Beterin beteriyle geldiler!

"Gelen gideni aratır" lafını sık sık kullanırız.

Atalarımız tabi ki yanılmamış. Hakikaten de her seferinde gelen gideni aratıyor.

Trump bir geldi ve ayağının tozuyla yapacağı vahşeti ballandıra ballandıra anlattı.

Haberi beynim uyuşa uyuşa dinledim. Biliyordum işte… Ateşkes olunca herkes sevinirken içimden taşan huzursuzluk beni mahvetmişti.

Biliyordum çünkü bu bir güç toplama duraklamasıydı.

Daha önce kimseye karşı sözünü tutmamış bir millet gözünü kan bürümüş bir halde bu insanlara acır mıydı hiç?

Ne olacak şimdi?

O kadar insan geri döndü sırf ateşkes oldu diye.

Bizim gördüklerimiz sadece sosyal medyada paylaşılanlar… Daha niceleri var kim bilir.

Ve öyle bir sevinçle evlerini arıyorlar ki ümitle, bulan şükür secdesi ediyor, yerinde bulamayan gözyaşlarına gark oluyor.

Ne olacak şimdi o kadar insana? Bak işte daha beteri ile geri döndüler. Kim bilir neler yapacaklar o insanlara ve biz dahil bütün dünya bunu izleyeceğiz, yine yine yine...
İçimden var gücümle bağıra bağıra beddua etmek geçti. Ama nasıl içim dışarıya fışkırıyor.

Sonra diyorum ki rabbim sen yasakladın peygamberin bile beddua etmedi ama ben de insanım içim dışıma taşıyor.

Ettim dayanamadım. Bildiğim bütün bedduaları sıraladım. Rabbim dedim ne olur eşref saatine denk gelsin. Eminim ben şuan yalnız değilim o an kim varsa hepsinin duası eşref saatine denk gelsin.

Taş taş üstüne kalmadı zaten Gazze'de... İşte kalanlara da göz diktiler.

Dilim varmıyor söylemeye olacaklar olabilecekler gözümün önüne geldikçe içim bir tuhaf oluyor.

Ve eminim benim tahminimden daha kötü şeyler yapacaklar. Onların düşündüklerini bizim hafızamız almaz malum.

"Çok güzel bir yer Gazze ve orası böyle bırakılamaz, çok güzel yerleşim yerleri yapılır oralara ve biz bunu yapacağız..."

Meğer onlar tüm şehri yerle bir ederken buna zemin hazırlıyormuş.

Biz bile Gazze’nin güzelliğini belki son 2 senedir biliyoruz.

Aslında harita gözümüzün önünde... Filistin toprakları neresi hepimiz biliyoruz ama beynimize bereketsiz, çorak, çöl gibi kodlarla kodlanmış sanki…

Deniz kenarı, güzel evler ve ağaçlarla çevrili cennet gibi bir yer beklemiyorduk. O ilk gördüğüm an benim için gerçekten şok edici bir görüntüydü.

Bir video karşıma çıktı. Geçen izledim. Kadın evini arıyor. Gazze sokaklarında hala ayakta yıkılmamış olarak bulunca gözyaşlarıyla sevinç secdesi ediyor. Bense şaşkınlıkla izliyorum, ev dediğin bahçesinde palmiye ağaçları olan deniz kenarında villa tipi bir ev… Öyle güzel.

O insanlar bizim düşündüğümüz gibi sefil değillerdi yani öyle güzel bir memleketmiş ki orası…

O canilerin ağızlarından kan damlaya damlaya saldırmalarından anlamalıydık.

Topraklarından bereket fışkırıyor.

Boşa değil yani bu gözü dönmüşlük…

Biz Biden gitti, az biraz bir şeyler değişir derken şimdi hakikaten kökten değiştirmeye and içtiler. Artık son hamlelerini yapmak için gün sayıyorlar.

Çok bekletmezler, dünyaya da gerine gerine iyi bir halt yiyorlarmış gibi açıkladıklarına göre…

Daha gaddar daha kanlı daha zalim günler bizi bekliyor anlayacağımız.

Şimdi beddua etmeyelim de ne yapalım bilmiyorum ki…

Filistinlilerin o kısacık sevinçleri de böylelikle büyük bir zevkle boğazlarına dizildi. Tüm bu olanlardan zevk alıyorlar tüm hücreleri ile… Bir hahamın konuşması dolanıyor ortalarda…

"Bir füze gelmiş bir gün Mescid-i Aksa’nın üzerinde patlamış mesela. Hem de bizden bile değil. Ben olsam İran’dan atılan bir füzenin Mescid-i Aksa’nın üzerinde patlamasını sağlardım, tüm suçu da İran’a atardım. Sonra oturur İslam dünyasının birbirine düşmesini seyrederdim. Şuan devlet adamları sadece haftayı kurtarıyor. Boşa zaman harcıyorlar " diyor. Yayıla Yayıla, gevrek gevrek gülerek anlatıyor bunları.
Belki bekledigimziden daha büyük geri dönecekler...