Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir Mahkeme-i Kübra olacaktır!

Yazının Giriş Tarihi: 25.03.2016 09:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.03.2016 09:22

Bir hadis-i Şerif'te şöyle buyuruluyor;

"Ey kulum sen de istersin, ben de isterim. Ama sonunda ancak benim dediğim olur." Demek ki her şeyin, bir "takdir" yönü bulunuyor. Bu nedenle olayların sadece dış görünüşüne değil, bence asl olan, iç yüzüne yani, "kader" yönüne bakmak lazım.

 

Zira gerçekten kâinatta tesadüf yoktur. Başımızı şöyle bir kaldırıp koca semaya baktığımızda milyonlarca yıldız, gezegen görürüz. Her birisinin yörüngesi ayrı, hızı ayrı, kütlesi ayrı, kümesi ayrı olan bu gök cisimlerini birbirine çarptırmadan, saldırmadan, sınırlarını ihlal etmeden koruyan, emrine boyun büktüren, idare ve terbiye eden bir "Sani-i Hakim", bir "Kadir-i Mutlak", bir "Alim-i Külli Şey"vardır.

 

"Evet, Koca kainatı idare eden Zât, her şeyi bir nizam ve mizan içinde muhafaza ediyor. Nizam ve mizan ise, ilim, hikmet, irade ve kudretin tezahürüdür". Çünkü, görüyoruz, her yaratılan varlık, vücudunda gayet muntazam ve ölçülü yaratılıyor. Hem hayatı müddetince geçirdiği suretler dahi, birer intizam ve düzen içinde, bir uyum ve ahenk içinde, bir bütünlük ve güzellik içinde cereyan ediyor.

 

Kur'an'ın ifadesiyle;"bak bakayım, bir çirkinlik, bir eksiklik, bir noksanlık bulabilir misin?"Evet göz, O'nun sanatında,  hiçbir noksanlık, çirkinlik ve abesiyet bulamaz. Zira O, bütün eksiklik ve noksanlıklardan münezzehtir.

 

ACABA, HİÇ MÜMKÜN MÜDÜR Kİ

 

Kâinatı böyle tasarrufunda tutan Zât, acaba insanı ve insanın fiillerini ihmal eder mi?

 

Acaba, hiç mümkün müdür ki, insanı, bütün varlıklar üzerine üstün kılan ve tümkâinatı ve içindekileri onun hizmetine sunan ve canlı-cansız bütün varlıkları insana hizmetkâr olarak istihdam eden Zât (c.c), insanın hal ve hareketlerini, fiil ve zulümlerini, günah ve isyanlarını görmesin, kaydetmesin. Yaptıklarının hesabını sormasın, ihmal etsin. Ve insanın yaptıkları zulüm ve isyanlar yanına kâr kalsın, sonra kabre girip rahatla yatsın, uyandırılmasın. Küçük büyük her amelinden sual edilmesin, mahşere gidip Mahkeme-i Kübrayı görmesin? Hayır ve asla.

 

Oysa görüyoruz ki, burada zalimler izzetinde, mazlumlar da zilletinde göçüp gidiyorlar. Bu dünyada ona layık bir muhasebe görülüp hüküm verilmiyor. Elbette bir Mahkeme-i Kübra, bir saadet-i uzamaya gidecektir. 

İman yıkılırsa, SİHA ne yapar?

25.07.2025 07:00

Savunma sanayiimizde gurur verici adımlar atılıyor. SİHA’lar, yerli füzeler, güçlü ordumuz… Elbette bunlar kıymetlidir. Lakin asıl mesele, bu silahların kimi koruyacağıdır. Eğer gençlik imanını kaybetmişse, aile çözülmüşse, mahremiyet ve edep yerle bir olmuşsa; korunan toprak içeriden çürümüş demekt

Cayır cayır yanan ‘ihya’lar ve müfredatın ateşi

18.07.2025 07:00

“Müslümanlar dinlerinde hakikaten âlim oldukları zaman bütün akvam-ı dünya arasında âlim idiler... Esrar-ı şeriatı bilmemek hastalığına tutulunca artık mevcudiyet-i hakikiyelerini muhafaza edemeyerek inhizama uğradılar.” Bu cümle, İslâm dünyasının ilimle olan bağını yitirdiğinde nasıl savrulduğunun

Sayın MEB, gençlik gül kokusuna dayanamıyor

11.07.2025 07:00

Bugünün Türkiye’sinde yaşanan sosyal ve kültürel dönüşümler, artık yalnızca bireysel değil, toplumsal bir kriz boyutuna ulaşmış durumda. Gençliğin içine sürüklendiği buhran, aile yapısındaki çözülme, evlilik ve doğurganlık oranlarındaki dramatik düşüşler, sadece istatistikî bir veri olarak değil; mi

Ahlaki dejenerasyon ve eğitimde sessizlik: Medeniyetimize açılan bir cephe

04.07.2025 07:00

Zaman, sadece mekanın içinde akıp giden bir süreç değil; aynı zamanda insanın kendi varoluşunu yeniden inşa etme ya da imha etme imtihanıdır. Günümüz Türkiye’sinde, bu imtihanın en çetin cephelerinden biri ahlaki değerler etrafında cereyan etmektedir. Toplumun mayası olan edep, iffet, haya, mahremi

Haram bilgilerle beslenen nesillerden helal davranış beklenir mi?

27.06.2025 07:00

Tarih, bir milletin aynasıdır. Bu aynada kendimizi görür, geçmişimizi tanır, geleceğimizi inşa ederiz. Ama ya bu ayna bilinçli şekilde buğulanmışsa? Ya tarih, hakikatin değil de ideolojik kalıpların hizmetine sunulmuşsa? İşte o zaman millet, geçmişinden kopar, geleceğini bulanık görmeye başlar. Ne

Müfredat yaşatır, müfredat öldürür

20.06.2025 07:00

Bir eğitimci olarak geçtiğimiz günlerde birkaç okulun mezuniyet etkinliğine katıldım. Keşke gitmeseydim… Gözlerimle gördüm; vicdanım sızladı, yüzüm kızardı. Anaokulundan liseye kadar birçok kademede düzenlenen bu “etkinlikler”, bırakınız eğitimi yüceltmeyi, adeta bir kültürel çöküş gösterisine dönmü

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.