Nereden baksan çelişki

Ülkenin yakın geçmişinde gündem olan ve hâlâ sıcaklığını koruyan, uzun zaman daha güncelliğini koruyacağına kesin gözüyle bakılan bir vaka-i şerriye durumunu analiz edelim.

Bir süre önce Bingöl ilimizde ziyarette bulunan İyi Parti lideri ve ekibi programlarını sürdürürken heyetteki ismini bile telaffuz etmek istemediğim, benim için milletvekilliği vasfını tamamen yitirmiş kişi tarafından bir şehit yakınına ağza alınmayı bırakın, akıldan geçirilmesi bile Sayın Devlet Bahçeli'nin deyimiyle şerefsizlikle bir tutulan küfürle hakarette bulunmuştu.

Bu çirkin olay ilk bakıldığında bu iğrençliği yapan şahsi bağlar.

  Ancak!

  Bu hakareti yapan kurumsal bir yapının bileşenlerinden biriyse ve o kurumda başat unsursa, o zaman bu ahlaksızlık sadece şahsı değil o kurumu da bağlar.

Ta ki o kurum yanlışı yapan yöneticisi veya önemli bir bileşenini kendi bütüncül vücut yapısından kesip alıncaya kadar.

  Peki, öyle mi oldu!

  Yukarıda betimlediğimiz Türk Milleti ve Türkiye aleyhine zararlı faaliyetlerin destekçisi olan siyasi oluşum, bu ceberut şahsiyeti sadece görev değişikliği ile adeta ödüllendirdi.

  Yukarıda yapılan tasvirden ismi anlaşılan partinin millete zarar ittifakında yol arkadaşı olan Ana muhalefet partisinin sözcüsü ise Gazi mecliste yaptığı basın toplantısındaki açıklamada, adeta şehit yakını suçlarcasına millete zarar ittifakının ortağı parti milletvekilini aklamaya çalıştı.

  Peki ya STK'lar!

Kendi cenahlarından bir kadının saçına rüzgâr dokunsa Türkiye'yi ayağa kaldıran çakma kadın ve insan hakları savunucusu taraflı dernek ve sivil oluşumlar adeta sus pus.

Kendilerine iğne battığında etrafı yakıp yıkanlar, kendileri gibi düşünmeyenlerin uğradıkları mağduriyetlerde adeta bir yerlerine kına yakıyor.

İşte bu zihniyetteki sivil oluşumlarla bunların siyasi iradesini yansıtan partiler millete zarar ittifakında birleşerek Türkiye'yi yıpratma faaliyetlerinde birlikte iş tutuyor.

  Bölücü zihniyetli birinin Akşener'in Siirt Kurtalan ziyareti sırasında kendisine "burası Kürdistan'dır." sözü karşısında Akşener eveleyip geveleyerek hak ettiği cevabı vermedi. Fakat küfürbaz milletvekiline sahip çıkarak "büyük bir olgunluk gösterdi" methiyesine layık görerek bu konularda yazanları da "yavşak" gibi iğrenç bir etiketle yaftaladı.

Şimdi bu siyasi vakanın baş aktörü olan siyasi parti kendini milliyetçilik ve ülkücülük kisvesi altında millete yutturmaya çalışıyor. Daha önce terör suçlamasıyla cezaevinde olan terör destekçisi partinin lideriyle kahvaltı etme özlemi içinde olduğunu kamuoyuna söylemekten çekinmeyerek milliyetsizlik refleksleri gösteren parti lideri ve avenelerinin yaptıkları ve söylevlerini birleştirirsek ortaya çıkan sonuca vatansever bir siyasi yapı diyebilir miyiz?

Türk Milleti'nden beklentimiz, her söylev ve eylemlerinde Türkiye'nin kuyusunu kazanlarla aynı çizgide durarak olanların değirmenine su taşımaya ara vermeden devam eden bu parti ve kirli planlarını yapılacak ilk genel seçimlerde onlarla birlikte Türkiye'nin siyasi tarih çöplüğüne atması. Hatta bu çürük zihniyeti politik mezarlığa gömmesidir.

Sözde STK' ların akıbeti ise bundan önceki hallerinden çok kötü durumda olacağı aşikârdır. Sözleri ve fiilleri birbiriyle çatışan, ayrımcı terör sevici yapıların varlıklarını en zayıf çizgide gösterme zorunluluğu kaçınılmazdır.

Büyük Türkiye hayaliyle yanan herkesin yukarıda durumları tespit edilen zihniyetlere hiç bir alanda prim vermeyeceği günlere uyanmak dileğiyle.