Cep telefonları sakız gibi yapışmış elimizden bırakamıyor, gözümüzden ayıramıyor, etkisinden kopamıyoruz. Öyle ki sanki sinyal gönderiyor, bir şeyleri bakmak için paylaşım yapanları görmek, belki önemli bir şey olmuştur hissini yatıştırmak için…
Zincir akıp gidiyor… Şuydu buydu derken zaman geçiyor, geriye baktığımızda deydi mi dersek çoğunlukla değmiyor, vaktin iyi değerlendirilmediği görülüyor…
Sağlık açısından habire radyasyon alıyoruz ileride rahatsızlık vereceği açık, hele çocuk sussun diye eline telefonu vermek büyük zarar, o zarar ileride daha net görülecek, beden olarak da kişilik olarak da!
Çizgi filmler alt fonda bir mesaj veriyor, farkında olmadan çocuk bir şeylerden etkileniyor, kişiliği kimliği ona göre şekilleniyor. Aile okul devletten çok sanal âlemin kontrol ve yönlendirmesine giriyor, tüketim ağının içine düşüyor, başka kimliklere bürünüyor.
Bir anaokulu hocası çocukların anlama kapasitesinin düştüğünü, sebeplerinin birinin cep telefonları olduğunu söyledi. Kendim de bir gece fazlaca meşgul oldum uyku veriminin düştüğünü fark ettim. Bir kulak burun boğaz doktoru epey zaman önce telefonun yaydığı radyasyon zararlarının ileride çıkacağını söylemişti.
Bütün bunlar ne kadar dikkatli olmamız, akıllı telefonları beden ve ruh sağılığımız ve de istikbalimiz için ne kadar “akıllıca” kullanmamız gerektiğini gösteriyor.
Dönüşü olmayan bir yola girdiğimiz vakıa, teknolojiyi iyi kullandığımızda çok şeylerin kolaylaştığı ve hızlandığı da bir vakıa.
Temkin dikkat ihtiyat…
Attığımız adımlar aldığımız nefes takip ediliyor, düşüncelerimiz okunuyor, hastalıklarımız zaaflarımız, alış verişlerimiz kayıt altında! Farkında olmadan parmak uçlarımızı, göz şifremizi bile kendimiz veriyoruz güya telefonu kilitliyoruz; O zaafla en mahrem bilgileri teknolojiyi yapanlara veriyoruz.
İyilerin iyilikte kullandığında müthiş bir alet!
Fikrinizi düşüncenizi hele şimdilerde “yapay zekâ” ile dünyanın öbür ucuna bir anda ve çok sayıda insana ulaştırabilir, Hak ve hakikati bildirir insanları doğruyu güzeli gösterebilir, zalimliği ve zalimleri deşifre edebilir, onları kazdıkları kuyuya düşürebilirsiniz!
İlim, ahlak, iç arınmışlık, adanmışlık, fedakârlık, gayret ve himmetle dolmuş bir kimlik ve kişiliğe büründüğümüzde bütün bunlar gerçekleşir yoksa da uyurgezer tiplere dönüşür, hipnoza edilmiş bir nesle benzeriz vesselam.
Beklemek mutluluğu mu kavuşmak mutluluğu mu daha çok mutlu eder? Beklediğin şeye göre değişse de kavuşma için yapılan gayret, yaşanılan cile, dökülen ter, sonunda hak edişi görmek; evet kavuşmaktan daha çok mutlu eder, ileride bu hal hatırlanır "neydi o günler" denir. Gerçekte umut ayakta tutar, y
İnsan ki düşünmeden edemez, insan ki sevmeden edemez, insan ki endişe etmeden edemez; bugünü düşünür, yarını düşünür, gün içinde sevdikleri vardır sevmedikleri vardır, korktukları vardır, endişe ettikleri! Hepsi insan için! Kış mevsiminde böyle hava, dövizdeki tırmanış, virüsteki belirsizlik, düny
Gazze ile ilgili hususi yazılar yazdığım gibi, her yazıda anmaya, hatırlamaya, dikkat çekmeye çalıştım, yapabildiğim kadarıyla. Doğu Türkistan'ı da çok anmalıydım, ondan da çok bahsetmeliydim; zaman zaman yapmaya da çalıştım. Ayrımız gayrımız yok; yapabildiğimiz kadar, gücümüz nispetinde zalimlerin
Kaç yangın iç içeyiz, nice değerler yandı yanıyor, adeta insan kıtlığı yaşıyoruz. Nüfusun azalmasından daha tehlikeli bir durum bu; geleceğimiz için neslimiz için bir şeyler değil çok şeyler yapma demindeyiz! Yangın üzerinden bile ne yorumlar yapılıyor, insan şaşırıyor ve sormadan edemiyor; siz han
Temiz hava, temiz su, sunilikten uzak tabii ortamda dostlarla güzel sohbet, muhabbet ve de yemek yemek; dünya nimeti denir ya, mutluluk, deval öyle bir şey! Hüzne kedere, olumsuzluğa paydos derken gökyüzünde kara bulutlar belirlemeye başladı; bir yerler yanıyordu, az sonra gelen acı haber Gürsu yam
“Roketsan, hipersonik balistik füze TAYFUN BLOK-4’ü üretmiş; adam altına yorum yazmış: Maket! Kendi ülkesinin umuduna, refahına, gün ışığına, hayırlı bir haberine, ürettiği her bir şeye dudak büken, mutlu olamayan, ithal mala otomatik beğen tuşuna ayarlı zihin refleksiyle yaşayan, kompleksli, özgüve