Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türki̇ye

Bursa Hayat Gazetesi - Türki̇ye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türki̇ye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Togg’da yeni hedef! Yıl sonuna kadar… Haber

Togg’da yeni hedef! Yıl sonuna kadar…

Togg Teknoloji Kampüsü’nde düzenlenen basın gününde, üretim hattının belirli bölümleri basın mensuplarına gezdirildi. Gazeteciler, T10X ve T10F modellerinin üretim süreçlerini yerinde görme fırsatı bulurken, hem gövde hem de montaj hatlarında yöneticilerden ayrıntılı bilgiler aldı. T10X ve T10F’in aynı bantta art arda üretildiği süreç de basın tarafından gözlemlendi. Yetkililer, Togg’un ilk modeli olan T10X’in ardından ikinci araç T10F’in bu yıl 15 Eylül’de Türkiye’de, 29 Eylül’de ise Almanya’da satışa sunulduğunu hatırlattı. Avrupa pazarındaki araç güvenliğini ölçen bağımsız Euro NCAP testlerinden en yüksek not olan 5 yıldızı alan T10F’in, Avrupa’nın en güvenli üç aracından biri olarak gösterildiği vurgulandı. Yetkililer, sürekli internete bağlı olarak uzaktan güncellenebilen T10F’in, 160 kW / 218 beygir güç ve 350 Nm tork sunan arkadan itişli (RWD) versiyonunun iki farklı batarya seçeneğiyle satışa çıktığını aktardı. Buna göre model, 52,4 kWh batarya ile 350 kilometre, 88,5 kWh batarya ile ise 623 kilometre menzil kapasitesine ulaşabiliyor. Ayrıca araç, hızlı şarj desteği sayesinde bataryasını yüzde 20’den yüzde 80’e yalnızca 28 dakikada doldurabiliyor. "GEMLİK, OLTU, KULA, URLA VE MARDİN RENK SEÇENEKLERİ SUNULDU" Tasarımı, teknolojik donanımları ve kullanıcı odaklı yapısıyla öne çıkan T10F’in “Gemlik”, “Oltu” ve “Kula”nın yanı sıra “Urla” ve “Mardin” renk seçenekleriyle sunulduğunu belirten yetkililer, modelin 15 Eylül’den kasım ayının sonuna kadar 6 bin 92 kullanıcıya ulaştığını ifade etti. Togg, stoklarla sınırlı kampanyası kapsamında hem bireysel hem de kurumsal müşterilere T10F’in V1 ve V2 versiyonlarında avantajlı kredi imkânı sunuyor. Bu kapsamda kullanıcılar, 1 milyon lira kredi için yüzde 0 faizle 12 ay vadeli, aylık 83 bin 334 lira geri ödemeli fırsattan yararlanabiliyor. KREDİ İMKANI SUNULUYOR Bunun yanı sıra, bireysel alıcılara 1 milyon 700 bin lira kredi için yüzde 2,39 faizle 48 ay vadeli, aylık 68 bin 617 lira geri ödeme seçeneği; kurumsal alıcılara ise 1 milyon 900 bin lira kredi için yüzde 2,63 faizle 48 ay vadeli, aylık 71 bin 923 lira geri ödeme imkânı sunuluyor. Togg’un daha yüksek performans sunan çift motorlu, dört tekerlekten çekişli 4More serisi de kampanyaya dahil edildi. Bu kapsamda bireysel ve kurumsal müşteriler, T10X ve T10F 4More modelleri için 1 milyon lira krediye yüzde 0 faizli 12 ay vadeli, aylık 83 bin 334 lira geri ödemeli seçenekten faydalanabiliyor. Ayrıca bireysel alıcılar için 1 milyon 500 bin lira krediye yüzde 2,30 faizli 36 ay vadeli, aylık 68 bin 604 lira; kurumsal alıcılar için ise 1 milyon 900 bin lira krediye yüzde 2,63 faizli 48 ay vadeli, aylık 71 bin 923 lira ödeme imkânı sunuluyor. ALMANYA İÇİN STRATEJİK ADIMLAR ATILDI “Bir otomobilden fazlası” vizyonuyla yola çıkan Togg, T10X ve T10F modelleriyle Almanya pazarına giriş yaptı. Her iki model de 29 Eylül itibarıyla Almanya’da satışa sunuldu. Avrupa açılımı doğrultusunda Togg, 2021 Mayıs’ında Stuttgart’ta Togg Europe GmbH şirketini kurarak Avrupalı kullanıcıların beklentilerine uygun mobilite çözümleri geliştirmeye odaklandı. Almanya, güçlü elektrikli araç altyapısı ve bu araçların teşvik edilmesiyle, Togg’un Avrupa pazarına adım atması için en uygun ülke olarak öne çıktı. Bu nedenle şirket, kıta genelindeki büyüme stratejisinde Almanya’ya özel bir önem verdi.

