Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk ceza hukukunda meşru müdafaa hali ve beraat

Yazının Giriş Tarihi: 04.08.2023 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.08.2023 16:52

TCK’nın ‘’Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler’’ başlığı altında düzenlenen meşru müdafaa yani halk arasında bilindiği üzere nefsi müdafaa, kendisini veya bir başkasını haksız bir saldırıya karşı anın gerektirdiği duruma göre orantılı bir şekilde saldırıyı defetmek için işlenen fiil olarak tanımlanmaktadır. Basındaki haberlerde de sıklıkla karşılaştığımız üzere özellikle ölümle sonuçlanan durumlarda meşru savunma kavramı gündeme gelmekte ve hangi hallerde meşru müdafaanın varlığının kabul edileceği merak edilmektedir. Bugünkü köşe yazımda meşru müdafaa kavramının üzerinde durarak şartları ve yargılama süreci hakkında merak ettiğiniz noktaları gidermeye çalışacağım. 

Meşru müdafaa bir hukuka uygunluk nedeni olup, TCK’nın 25/1. Maddesinde, ‘’ Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” Şeklinde düzenlenmiştir. Hukuka uygunluk nedeni olan meşru müdafaa gereği saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla orantılı bir şekilde güç kullanan kişi kanun gereği cezalandırılmayacaktır.Burada en dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken nokta elbette savunmanın orantılı bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Bu noktada meşru müdafaanın her olayda kabul edileceğini söylemek doğru olmayacağı gibi, meşru müdafaanın sıkı şartlar taşıdığını ve her saldırıya karşılık verilmesinin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmemiz gerekir.

Meşru müdafaanın şartlarına gelecek olursak, kanunda bu şartlar 7 madde olarak düzenleme alanı bulmuştur. Öncelikle meşru müdafaanın kabul edilebilmesi için; bir saldırının olması, haksız bir saldırının olması, meşru müdafaa kapsamında korunacak bir hakka yönelik saldırı olması, yapılan saldırı ile savunmanın eş zamanlı olması, yapılan savunmanın zorunlu olması,  savunmanın saldırana karşı yapılması ve savunma ile saldırının orantılı olması şartları aranmaktadır. Uygulamada en çok sorun ve tartışma yaratan nokta elbette savunma ile saldırının orantılı olması şartıdır. Zira savunmanın meşru müdafaa kapsamında değerlendirilebilmesi için saldırıyı engellemeye yetecek ölçüde olması gerekmektedir. Saldırıya karşı savunmada sınırın aşılması durumunda meşru müdafaa kapsamına girmeyecektir. Bu noktada savunmada kullanılan araç ile saldırıda kullanılan araç arasında da orantılılık olması gerekmekle birlikte, kullanılan araçlar arasındaki orantılılık eşitlik manasında değildir.Yani olayın gerektirdiği duruma göre bıçakla yapılan bir saldırıya silahla karşılık verilmesi bazı hallerde meşru savunma kapsamına girebilecektir. Burada yargı mercii tarafından tamamen somut olayın durumu ve şartları değerlendirme kapsamına alınmaktadır. Savunma durumunda orantılılığın aşılması halinde failin yararlanabileceği hükümler haksız tahrik ve meşru savunmada sınırın aşılması olacaktır.

Fail kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı gerçekleştiği taktirde bu saldırı karşısında heyecan, korku ve telaş nedeniyle davranışlarını kontrol yeteneğini kaybetmesi halinde kusurlu olduğundan söz edilemeyecektir. Eğer kişi bu heyecan nedeniyle sınır aşılmış ise ceza verilmeyecektir. 5237 sayılı TCK’ nın 27/2. maddesine göre, meşru savunmada sınırın aşılmasının içine düşülen “heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş” olması durumunda, failin veya şahsın hukukun gerektirdiği davranışlarda bulunması hayatın olağan akışına göre beklenemez . Savunma yapan şahsın içine düştüğü heyecan, korku ve telaş nedeniyle davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaybettiği kabul edilir. Bu şekilde sınırın aşılması halinde fail kusurlu kabul edilmez. TCK’ nın 27/2. maddesinde meşru savunma hakkına ilişkin özel bir sınırın aşılması hali düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, meşru savunmanın mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmişse faile ceza verilmez.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2015/20630 E., 2016/288 K. Sayılı kararında ‘’Sanığın üzerine atılı eylemi meşru müdafaa şartları içindeyken gerçekleştirdiğinin kabulü karşısında, meşru müdafaa nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nin 223/2-d maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…”yönünde karar verilmiştir.

