Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

En iyisi trenin geçişini izlemek

Yazının Giriş Tarihi: 07.05.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2025 15:20

Karar vermekten daha zor olan bir şey varsa o da karar vermemektir. Bunu bir örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım.

Yakınlarımdan biri tatile gitmek istiyordu. Bunun için belli kriterleri vardı: Muhafazakar bir yer olmalı, fiyatı uygun olmalı, boykot ürünler satmamalı, çok uzak yer olmamalı, çocukların da eğleneceği bir yer olmalı, iklimi çok sıcak olmamalı ama çok serin de olmamalı. Bunları belirledikten sonra araştırmalara başladı. Bu kriterlerin hiçbirine uymayan yerleri baştan eledi. Onları elemek kolaydı çünkü hiçbir kriteri karşılamıyordu. Elinde kalanları incelemeye başladı. Buralarda da bazı kriterler karşılanıyor bazı kriterler karşılanmıyordu. O yüzden yine bazı kriterlerinden vazgeçmesi gerekiyordu. Veya tatil planı yapmaktan vazgeçecekti. Vazgeçmek de istemiyordu. Çünkü sene boyu çok yorulmuştu ve biraz olsun değişiklik yapmak ona iyi gelecekti.

Düşündü, düşündü, düşündü. Analiz etti, kafa yordu, otellerin hepsini aradı sordu. Artık oteller hakkında bir makale yazabilirdi. Her konuda bilgisi, her konuda fikri vardı fakat tek olmayan şey, karardı. Haftalar geçti. Hala ilk günkü gibi analizlerine devam ediyordu. Ama tükenmeye başlamıştı. Tatil yapmama fikri daha baskın gelmeye başlamıştı. Haftalar sonra bir yere karar verdi. Gitti, geldi. Fakat yine memnun olduğu ve memnun olmadığı konular olmuştu. Ama en azından döndüğünde biraz daha mutluydu. Bu aynı zamanda karar vermiş olmanın ve harekete geçmiş olmanın da mutluluğuydu.

Kriterleri önümüze koymak, bunlar üzerinde kafa yormak, analiz etmek çok güzel bir özellik. Çünkü tatile belki senede bir kere gideceğim ve memnun olmak istiyorum. En uygununu bulmak için de mesai harcamam gerekiyor. Peki, kaç saat, kaç gün kaç hafta bunun için mesai harcayabilirim? Var mı bir sınırı? Aslında yok. Fakat bu kadar analiz yaparken bir şeyi daha göz önünce bulundurmamız gerekiyor. Günlerce düşünüyor olmak, bana nasıl bir katkı sağlıyor. Gerçekten arzu ettiğim o mükemmel, kusursuz tatili bulabiliyor muyum? Peki 1 haftalık bir tatil için haftalarca işimi gücümü bırakıp kafamı tamamen burayla meşgul ediyor olmamın faydasını görüyor muyum? Muhtemelen büyük bir çoğunluğumuz “hayır” diyecek. Herhangi bir katkısı olmadığı gibi zihnime, vücuduma, davranışlarıma olumsuz getirileri olduğundan bahsedecek. Eğer getirisinin götürüsünden fazla olduğunu düşünüyorsak da tabii ki analizlerimize devam edebiliriz. Yine herkesin kendi tercihiyle ilgili.

Yukarıda anlattığım olayda en sonunda kişi, tatil için karar veriyordu. Fakat bazen hayatımızda seçenekler arasında o kadar kalırız ki karar vermeyi sürekli erteleriz. Bu durum kronikleşir ve her alanda karar vermek ölüm gibi gelir. Bu hissi yaşamamak uğruna beklemek, durmak, sürekli düşünmek, analizlerle boğulmak daha cazip gelir. Hayatı yaşamayı, deneyim kazanmayı, tecrübe etmeyi, karşılaşacağım olumsuz durumları göze alarak karar vermeyi değil zihnimde yaşamayı tercih etmiş olurum. Bu durum da trene binmek değil trenin geçip gitmesini izlemek gibidir.

En iyisi trenin geçişini izlemek

07.05.2025 07:00

Karar vermekten daha zor olan bir şey varsa o da karar vermemektir. Bunu bir örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım. Yakınlarımdan biri tatile gitmek istiyordu. Bunun için belli kriterleri vardı: Muhafazakar bir yer olmalı, fiyatı uygun olmalı, boykot ürünler satmamalı, çok uzak yer olmamalı, çocukl

Kaygısız olmak son kararın mı?

23.04.2025 07:06

Olumsuz duygular hissetmek bizi çok rahatsız eder ve bir an önce o rahatsızlıktan kaçmak isteriz. Bazen telefona sarılırız, bazen dizi izleriz, bazen de uyuruz. Hepimiz kendimize bir kaçış yöntemi buluruz. Bu kaçış aslında bir baş etme yöntemidir. O olumsuz duyguyu yaşamamak için bir yol buluruz. Am

Ekran bağımlılığı ve esnek sınırlar: Çocuklarla sağlıklı dijital ilişkiler kurmak

09.04.2025 07:00

Çocukluğumuzu hatırlıyorum da kahvaltımızı yapıp dışarı çıkar, günümüzü dışarıda geçirir, akşam ezanı okunurken annelerimizin: “Hadi artık içeri girin ezan oldu!” demeleriyle içeri girerdik. Şimdi ise tam tersi: “Hadi biraz dışarı çık!” demek zorundayız çocuklarımıza. Tabii ki bunun başkahramanı: Te

Dili kullanmak

26.03.2025 07:00

Şöyle bir tabir var ya hani… x şey seni ya rezil eder ya vezir eder. Bunu ben biraz daha dönüştürüyorum ve diyorum ki: “Dilimiz bizi ya rezil eder ya vezir eder!” Kullandığımız dilin yani kelimelerimizin, seçtiğimiz cümlelerin çok ilginç işlevleri var. Ve gerçekten hayatımızı etkileyecek düzeyde… B

O insan

12.03.2025 07:00

İnsanların bize karşı, diğer insanlara ve topluma karşı yaptığı hataları gördüğümüzde öfkeleniyoruz. Bu öfke onları düzeltme arzusunu ortaya çıkardığı gibi tamamen o insanlardan uzaklaşmayı veya onlarla tartışmayı da arkasından getirebiliyor. Burada iki durum ortaya çıkıyor. İlki bizler, karşımızda

Başka şık yok mu?

26.02.2025 07:00

Çay mı kahve mi içersin? Bu iki alternatif sorulduğunda doğal olarak bu ikisinden birini söyleriz. Mesela limonata içmek istiyorum gibi bir talepte bulunmayız. Peki ya ben çayı da kahveyi de sevmiyorsam? Böyle bir durumda ikisini de içmemek gibi bir seçeneğim de vardır. Fakat hadi ayıp olmasın diye

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.