Tutarsızlık ki ne tutarsızlık!
Ülkemizin Ana Muhalefet Partisi siyasetin kendi içindeki akışı ve konjonktürel gelgitlerle öylesine senkronize olmuş ki!
Ne bir omurgalı duruş!
Ne ülke menfaatlerini önceleyen tutum ve davranış!
Ne milletin beklentileri ve kaygılarını önemseyen bakış açısı!
Ne de siyaseti kıymetlendirecek, politikaya katma değer katacak refleksler sahip!
Tek amaçları:
Türk ve Türkiye düşmanı ne kadar modüler yapı varsa hepsini kendi ekseninde konsolide edip kompakt bir yapıya kavuşturarak üstüne Atatürk ve cumhuriyet cilası vurup önümüzdeki seçimleri kazanarak Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı iktidardan indirip, olabilirse Türkiye siyasetinden bypass nasıl edebilirimin hesapları.
Bir muhalefet partisinin iktidara gelmek için kanat çırpması ve türlü legal yollara başvurması normal.
Ancak!
Ülkede hükümet olacağım diye ne Türkiye'yi ne de Hükümeti kabul etmeyen eli silahlı, kan salyalı teröristlere ve onun siyasi uzantılarına şirin gözükmesi, taviz vermesi onlarla aynı safta olduğunun kesin kanıtıdır.
Adı geçen partinin lideri, halkı sokağa isyana çağırıp 6-7 Ekim olaylarına sebep olan zatın hapiste olmasına, gönlünün razı olmadığını söylüyor.
O halde?
Bu durumda onlarla gönlünüzün bir olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin içişlerine karışan George Soros'un Türkiye maşası Kavala'nın hapiste olması da zatı muhteremi bayağı üzüyormuş.
Öyleyse!
Demek ki emirleri ikiniz de aynı yerden alıyorsunuz. Türkiye ve Türk Milleti'nin yanında olsaydınız doğal olarak bu iki şahsiyetin tam karşısında olurdunuz.
Pekiii
Kararnamelerle uzaklaştırılan Fetöcüler başta olmak üzere herkese görevini iade edeceğiniz vaadi nasıl bir adalet ve vatanseverlikle bağdaşır?
Yargılanmaları devam eden, yargılanıp suçlu bulunanları göreve iade etme söylemini FETÖ'nün silahşor kalemleri de dillendiriyor. Burada da FETÖ'yü cesaretlendiriyor ve onunla omuz omuza olma durumunda olduğunuz ortaya çıkıyor.Size, 'fetöcü diyemem' ama sergilediğiniz tutum sizi onlarla aynı hizaya getiriyor.
Şimdi!
FETÖ mensuplarına, bölücü örgütün teröristlerine, Türkiye düşmanı yapılara kol kanat ger! Sonra da birkaç halkçılık, Atatürk ve Cumhuriyet naraları at. Kendini bu ülkeyi yönetmeye layık bir oluşum olarak yutturmaya çalış.
Bu nasıl bir tutarsızlık?
Yok, öyle yağma!
Türkiye düşmanı bütün bileşenlerle kol kola olarak bu ülkede milletten yönetim vizesi alamazsınız.
Teröre ve terörist yandaşlarına ama-sız, fakat-sız tam karşılarında duran bir tutum sergilediğiniz sürece, Türkiye'ye düşmanlık eden yabancılar ve onların içerideki işbirlikçilerine kol kanat germekten vazgeçmediğiniz sürece Türk milletine, askerine polisine bomba ve kurşun yağdıran FETÖ hainlerine şirin gözükmekten vazgeçmediğimiz sürece kısaca yerli ve milli olmadığınız sürece bu coğrafyada bu milletten yönetim icazeti alma çabanız havanda su dövmekten başka bir şey değildir.
İnsanlığın ilk yaratılışından bu yana, takasla yani "barter" dediğimiz sistemle başlangıcı olan, "ekonomi" diye adlandırdığımız ticari faaliyetlerin çeşitli varyantları veya fraksiyonları ortaya çıkmış olsa bile aslında ilkesel olarak çok fazla değişen bir şey yok. Şöyle ki! İlk başlarda artı ürün
Ülkemiz, bulunduğu coğrafya ve geçirdiği tarihsel süreçler birikiminin kendisine yüklediği misyon Batı Avrasya yerleşkeli devletler ve toplumlara göre daha çetin ayakta kalma mücadelesi vermek durumundadır. Şöyle ki! Kafkasya, Karadeniz'in kuzeyi, Balkanlar ve Ortadoğuda yıllar
Siyaset bireyler ve kurumsal yapıdaki oluşumlar için adeta med-cezir refleksleri gösteren, aktörlerini de bu duruma zorunlu olarak iten veya çeken kaygan bir alandır. Siyasetin böyle bir hal içinde bulunması yalnız siyasetin aktif bileşenlerinin dinamik hallerindeki değişkenliklerind
Daha birkaç hafta önceki yazımda kaleme almıştım,Türkiye'de zam furyası bir tek ürün baz alınarak onun üzerinden binlerce kalem malın fiyatlandırması yapılıp yüksek enflasyon oluşturuldu diye. Ayçiçek yağı..! Yakın tarihlere kadar sıvı yağların içinde en makbul olmayanı olan bu zorunlu mutfak ürün
Büyük tehlikeden bahsediyorum! Hem de çok büyük! Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş bir an önce sonlandırılmalı. Bu temennim bugünkü yaşanan insani trajediler ve haksız bir saldırının sonucunda gösterilmiş insani bir refleks değildir. Beşerî özelliklerimin dışında tamamen tarihsel, reel politik ve
Karadeniz’in kuzeyinde yer alan bu iki komşu ülkenin son zamanlarda yaşadıkları problemler neden-sonuç düzleminde ve tarihsel süreçler ışığında incelendiğinde, üçüncü taraflara özellikle de zor coğrafyanın siyasi ve coğrafi sahibi olan bize Türkiye'ye ve Türk Milletine ders niteliğindedir. Nasıl