ÖĞRETMEN;
‘’Hiçbir şey olamazsan, öğretmen ol.’’
Öğretmen, üç ay boyunca yatan kişi.
Kadınlar için en uygun meslek.
Dört yıl öğretmenlik eğitimi alıp mülakata tabii tutulan kişi.
Öğretmenlik dışında herhangi bir bölüm bitirip mülakatsız öğretmenlik yapabilen kişiler ile aynı sıfatı taşıyan kişi.
Öğretmenler odasında oturup çay, kahve içen kişi.
Veli tarafından darp edilen kişi.
İstenilen saatte telefonlara cevap vermek için hazırda bekleyen kişi.
Çocuğun gelişimi kötü olduğunda suçlanan kişi.
Ebeveynlerin çocuk bakımını yapan kişi
DEĞİLDİR.
Öğretmenlik mesleği 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nda şöyle tanımlanmaktadır: "Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.
Öğretmenlik meslek algınızı biraz kenara koymanızı rica edeceğim sizden. Zira algınız meslek tanımından oldukça uzakta yer alıyor. Ben değil, yasa öyle söylüyor.Değersizleştirmekten de öte yok saymaya kadar gidilen bir meslek grubundan en yüksek performansı beklemeye devam ediyorsunuz. Kesinlikle en yüksek performansı göstermesi gereken meslek öğretmenliktir. Bu konuda hem fikiriz ancak öğretmen dediğimizde ne anlıyoruz bunu sorgulamamız gerekiyor. Değinmem gereken bir konu daha var ama önceliğimiz algı meselesi… Öğretmen telefonun öbür ucunda sizi bekleyen ve her isteğinize yanıt verecek kişi değildir. Bir çiftçiye;‘’Kabakları öyle yetiştirme, bu gübreyi kullan.’’ diyemeyeceğiniz gibi bir öğretmene de ‘’Öğrencilere öyle anlatma bu metodu kullan.’’ diyemezsiniz. Siz de bir öğretmen olsanız dahi. Öğretmenlikte aynı diğer meslekler gibi alınan bilgilerin uygulanma kısmında kişinin kendi tecrübeleri ve hayata bakışı ile harmanlanır. Aynı noktaya farklı yollardan ulaşabilirsiniz. Yolunuzun farklı olması sizi bir diğerinden daha iyi ya da daha kötü yapmayacaktır. Daha iyi yapacak tek şey öğrenmeye devam etmektir. Öğrenmeye devam etmek demişken:
Öğretmen;
Ders ve teneffüs ayırt etmeksizin gün boyu çalışan bir sanatçıdır.
Sanılanın aksine bir molası yoktur çünkü muhakkak çözmeleri gereken sorunlar vardır.
Öğrencilerinin ne zaman ateşlerinin çıkacağını bilmeleri gerekir.
Her biri farklı yere uzanan dallardan aynı anda meyve toplamak zorundadır.
Hiç durmadan konuşur, kronik farenjit hastasıdır.
Hiç durmadan sıraların arasında gezer, varis hastasıdır.
Sürekli kendini geliştirir. Bir parantez her meslekte olduğu gibi yürümek yerine koşu bandında dönüp duranları saymıyorum.
Öğretmen gelecektir. Geleceği inşa eder.
Heykeltıraştır, her çocuğu şekil verir.
Ressamdır, dünyayı renklendirir.
Uzun lafın kısası, öğretmenlik kutsaldır meselesine bulaşmadan öğretmenlerin kutsal olmaya ihtiyaçları yoktur. Bakmak ile görmeyi karıştıranlar için, öğretmenlerin görülmeye ihtiyaçları vardır.
Anlaşıldığıma inanarak, Başöğretmenim Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerinin ışığında tüm meslektaşlarımın öğretmenler günü kutlarım.
"Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbileri! Yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır."
(Mustafa Kemal Atatürk, 1924).
Cumhuriyetin ışığında, daha ileriye daha aydınlık geleceğe…