Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sayın MEB, gençlik gül kokusuna dayanamıyor

Yazının Giriş Tarihi: 11.07.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2025 16:54

Bugünün Türkiye’sinde yaşanan sosyal ve kültürel dönüşümler, artık yalnızca bireysel değil, toplumsal bir kriz boyutuna ulaşmış durumda. Gençliğin içine sürüklendiği buhran, aile yapısındaki çözülme, evlilik ve doğurganlık oranlarındaki dramatik düşüşler, sadece istatistikî bir veri olarak değil; millî varlığımızın geleceğini tehdit eden göstergeler olarak karşımızda duruyor.

Bu satırları bir eğitimci olarak, kırk yılı aşkın meslek tecrübemin ve gözlemlerimin sorumluluğuyla kaleme alıyorum. Mesele ekonomik değil, ahlakî ve kültüreldir. Ve çözüm, sadece maddî teşvik paketlerinde değil, sizlerin elinde: Milli Eğitim Bakanlığı’nda.

GÜL KOKUSU VE NECASET BÖCEĞİ

Bir temsil vardır; derler ki: “Melaike nasıl ki fena kokulardan müteezzi olursa, necaset böceği de gül kokusundan rahatsız olur.” Bu temsilde anlatılmak istenen şey, aslında günümüz insan tabiatına dair çok derin bir gözlemdir: Güzel olan şey, her zaman herkesin hoşuna gitmez. Çünkü kimi nefisler öyle bozulur ki, hakikatten, güzellikten, erdemden rahatsız olur hâle gelir.

Ne acıdır ki, günümüzde gençliğimizin önemli bir kısmı nasihatten kaçar, ahlaki değerlere kulak tıkar, aileyi yük görür hâle gelmiştir. Düşünmek bile istemiyoruz ama bu tablo, eğitim sistemimizin eliyle inşa edilmiştir.

SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA AÇIK ÇAĞRIDIR

Bugünkü müfredatla, biz bu gençliği yalnızca sınavlara değil, yalnızlığa, hazcılığa ve anlam boşluğuna hazırlıyoruz. Aile kurumuna mesafeli, maneviyattan kopuk, fedakârlığı bilmeyen, sabrı öğretilmeyen, milletin değerlerine yabancı bir gençlik tipi, sistematik olarak yetiştiriliyor.

Bugün 1,4’e düşen doğurganlık oranı, evlilik yaşının 30’ların üzerine çıkması, gençlerin bekar kalmayı tercih etmesi, “hayat tarzı” dayatmasının bir sonucu değil midir? Bu yaşam tarzını kim kodladı? Kim normalleştirdi? Bu zihin yapısı nasıl yerleşti?

Cevap açıktır: Eğitim eliyle.

SADECE MÜFREDAT DEĞİL, ZİHİN KODLARI DA DEĞİŞMELİ!

Sayın Bakanlık yetkilileri;

Bugün gençliğe yalnızca teşvik paketleri sunmak, yüzeysel çözümler üretmek beyhudedir. Acilen Türk Milli Eğitimi'nin müfredatı gözden geçirilmeli; köklerimize, medeniyet değerlerimize, bin yıllık ahlakî mirasımıza dayanan bir ahlak, şahsiyet ve kimlik eğitimi ihdas edilmelidir.

Gazali'den, Rabbani'den Bediüzzaman'dan, Mevlana’dan, Yunus Emre’den, Hacı Bektaş’tan, Akşemseddin’den, Yusuf Has Hacib’den, Alparslan’dan...vb kaynaklardan süzülen o irfan pınarları, bugünkü eğitim müfredatında bir satır bile yer bulamıyorsa, neslin gül kokusuna tahammülsüzlüğüne kimse şaşırmamalıdır.

EĞİTİMİN GAYESİ: SADECE BİLGİ DEĞİL, İNSAN YETİŞTİRMEK

Eğitim sadece sayısal başarıya indirgenemez. Bizim medeniyetimizde maarif, yalnızca bilgi vermek değil; insanı inşa etmek, kalbiyle aklını birlikte eğitmektir. Eğer biz bu inşa sürecini yeniden başlatamazsak, bir sonraki kuşak artık ne aile kuracak, ne de vatan-millet gibi yüksek değerler uğruna fedakârlık yapacaktır.

Bugünkü gençliğin hali yalnızca ailelerin değil, devletin de meselesidir.

SON SÖZ: KÖKLERE DÖNMEDEN İSTİKBALE YÜRÜNMEZ

Sayın Milli Eğitim Bakanlığı,

Bu çağrımız sadece bir sitem değil, aynı zamanda bir teklif, bir yakarıştır:
Lütfen, gençliği kurtarmak istiyorsak, eğitim müfredatını millî ve manevî değerlerle yeniden yoğuralım.
Sınav merkezli değil, şahsiyet merkezli bir eğitim sistemine geçelim.
Yoksa gül kokusunu sevmeyen bir neslin elinde, bu milletin geleceği solmaya mahkûm olur.

Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.