Hava Durumu

En iyi arkadaşım

Yazının Giriş Tarihi: 08.06.2023 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.06.2023 11:42

Bu hafta kafeste bir kuş besliyoruz. Her birimizin bir kuşu var. O kuşu besliyor, onunla ilgileniyor, arkadaşlık ediyor, zaman zaman evin içinde özgürce uçmasına müsaade ediyoruz. Kısaca kuşumuzun ne ihtiyacı varsa hepsini evimizin içinde karşılıyoruz. Kuşumuz bizden başka kimseyi tanımıyor. Bizi annesi, babası, arkadaşı olarak görüyor. Eğer eve yabancı biri gelirse kuşumuz hemen saklanıyor çünkü gelen kişiyi tanımıyor daha önce bir yabancı ile karşılaşmadı ve doğal olarak onu bir tehdit gibi görüyor. Haydi, kuşumuz bir muhabbet kuşu değil de bir güvercin olsun. Güvercinler doğası gereği özgürce uçmalıdır. Bizde büyüttük besledik ve artık uçması gerektiğine karar vererek onu özgür bıraktık. O da ne? Güvercinimiz uçamıyor. Uçamadığı gibi hemen eve geri dönmek istiyor. Ama uçmalı, türleri arasına katılmalı çünkü doğası o ve hayatında olması gerekeni yapmalı. Bu durumda güvercinin yetersiz ya da sorunlu olduğu sonucuna mı varmalıyız yoksa güvercinin doğasını önce bozup sonra ona uygun davranmasını beklediğimiz için kendimizi mi sorumlu tutmalıyız?

Yukarıdaki sorunun cevabına yazının sonunda karar verelim. Gelelim bizim kafeslerin içlerindeki gerçek karakterlere yani çocuklara.

‘’Çocuğum arkadaş edinemiyor, arkadaşları arasında yalnız kalıyor, arkadaşları onu oynatmıyor.’’

Şayet bir zorbalık söz konusu değil ise aslında arkadaşları onu oynatıyor o oynayamıyor.  Uyum sağlayamıyor. Sebebine gelelim: Güvercinimizi doğası gereği gökyüzüne bırakmıştık ama geri dönmüştü. Çocuğumuzu da doğası gereği yaşıtları içine bıraktık nitekim yaşıtları ile okula gidiyor ve yakınlık kurması gerekiyor değil mi?

Değil çünkü hiç yaşıtı olan bir arkadaşı olmadı. Fazla bilinçli ve fazla sorumlu ebeveynlerimiz her zaman o güzel çocukların oyun arkadaşları oldu. Onunla oyunlar oynadı, bisiklete bindi, kumdan kale bile yaptı... Herhangi bir yaşıtı ile arkadaş olmasına zaman kalmadı. Durum böyle olunca oyunlarda her dediği oldu, ne istediyse o oyun oynandı. Herhangi bir durumda ortak karar alınmadı, müzakere etmesi gerekmedi hatta istediği oyun oynansın diye baskı kurmak ya da bir başkasının baskısını yıkmak zorunda kalmadı. Sonra ne oldu? Yaşıtları arasına karışmak zorunda kaldı. İlk kez tartışılıyor, oyuna karar veriliyordu. O da yapması gerekeni yaptı ve bocaladı, uyum sağlayamadı, arkadaş edinemedi... Hep oyun üzerinden gidiyorum çünkü çocuğun mutfağı oyundur. Mutfakta başarısız olmak ve yalnız kalmak tahmin edemeyeceğimiz kadar fazla etkiler çocuğu.

Gelelim finale: Fazla sorumluluk sahibi olmak, çocuğun daimi arkadaşı olmak değildir. Çocuğu özgür bırakarak yanında durmaktır. Her zaman elini tutarsanız elini bıraktığınızda sendeler, tekrar tutmazsanız yere düşer. O halde sorduğum sorunun cevabını size bırakıyorum. Bu durumda güvercinin yetersiz ya da sorunlu olduğu sonucuna mı varmalıyız yoksa güvercinin doğasını önce bozup sonra ona uygun davranmasını beklediğimiz için kendimizi mi sorumlu tutmalıyız?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.