Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Stratejik devlet

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.03.2022 07:28

Daha birkaç hafta önceki yazımda kaleme almıştım,Türkiye'de zam furyası bir tek ürün baz alınarak onun üzerinden binlerce kalem malın fiyatlandırması yapılıp yüksek enflasyon oluşturuldu diye.

Ayçiçek yağı..!

Yakın tarihlere kadar sıvı yağların içinde en makbul olmayanı olan bu zorunlu mutfak ürünü, koskoca Türkiye ekonomisini kirli eller vasıtasıyla manipüle etmeye yetti de arttı bile. Oysa birkaç sene önce beslenme uzmanlarının, televizyon kanallarının sağlıkla ilgili sabah programlarına konuk olan hekim ve beslenme uzmanlarının ezici çoğunluğu bu yağı tüketmeyi asla önermiyordu. Uzmanlarca önerilen fındık,zeytin ve mısır yağlarının arasında o dönem adeta üvey evlat muamelesi görüyordu; mutfaktaki sanatkârlar,ve marketteki satıcılar tarafından.

Bu yağ intikam mı alıyor bizden!

Aylık gıda ihtiyaçlarımızın faturasında göze batmayacak kadar az yer işgal eden bu sarı sıvı son dönemdeki kendine has hamleleriyle kıymetini yükselterek pekiştirdi. Pekiştirdi diyorum; çünkü daha birinci fiyat kasırgasına alışamamışken geçen hafta bize ikinci tokatı attı. Bunu fırsat bilen yağla alakasız demirciler,betoncular,çaycılar,nakliyeciler, kargocular, hatta camcılar bile ayçiçek yağına gelen zamdan dolayı ürünlerine zam yaptılar. Herhalde en çok hakları olduğu halde, yağla direk işi en çok olmalarına rağmen en son ve en az oranda bu ahlaksız katara katılan lokantacılar oldu!

Ve böylece...!

Bu kutsal sarı sıvı ikinci kez ülke ekonomisinin, dolayısıyla milletin üzerinden silindir gibi geçti.

Kimin vasıtasıyla?

Stokçular ve tefeci tüccarlar eliyle mi sadece!

Yoksa bu duruma devletin de katkısı oldu mu?

Oldu oldu!

Bakın nasıl oldu!!!

Eğer devlet yöneten kadrolar her şeyi devletin başındaki yöneticiden bekleyerek biraz mental mesai,biraz vatan ve millet aşkı,epey de bilgi ve bilimi katarak gerçekçi, uygulanabilir,optimum fayda sağlayacak rasyonel, uzun vadeli bir yol haritası ortaya koymazsalar bu sonuçlar kaçınılmaz olacak.

Nitekim öyle oldu!

Ben devlet olarak alacağım önlemlerle neden stokçu ve tefeci tüccarların manevra alanını olabildiğince daraltmayayım ki ?

Peki ne yapılmalıydı?

Bundan sonra ne yapılmalı?

Halkın günlük tükettiği gıda ürünlerinin tamamına yakını stratejik ürün sayılır.Tıpkı silah,enerji veya tıbbi endüstriyel ürün gibi. O halde devlet gıda ürünlerinin yıllık tüketim ve üretimini tam kayıt altına almalı en az bir yıl önceden kendi üretiminin yetersiz kaldığı ürünlerde zamanında tedarik yoluna giderek bir yıl öncesinden önünü görebilecek programlar yaparak piyasada sanal kaos oluşturacak fırsatçılara alan bırakmamalı.

Bundan sonra olması gereken!

Olası savaşlar, salgın hastalık,tarımsal hastalık, kuraklık ve dünyadaki üretim yetersizliğine bağlı kıtlık gibi olumsuzlukları göz önüne alarak olabildiğince hacimli,bilimsel yöntemler ve teknoloji kullanılarak ürünü olabildiğince uzun koruyabilecek depolar inşa edip kendimiz ve olası olumsuz durumlarda başka ülkedeki ihtiyaç sahiplerine el uzatabilmek için en az üç yıl yetecek zorunlu gıda ürünleri depolamalıyız. Bu sayede oluşacak arz azlığı ve talep çokluğu durumlarında da depolarımızdaki mallarla piyasa dengelemesi yaparız. Bu bahsettiğim sistem sadece gıda ürünlerinde değil yaşam için elzem olan ihtiyaç maddelerinin tümünde uygulanmalı. Aksi durumda dışarıda Ukrayna'dan gelecek iki yağ dolu gemiye, içeride de iki elin parmaklarını geçmeyen piyasa baronlarının insafına bel bağlamak zorunda kalırız. Gökleri fethetmiş, gözünü Ay'a dikmiş imparatorluk mirasçısı bir milletin devlet yönetimine yakışır mı bu durum?

Önümüzdeki dönemlerde yağ bizi bir kez daha vurmadan daha iyi çalışması için, biz beyinlerimizi biraz yağlayalım.

D.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.