Garip şu dünya. Her şeyiyle zor yaşaması zor anlaması zor katlanması zor. İnsanlarla geçinmesi zor sabretmesi zor kendini ifade etmesi zor dinlemesi zor dinletmesi zor...
Enteresan olanı da bu bazen en yakının bile olabiliyor. Hatta en enteresanı bu hep yakınlarınla oluyor. Halbuki tam tersi olmalı. En kolay seni anlayacak dinleyecek geçinecek sabredecek onlar olmalı. Ama işler öyle yürümüyor işte, muş yani.
Meğer en çok onlar için çaba sarf ediyormuşsun ömrün boyunca.
Bunu anlamam biraz geç oldu. Ben bir yerde biter sanıyordum ama meğer katlanarak devam ediyormuş bu durum hafiflemek bitmek şöyle dursun.
Sevmedim bu durumu.
Hayat zaten yeterince zorken sığınacak birilerin olmalı diye düşünüyorum, bu sığınacak birileri de bellidir üç aşağı beş yukarı. Ama sığınmak anlaşılmak yerine onlarla daha çok debelenmek...
İşte dünya üzerinde beni daha çok yoran başka bir olay yok.
Anlaşılamamak dinlenmemek hep verici olman beklenmek...
Sanırım en çok yoran bu; hep senden bir şey beklenmesi hep verici taraf olmanı istemeleri hep alttan alanın sen olman gerekmesi bir karşılık bir beklenti içinde olmaman istenmesi. Eminim en çok bu yıpratıyor hepimizi ve haliyle etki tepki meselesi hep bu değiştiriyor değişmeye itiyor bizi.
İnsan bazen ruhen de dinlenmek istiyor sadece bedeni yorulmuyor insanoğlunun hatta daha çok ruh yıpranıyor .
Bazen bir liman bir durak bir iki soluklanacak aralık istiyor. Çoğu zamanda sadece istediği zaman gelip yaslanıp dinleneceği içini dökeceği derin derin soluklanacağı bir omuz...
Hayıflanıyorum ama birde bunun öteki versiyonu var. Senden de omuz olmanı bekleyenlerin var. Bir durak bir sığınak bir dert ortağı. Anlamak, dinlemek, yol göstermek, affetmek...
Onu da bilmiyorum esasen becerebiliyor muyum yapabiliyor muyum dinleyebiliyor muyum?
Düşününce buda zor aslında.
Ama güzel bir zorluk insana iyi bir insan olduğunu hatırlatan bir zorluk zorluğunun yanında insana katkısı olan bir zorluk aslında ruhunu doyuran bir zorluk.
Böyle baktık mı olaya ee hayat zaten zor madem böylesi olsun her türlü zorlanacağım madem zorlanırken kazanayım bari.
Sığınmak da isterim sığınak olabilmeyi de.
Dinlenmek de dinlemeyi de, anlaşılmak da isterim anlamayı becerebilmek de, kendime dayanak da isterim dayanak olabilmek de isterim. Zevk verir bu bana yaşadığımı hissettirir. Keşke her şey karşılıklı olsa , o zaman daha katlanılabilir olurdu dünya.
Dinimiz gereği çoğumuzun inandığı inançlarımız var. Kıyamete de inandık iman ettik, alametleri olacağını da Resulullah haber verdi öğrendik. İnsan aklıyla yorumlamaya çalıştık yıllarca, kafa yorduk tahminlerde bulunduk. Bir alamet var ki son zamanlarda beni allak bullak etti ve biliyorum ki bir ço
Tam olarak neler olduğunu dışarıdan anlamak zor. Elbette birçok fikir yürütülebilir. Ama bana göre hem ilginç hem de hızlı gelişmeler yaşanıyor. Gazze meselesi evet, az da olsa gündeme geliyor; pek işe yarıyor gibi görünmese de, tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Aslında bu, insanlık olarak gündemimizd
Dünyaya nasıl bir strateji uyguladılarsa, anlamadan bütün insanlık şu an sözde dalga geçtiğimiz ama gün gibi gerçek olan "popüler kültürün kölesi" olduk çıktık. Sanki var oluşumuzun sebebi gibi önem veriyoruz. Streslere giriyoruz, mutsuz oluyoruz, depresyondan depresyona atlıyoruz, hayatımızın gid
Ben artık ciddi ciddi üzerimizde psikolojik bir deney denediklerine dair fikri kabul edecek kıvama geldim. Çünkü olanlara karşı başka bir açıklama bulamıyorum. Sanki bir deneyin içindeyiz, sabrımızı sınıyorlar, derecesini ölçüyorlar, taşma noktamızı bulmaya çalışıyorlar, nerede ne zaman hangi noktad
Kent yaşamının o çok arzuladığımız, uğruna nice fedakarlıklar yaptığımız ve asıl yurdumuzu bırakıp şehirlere göç ettiğimiz bu düzenin tüm olumsuz etkilerini farkında olmadan neredeyse tamamen çocuklarımızın omuzlarına yüklemişiz. Sanki bir lütufmuş gibi binaların arasında onlara ufacık bir alan bır
Şu televizyonu açmaya gelmiyor. Bazen canım sıkılıyor gezineyim diyorum akşam bakınayım şöyle diyorum. Millet çatır çatır dizi izliyor fanatik gibi, belki benimde dikkatimi çeker diyorum. İlla bir yerde konu dizilere geliyor. Her defasında bense bilgisiz öylece dinliyorum. Nasıl bir hazla anlatılıy