Flütün yolculuğu...

Yan flütü canlı dinlediğim an sesine o kadar hayran kaldım ki.. sanırım üniversite yıllarında olmalıydım. Sesi büyüleyiciydi ve kişisel olarakta çok zarif bulduğum bir enstrüman.

Rekor sanat yan flüt ve piyano öğretmenlerinden, GüldenŞAİR hocamla ayaküstü sohbetimizde biranda yan flütüntarihçesine girmiş bulunduk.(Bu arada en anlamlı ve güzel sohbetler ayaküstü yapılan doğaçlama sohbetlerdir.)

 Gülden hoca, yan flütün hikayesini anlattıkça yolculuğuna, zamanla birlikte değişimine, dönüşümünehayran kaldım. İlk çağlarda insanlar hayvan kemiklerini oyarak onlardan sesler çıkarmaya çalışmışlar. Keçinin kaval kemiğinden, mamutların dişinden ,kuğu kemiklerinden yapılan üç yada dört delikli flütler şuan günümüzde  müzelerde sergilenmektedir.

 Zamanla flütte kendi yolculuğunda evrilerek tahtadan yapılıp sonrasında yan şekilde çevrilip daha güzel seslerin çıkmasına aracı olmuş.Değerli metallerin bulunmasıyla birlikte müzik aletlerininde gümüşten ve altından yapılarak, yan flütte artık yavaş yavaş kendini bulmuş diyebiliriz.En güzel sesin altından yapılan flütten çıktığını üstüne basa basa belirtti.Gülden hoca anlattıkça,flüttün ilkel olarak kemiklerle başlayan yolculuğu zamanla altınlaen üst noktaya çıkmasıyla; flüt  sankigözlerimin önünde kemâle ermişti. Kemâle eren flüt usta ellerde en güzel notalarla sesle birleşerek bizi mest eden müzikle ruhumuzu başka başka alemlere götürüyor diyebiliriz.

İnsanın hayat yolculuğunu anımsattı bana, bizde flüt gibi türlü türlü evriliyoruz bu dünyada. Beynimiz, bedenimizbilincimiz özelliklede duygularımız. Dünya döndükçe,mevsimlerdeğiştikçe bizde değişiyoruz. Değişmeliyiz aslında, dönüşmeliyiz. Değişmeyen dönüşmeyen olgunlaşmayan her duygu tekrar tekrar önümüze düşüyor.Kişisel olarak ruhumuzun neye ihtiyacı varsa olaylar aracılığıyla sınanıyoruz. Aşırıya kaçtığımız duygularımızı keşfedip yada az miktarda kullandığımız duygularımızı hepsini dengelediğimiz de bizdeki davranışlar altın değerinde gibi oluyor.

Bugün biraz düşünmeye ne dersin?Duygularımızdan yansıyan davranışlarımız zamanla değişime uğruyor mu?Hep aynı tepkide mi cevap veriyoruz karşımızdakine? Hiç değişmeyecek mi esnemeyecek mi davranışlarımız. Ben böyleyim böyle kabul edilsin demek mi gerçek çözüm.

Flüttün yolculuğu ilham olsun sana, kemiklerle başlayan yolculuğu altın ile son bulmuş ve en güzel ellerle buluşup ruhumuza şifa oluyor. Sende öfkeni, hırsını ,daha fazla isteyen benliğini, haset ettiklerini , tembellik edip ertelediklerini nasıl dengeleyebilirim diye sor kendine? Değişen dönüşen sadece sensin. Düşüncelerin duyguların altın gibi parlasın, ışıldayarak yol almanı dilerim.

Sevgiyle...