Meşru müdafaa daha önce de belirttiğimiz üzere dar kapsamlı bir kavram olup her somut olay açısından farklı değerlendirmelere tabi tutulacaktır. Yargı mercii tarafından somut olay incelendiğinde meşru müdafaanın tüm şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilecek ve bu yönde bir karar verilmesi gerekecektir. Bu noktada her savunmanın meşru müdafaa kapsamında değerlendirilemeyeceğini, her durum ve koşul açısından farklı durumların oluşmasının mümkün olduğunu söyleyebiliriz.

İhracat bedellerinin yurda getirilmemesi nedeniyle kesilen idari para cezalarına itiraz hakkı

24.02.2024 18:14

1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve diğer ilgili yasal mevzuat uyarınca ihracatçılar, ihracat bedellerini mevzuatta belirtilen süreler içerisinde yurda getirme yükümlülüğü altındadırlar. Mevzuat ile getirilen yükümlülük uyarınca amaçlanan, ihraç edilen mal ve hizmetlerin ka

EFT/Havale işlemlerinde açıklama yazmanın hukuki açıdan önemi

17.01.2024 06:00

Günümüzde internet bankacılığı ve sanal ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte kişiler arasında para akışı hızlanmış, dolayısıyla alacak, borç, fatura ödeme gibi işlemlerin fiziki olarak değil, internet bankacılığı uygulamaları ile gerçekleştirilme oranı artmıştır. Şu koşullarda EFT/havale yoluyla bu i

Borçlu temerrüdü halinde müspet zarar tazminatı ve müspet/menfi zarar ayrımı

25.11.2023 06:45

Bir şeyin, bir olayın yol açtığı kötü sonuç ya da çıkar yitimi olarak da tanımlanan zarar kelimesinin hukukumuzdaki anlamı daha farklıdır. Hukuki olarak zararı kısaca, borçlunun sözleşmeden kaynaklı borcunu gereği gibi yerine getirmemesi veya hiç getirmemesi ya da haksız fiilden kaynaklı olarak borc

Kira uyarlama davası nedir? Hangi durumlarda açılabilir?

08.11.2023 06:00

Son günlerde hem kiracıları hem de kiraya verenleri ilgilendiren %25 zam ve kiracıların bu noktada korunan hakları konusuna daha önceki yazılarımızda yer vermiştik. Bugünkü köşe yazımda kira uyarlama ve kira tespit davası hakkında genel bilgiler vererek bu davaların farkları ile hangi durumlarda dav

Soybağı ile Bulgaristan vatandaşlığı kazanma yolları

11.10.2023 06:30

Bulgaristan vatandaşlığı konusu Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne katılmasıyla gündem olmuş ve son dönemde de kişilerin vatandaşlıkla ilgili soru ve araştırmalarını da artırmıştır. Bu durumun ilgiliprosedürün başarılı uygulanması sonucunda tüm Bulgar vatandaşlığı alan yabancı uyruklu kişilere, Avrupa

Hukuki sorunlarda avukatlardan yardım almanın önemi

21.09.2023 06:30

Hukuk, toplum düzenini ve adaleti sağlamak için temel bir yapı taşıdır. Her ne kadar yasaların ve düzenlemelerin amacı sorunları önlemek olsa da, bazı durumlarda hukuki problemler yaşamak kaçınılmaz olabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda, profesyonel bir avukattan yardım almak hayati önem taşır.&nb

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.