Geçen gün, ilgiyle takip ettiğim Psikolog/Yazar Beyhan Budak’ın bir yazısına rast geldim. Bu haftaki yazımda bu alıntı üzerine konuşacağız:
‘Kendinizi olduğunuzdan daha az değerde sunmayın. Hak ettiğiniz değeri alın, bazen ona ihtiyacınız olmasa bile. Kimse ucuz ya da ücretsiz şeyleri takdir etmez. ‘
Sarsıcı olduğu kadar düşündürücü bir tespit, öyle değil mi? Bu konuya binaen, insanın paha algısı üzerine biraz araştırma yaptım. Elde ettiğim bilgiler oldukça ilginç!
California Teknoloji Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi araştırmacıları yaptıkları bir deneyde deneklerin aynı içeceğin fiyatı söylendiğinde daha kaliteli bulduklarını ve büyük bir zevkle içtiklerini ortaya çıkardı.
Başka bir açıklamada ise plasebo ağrı kesiciler kullanılmış. Fiyatı yüksek olarak söylenen ilaçların, düşük olanlara nazaran daha etkili bulunduğu görülmüştü.
Bu durum, bizi alma-verme yasasına götürmekte. Ne var ki insan,karşılıksız elde ettiği her şeyin nankörüdür. Bu konuyu, hem maddi hem manevi olarak düşünebilirsiniz.
Hayatta ortaya konan her şeye bir emek sarf edilir ve belirli bir zaman harcanır. Haliyle bu emeğe bir paha biçilir.
Bir düşünün, hayatınızda hiçbir karşılık vermeden edindikleriniz mi; yoksa sabır edip mücadelenizin karşılığı olarak aldıklarınız mı daha kıymetli?
Peki neden bu şekilde hissediyoruz?
Çünkü bize ait olan emeğin de bir parçasını, karşı tarafa veriyoruz. Bizim de değer verdiğimizi, menfaatimiz için bir başkasına gönüllü olarak takdim ediyoruz. Aslında ortada bir fedakarlık var. Bu fedakarlık, elde edileni daha kıymetli yapmakta.
Sevgili okurlarım, sonuç olarak her neye paha biçiyorsanız, ona hak ettiği değeri biçin. Unutmayın, icra edilen işe, ilk önce icra edenin verdiği değere bakılır.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere… Hoşça kalın…