Türkiye, 2026’da NATO Zirvesi’nin ev sahibi olacak Haber

Türkiye, 2026’da NATO Zirvesi’nin ev sahibi olacak

NATO'nun en üst düzey karar alma platformu olan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, bu yıl Hollanda’nın Lahey kentinde gerçekleştirildi. İki gün süren kritik zirvenin ardından yayımlanan deklarasyonda, 2026 NATO Zirvesi’nin Türkiye’de yapılacağı resmen açıklandı. Türkiye, NATO tarihindeki bu önemli organizasyona yeniden ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. SAVUNMA HARCAMALARINDA YENİ HEDEF: YÜZDE 5 GSYH PAYI Zirve bildirgesinde dikkat çeken bir diğer önemli karar ise müttefik ülkelerin savunma bütçeleriyle ilgili oldu. Buna göre, NATO ülkeleri, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını gayri safi yurt içi hasılalarının yüzde 5’ine çıkarmayı kabul etti. Bu oran içinde yüzde 3,5’lik kısmın temel savunma gerekliliklerine ayrılacağı belirtildi. Bu karar, ittifakın caydırıcılığını artırmaya ve kolektif savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. 5. MADDE VURGUSU Zirvede yayımlanan ortak deklarasyonda NATO’nun en kritik ilkesi olan 5. maddeye olan bağlılık bir kez daha teyit edildi. Bu maddeye göre, NATO’ya üye ülkelerden herhangi birine yönelik silahlı saldırı, tüm ittifaka yapılmış sayılıyor ve ortak savunma mekanizması devreye giriyor. Bu bağlamda, müttefikler arasındaki dayanışmanın ve ortak güvenliğe verilen önemin altı çizildi. TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK VE DİPLOMATİK FIRSAT 2026 yılında düzenlenecek NATO Zirvesi, Türkiye’nin uluslararası güvenlik politikaları açısından stratejik önemini pekiştirecek. Zirve, Türkiye’nin NATO içindeki diplomatik etkinliğini artırırken, aynı zamanda müttefik ülkelerle savunma ve güvenlik alanındaki iş birliğini de güçlendirmesi açısından önemli bir platform olacak. GÖZLER TÜRKİYE’NİN EV SAHİPLİĞİNDE 2026 yılına doğru geri sayım başlarken, Türkiye'nin zirveye ev sahipliği yapacağı şehir, güvenlik önlemleri ve organizasyon detaylarıyla ilgili hazırlıkların da kısa süre içinde başlaması bekleniyor. Zirvenin, hem diplomatik ilişkiler hem de küresel savunma politikaları açısından tarihi sonuçlar doğurması öngörülüyor.

3.Dünya Savaşı: Türkiye ekonomisi nasıl etkilenir? Haber

3.Dünya Savaşı: Türkiye ekonomisi nasıl etkilenir?

