Hava Durumu

Kıptî - Sıptî hikâyesi ve Türk maarifi!

Yazının Giriş Tarihi: 20.08.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.08.2021 06:30

Son zamanlarda gerek dünyada ve gerek ülkemizde birbiri peşi sıra meydana gelen "semavi ve arzi belalar",  bana "Mesnevi'deki"  meşhur hikâyeleri yeniden okumamı sağladı. Mevlana hazretleri, insanların tavır ve muameleleri ile katastrof dediğimiz büyük felaketler arasında sebep-sonuç ilişkisini kuruyor ve hadiseleri bu yönden değerlendiriyor.

Bu hikayelerde hem terbiye, kültür ve ahlak; ve  hem de psikolojik, sosyolojik mesajlar ve  kişiyi rehabilite edici bilgiler var.

Keşke diyorum; bugün okullarımızda terbiye yönünden bir Mesnevi;  Ahlak ve adab-ı muaşeret yönünden Gazali'nin İhya-i Ulum u Din'i; sağlam ve güçlü bir iman ve inanç yönünden Nursi'nin "Risaleleri" okutulsa, ders kitapları olarak yerini alsaydılar. Ama eminim ki, bir gün o da olacak. Bu ülkenin yöneticileri, genç nesli batı orijinli bir eğitim modeli ve baskısından kurtaracaklardır. Yerli ve cesur bir yönetici, bir başkan mutlaka çıkacaktır.

Tekrar mevzumuza döndüğümüzde; Mevlana 3430. Beytinde, "Kıpti-Sıpti" hikayesini anlatır. Bu ve bundan sonraki bahiste, Hz. Musa Peygamber'e inanan ve İsrailoğullarının on iki sıbtından (bölüğünde) birine mensup olup bir Kıpti ile, yani Kıbıt kavminden olup Firavun'a uymuş bulunan Mısırlı ile dost olan kişinin arasında geçen muhayyel bir hikâyeyi anlatıyor. Sıpti'nin duası ve telkini ile imana gelen Kıpti'nin varlığından geçişini, sudan da, her şeyden de vazgeçip gönül huzuruna erişini, gerçekten çok güzel bir surette canlandırıyor:

"İlahi belanın Mısırlı Kıptileri nasıl kuşattığını, yaşamın, nefes almanın nasıl zorlaştığını, içtikleri suların nasıl kana dönüştüğünü o muhteşem beyitleri ile dile getiriyor. Bir tarafta tasvirin muhteşemliği, bir tarafta mesajın etkinliği, bir tarafta nazmın-şiirin akıcılığı insanı kendisinden geçiriyor. Hakikaten şark dünyası olarak büyük bir hazinenin üstünde oturmuşuz; lakin haberimiz yok.  Yeni Maarif Bakanımızdan bu konuya eğilmesini hassaten rica ediyorum. Ülkemiz güçlendikçe Mavi Türkiye'de yaptığı hamleleri, verdiği mücadeleyi; manevi alanda da bu çok çok değerli madenlerimizi ve kaynaklarımızı tekrar gün yüzüne çıkarmalı ve yeni nesil kuşağımızla buluşturmalıdır.

Düşünebiliyor musunuz, son Osmanlı Sadrazamı Said Halim Paşa'nın da vurguladığı gibi:

 "kalbi ve vicdanı  din ve iman ilimleriyle, binlerce yıllık kültür, örf ve adetleri ile beslenmiş;  aklı  ise, fen ve teknoloji ile aydınlanmış bir neslin, değil sadece Türkiye ve İslam alemine; koskoca insanlık dünyasına nasıl bir medeniyet anlayışını sunacağı herhalde izahtan varestedir.   

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.