin, bunları da boykot etmezsin artık.

Anlayacağınız acayip noktalara geldi bu din düşmanlığı sorunu.

Bir genç kız paylaşmış "İzmir’de elimde zikirmatik otobüs durağında bekliyorum bir amca geldi yanıma ve üzerime yürümeye başladı. Sizin gibi yobazların burada işi yok gidin buradan" gibi laflar etmiş.

En önemli detayı unuttum kızımız tesettürlü değil bu arada. Tamam, kovmaya çalışmak hep vardı diyelim de, bu seviyede de değildi be!

Artık en ufak istemedikleri sözü edene, istemedikleri insanlarla çalışanlara, beğenmedikleri filmlerde boy gösterenlere (kendi tabirleri ile) kendilerinden olanlara bile acımamaya başladılar.

Kendilerince yaptıkları bu boykot işi aldı başını gitti. Öyle bir nefretle kaplandılarki artık kurtulmaları mümkün değil. Çok tehlikeli bir seviye artık bu seviye. Evet yine diyorum hep vardı bu. Ama boyut atladı son zamanlarda. Kendileri de şaşırdı nereye saldıracaklarını. Artık iş öyle bir boyuttaki birbirlerini de yemeye başladılar.

Hatta benim biter gider bir gün diye de bir umudum bile vardı. Geçti o çok şükür. Neden şükür peki? Kendi kendimi yiyordum çünkü. Olanı, apaçık gerçeği kabullenmek istemiyordum, biz bu değiliz, bu kadar küçülemeyiz, kendimizi bu kadar bitirmeyiz diyordum.

Masum ümidi mi de bitirdiler sağ olsunlar. Baktım hakikaten bu nefret biteceği yerde başka boyuta evrildi. Artık kendilerinden olmayanı yemeyi bitirdiler rotayı kendi içlerine çevirdiler.

"Belki bende rahatsız olabilirim" lafına da kurulmazsın artık.

Ne kadar berbat bir hal siz anlayın buradan.

Şunu da fark ettim ki sağduyulu olmalıyım, kibar davranmalıyım, örnek olmalıyım, yol göstermeliyim dedikçe bunu salaklık olarak algılıyorlar ve senin üstüne daha çok geliyorlar. Sonra bende de sabır bitip gereken cevabı pat diye verince şok oluyorlar ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Sonra yine suçlu ben oluyorum üstelik. Şimdi hem yobaz hem terbiyesizim kendimi savunduğum için. Hiç önemli değil bu arada, umurumda da değil artık.

Şu geçmiş zaman dediğimiz, bitti gitti o günler gelmez artık, bir şeyleri öğrendik, kabullendik, geliştik, anladık dediğim 28 Şubat zamanları var ya. Geçmedi...

Bunu da inkar ederdim ben ama artık baktım kendimi kandırıyorum sadece. Bende saldım artık içimi, kendimi kasmayı.

Yani biz o süreçleri yine yaşayabiliriz, o potansiyel var hatta daha fazlası var. Artık bunun üzerine bir de birikmişlik var.

Ama bilmedikleri bir şey var. O dönemlerde ki karşılarında ki halk artık yok. Maalesef üzülerek söylüyorum o ruh da öldü. O kibarlık o vakurluk o sabır da öldü.

İyi mi oldu kötü mü oldu bu da tartışılır.

Binbir türlü iş var başımızda, tüm çevremiz olmuş bilmem kaç parça bizim derdimiz ise hala bu. Yiye yiye bitiremedik birbirimizi.

Hala yine de iyi ayaktayız ha bu halde bile. Eee ne diyeyim helal olsun bize.

Ayağa kalmak gerek

26.07.2025 07:00

Her annenin yegane birinci derdidir çocuğunun yememesi, yemek seçmesi. Hangi anneye sorsanız sorun bundan yakınır, şikayet eder bunu. Büyük bir açık olarak görür kapatmak içinde her yolu dener. Takviyeler, türlü türlü tarifler, kandırmacalar neler neler… En absürt örneklerden birini söyleyeyim siz

Meşhur kafa karışıklıklarımız

24.07.2025 07:00

İki farklı hayatı bir arada yaşıyoruz son yıllarda ve bu enteresan yaşam düzenine bir türlü alışamadık, kafamızda oturtturamadık, hangi duyguyu yaşayalım şaşırdık, şaşkın şaşkın 20 küsür yıl geçirdik. Hele şu son yıllar acayip hal almaya başladı. Kitaplara konu olacak o kadar çok olaya şahitlik edi

Seviye üzerine seviye yapıyoruz

19.07.2025 07:00

Ata Demirer bir programda "Din ile şaka yapılmasını istemem. Ben de rahatsız olabilirim." demiş. Baktığında gayet normal bir cümle bu. Adam olabilirim demiş sadece. Vay efendim nasıl böyle bir şey dersin diye bir kesim ayağa kalkmış. Demedikleri laf kalmamış adama. Hele bir tanesi "Ateşine körükle

Kibir ve insanlık

17.07.2025 07:20

Eskiden nasıldı bilmiyorum ama sanki gitgide insani özelliklerimizi kaybediyormuşuz gibi hissediyorum. Çok fazla gaddarlık, ahlaksızlık, utanmazlık, umursamazlık ve benlik var ortada. Şu "ben"lik başımıza bela oldu resmen. Öyle aşıladılar, öyle ballandıra ballandıra anlattılar ki artık işin içinden

Huzur ve onu bulmak

12.07.2025 07:00

PKK silah bıraktı... O kadar alışık değiliz ki, sanki dikenler battı her bir yanımıza, herkes diken üstünde. İnanamamış, hala daha inanamayan gözlerle şaşkın şaşkın izledik bir şeyler. “Hayrolsun” lafı ağzımızda sadece tesbih gibi. 47 sene olmuş dile kolay. Ne acılar ne çileler ne cefalar... En

Sorgulamak ve benliğim

10.07.2025 06:30

İnsanoğlu işte, rahatlığa anında alışmak gibi bir kötü alışkanlığı var. Yani buna rahatlık da denirse tabii, orası bambaşka bir konu. Biz geçmişi (aslında çok da geçmemiş olan geçmişi ve anladık ki hâlâ da geçmemiş olan geçmişi) çabuk unuttuk. Unutmuşuz... Bundan bile haberimiz yok, o biçim unutmak.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.