Küçük şeylerle mutlu olmak güzelse de küçük şeylerde boğulmak güzel değil. Hayatın akışında ikisine de yer vardır gerçekte; bazen öyle bazen böyle seyir,yaşadığımız şeylerden!
Seyri seyretmek, akışın yönünü takip etmek; bir noktada boğulmaktan, bir lahzada takılı kalmaktan, bir anda asılıdurmaktan koruduğu gibi yeniliğe yönlendirir, ileriye taşır, güzellikle buluşturur, iyiliğe yaklaştırır!
Akan su temizdir misali,zeminini bulan akan zihin de temizdir yeter ki varlık köklerine eriştirsin, hakikat meyvesine kavuştursun.
Yakın bir zamanda akışta “salgın” vardı şimdi “enflasyon” ve “sıcak” var.“Maske mesafeyi” ne çabuk unuttuk; dün dünyanın sonu diyorduk!Hikmete hakikate dair ders çıkarıp yolumuza istikamet verdiysek kazançlıyızdır yoksa enflasyonda düşmeye sıcakta “üşümeye” devam ederiz!
İnsan değişti ki iklim değişti; neye değiştiği ortada, yarınki akışın ne yöne olacağı da belli. Yokluk deminde sahiller insan seli! Bir yandan da şikayet diller susmuyor.
Akış çelişkiler girdabında düğümleniyor; düğüm olan da düğümü çözecek olan da yine insan.
İnsan aranıyor!
“Gün ışığında elimde kandil vefa arıyorum” dendiği gibi insan!
İnsan arayacak ki hakikat kandilini bulacak; enflasyon normale inecek, mevsimler normal seyrinde akacak, hayat sükun huzur bulacak.
Akışın renklerini gören, seyrini seyreden, zıtlıkları iyi okuyana bir çıkış yolu hep vardır yeter ki bir damlada boğulmasın, bir anda kaybolmasın hatta olumsuzluklar sıçrama taşı bile yapabilir.
Bu bağlamda küçük diye bir şey yok, var olan dikkatsizliğimiz vesselam.
Bir zamanlar “asala” terör örgütü vardı o bitti “pkk” başladı. o da kendini feshetti şimdi “Terörsüz Türkiye” başlıyor mu? Terörde onca insan öldü, onulmaz yaralar açıldı, onca mal zayiatı oldu; düşmanlarımızdan başka kim kazandı? Aklıselim, kalbiselim düşünmek ve hissetmek varken niye buna tevessü
Cuma namazı ile başlayan bereketli hareketlilik 2 gün boyunca (9-10 Mayıs) devam etti. Emir Sultan Camii, türbesi, meydanı ne zaman hareketsiz ki denirse doğru denir; Emir şehre ruh üflemeye devam ediyor. Fetret devrinden sonra devleti manen kurması, Padişaha kılıç kuşandırması bunun gelenekleşerek
Gülü görmek gülle gülmek, dikeni görmek dikenle ağlamak; hayatın akışında olan şeyler, kaçamadığımız gerçeklik. Gül deyince diken akla gelmez; rengi kokusu güzelliği akla gelir, dikeni ikincildir; ikincillik olmasa birincillik olmaz. Gezelim tozalım eğlenelim, keder dokunmasın, hastalıklar sıkıntıl
Halktan kopuk Hak'tan uzak, gerçekliğe kör bir TV kanalı; Diyanet ‘in Hakkı, doğruyu söyleyen Cuma hutbesinden rahatsız olmuş, rahatsız olmaktan öte ölçüsüz tepki vermiş. Hak haktır, doğru doğrudur, iyi iyidir, haram haramdır, helal helaldir; hevalarını ilah edilenlere göre değişecek değil ya! Hem
Yazının musikisi olur mu ya da musikinin yazısı? Yazının musikisi onu akıcı kılar, anlamı kolaylaştırır, okuma zevki verir. İş harflerde, harfleri anlam katarı ile kelimelere yüklemekte, oradan cümlelere taşımakta. Hisle beslenmemiş, musiki ile çeşnileştirilmemiş cümleler; ne yazana yazma zevk veri
“Yaşamak yaralanmaktır, yaralanmıyorsanız yaşamıyorsunuzdur” sözüyle adeta çarpıldım, yerimden kalktım! Üstad da öyle yaparmış. Bir sözden çok etkilendiğinde yerinden kalkar hayretini ifade edermiş. Benimkisi üst üste geldi; bitmeye yakın programdan nasıl ayrılsam derken bu söz fişekledi, kendimi d