Bu aralar farklı kültürleri farklı yaşantıları hayatları ortamları insanları merak etmeye başladım. Önceleri hiç böyle meraklarım yoktu. Aklıma dahi gelmezdi. Ama şu aralar enteresan meraklarım olmaya başladı. İçimden istemsizce görmek geliyor bir şeyleri dünyayı yaşantıları. Kendimi bunları düşünürken bulmaya başladım. Temelli değil uzun süreli de değil belki bir iki ay gibi sürelerde dünyanın farklı yerlerinde deneyim yaşama arzusu belirmeye başladı bende.
Eskiden hiç aklıma düşmeyen yerler hem de. Nedendir bilmiyorum ama ispanya Portekiz mısır bunlardan bazıları. Kendime şaşıyorum bunlar nerden çıktı diye.
İsveç İsviçre, Yeni Zelenda gibi gibi.
Çok da Popüler olmayan yerlerde sakin sakin sindire sindire gezmek deneyimlemek anlamak görmek belki de en keskin duygum karşılaştırmak fikri acayip cazip gelmeye başladı son günlerde.
Ama gezeceğim göreceğim yine geri geleceğim.
Sonra düşündüm beni bu düşüncelere ne itti yani ne oldu da istemsiz ben bu heveslere gark oldum.
Sonra anladım ki artık iğne batma etkisi yapmaya başlayan sebepler yüzündenmiş.
Eskiden pek bir şeyle derdim yoktu unutur giderdim yada en büyük etken sevgim sempatim inancım sevdam çok büyüktü.
Sanırım yavaş yavaş bu duyguları kaybetmeye başladım "biz" le ilgili.
Çoğu şeyin benim bildiğim istediğim umduğum gibi olmadığını anladım artık.
Bu çok dokundu bana. Ve anladım ki çıkış yolu arıyorum kendime. Bakmak istiyorum görmek istiyorum hakikaten hiç mi umut yok yoksa korktuğum hissettiğim kadar değil mi diye karşılaştırmak istiyorum.
Meğer bu düşüncelere iten sebep buymuş. Az üzerinde durunca anladım.
Benimkisi içten içten umudunu kaybetmeme savaşı.
Kendi insanımıza inancım sarsıldı dünya insanlığını görmek isteme arzusu...
Analiz etmek tartmak biçmek ve buhran içine düşmeme çabası.
Belki de görmek istediğim yerlerden baz alarak özü bulma telaşı.
Eskiye geçmişe özlem belki de bendeki anlatılanlardan yola çıkarak.
Fark ettim ki önceden o yoğun olan sevdamın yerini kızgınlık kırgınlık öfke yılgınlık almaya başladı. En önemlisi sağlam sandığım inanç güven duygularının sarsılması insanımıza insanlığımıza yaşayışımıza felsefemize...
Belki de bu düşünceler korkacak koruyacak kollayacak saklayacak sebeplerim olmaya başladığı için ortaya çıktı. Anne olunca sevgimle beraber korktuğum şeylerde evrimleşti.
Hayatım ikiye ayrıldı resmen; anne olmadan öncesi, anne olduktan sonrası...
Sevdiklerim sevmediklerim amaçlarım korkularım korkusuzluğum tahammül ettiklerim edemediklerim istediklerim istemediklerim...
Aklıma gelen gelmeyen ne varsa değişti. Kendimde şaşkınım tedirginim bu yeni "ben"e yabancıyım.
Artan heyecanıma sevgi sellerime korku tufanlarıma fazla inişli çıkışlı olan duygu durumlarıma uykuda bile uyanık kalabilen yorucu güce artık çabuk yorulan beden ruh ve zihnime 360 derece değişen fikirlerime inançlarıma sebepli sebepsiz her daim var olan korku endişe sağanağına rağmen bu yeni "ben" i sevdim galiba.
Narin yapım ve ruhumun üzerine çok mu gidiliyor bilmiyorum. Zaten yeterince ağırken her şey bir de bu enteresan merak sardı bakalım içimizi. Hayrolsun...