3. Dünya Savaşı olasılığı, Türkiye’nin ekonomisi için ciddi tehditler barındırıyor. Ticaret, yatırım, enflasyon ve istihdam gibi birçok alanda yaşanacak olumsuz etkiler, ekonomiyi derin bir kriz ortamına sürükleyebilir. Türkiye’nin bu tür senaryolara karşı hazırlıklı olması ve stratejik planlamalar yapması, ekonomik istikrarı korumak adına büyük önem taşıyor. 1.Ticaret Durgunluğu İthalat ve İhracat: Savaş, uluslararası ticaret yollarını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Türkiye'nin önemli ticaret partnerleriyle olan ilişkileri bozulabilir, bu da ithalat ve ihracatta ciddi düşüşlere neden olabilir. Tedarik Zinciri Sorunları: Özellikle enerji ve stratejik malzemelerin tedarikinde zorluklar yaşanabilir. Türkiye’nin enerji ihtiyacı, savaş nedeniyle daha da artan belirsizliklerle karşılaşabilir. 2. Yatırım İklimi Yabancı Yatırımlar: Savaş durumu, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini sarsabilir. Yatırımların azalması, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyebilir. Yerel İşletmeler: Yerel işletmeler de savaşın yarattığı belirsizlikten etkilenebilir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, ekonomik istikrarsızlık nedeniyle zor günler geçirebilir. 3. Enflasyon ve Fiyat Artışları Maliyet Artışları: Savaş, mal ve hizmetlerin maliyetlerini artırabilir. Özellikle gıda ve enerji fiyatları, talep ve arz dengesizliği nedeniyle yükselişe geçebilir. Enflasyon: Yükselen fiyatlar, enflasyon oranlarını artırabilir. Bu durum, hanehalklarının alım gücünü azaltarak ekonomik sıkıntıları derinleştirebilir. 4. İstihdam Sorunları İşsizlik Artışı: Ekonomik durgunluk, işsizlik oranlarının artmasına neden olabilir. İşletmelerin küçülmesi veya kapanması, istihdamı olumsuz etkileyebilir. Askeri İşgücü: Savaş durumunda, askeri seferberlik ya da askere alma süreçleri, iş gücünde azalmalara yol açabilir. 5. Devlet Harcamaları Savunma Harcamaları: Savaş durumunda, devletin savunma harcamaları artabilir. Bu da sosyal hizmetler ve diğer yatırım alanlarından kesintilere neden olabilir. Borçlanma: Artan harcamalar, devletin borçlanma ihtiyacını artırabilir. Bu durum, uzun vadede ekonomik istikrarı tehdit edebilir. 6. Sosyal ve Psikolojik Etkiler Tüketici Güveni: Savaş ortamı, tüketici güvenini sarsabilir. İnsanlar harcama yapmaktan kaçınabilir, bu da ekonomik durumu daha da kötüleştirebilir. Sosyal Sarsıntılar: Ekonomik krizler, sosyal huzursuzluk ve toplumsal çatışmalara yol açabilir. Bu durum, ekonomik istikrarı daha da zorlaştırır.

Türkiye'de kaç tane yanardağ var? Türkiye'de aktif yanardağ bulunuyor mu? Haber

Türkiye'de kaç tane yanardağ var? Türkiye'de aktif yanardağ bulunuyor mu?

Dünya genelinde yaklaşık 1400 adet aktif volkan bulunuyor. Bu volkanlar, son 10.000 yıl içinde püskürdükleri için "aktif" olarak kabul edilmektedir. Bu süre, jeolojik ölçekte oldukça kısa bir dönemdir ve bu durum, gelecekte yeni volkanik faaliyetlerin gerçekleşebileceğinin sinyallerini veriyor. Türkiye, aktif olduğunu düşündüğümüz volkanların yalnızca 10'una ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanı sıra, 10.000 yıl öncesinde aktif olduğu düşünülen başka birçok volkan da bulunmaktadır. Aşağıda, yakın geçmişte aktif olduğu bilinen ve hâlâ faaliyet potansiyeline sahip volkanlar listelenmiştir: Acıgöl-Nevşehir Ağrı Dağı (Ararat) Erciyes Dağı Göllü Dağı Hasan Dağı Karaca Dağ Karapınar Volkanik Alanı Kula Nemrut Dağı Tendürek Dağı Bu volkanların izlenmesi, olası bir volkanik aktivite için hazırlıklı olmak açısından büyük önem taşımaktadır. Uzmanlar, Türkiye'nin volkanik potansiyelinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. İŞTE TÜRKİYE'DE BULUNAN YANARDAĞLARIN TAM LİSTESİ: İsim Yükseklik (m) Yükseklik (feet) Koordinatlar Son Aktivite Hasan Dağı 3268 10,672 38.13°K 34.17°D Kasım 2021 Tendürek Dağı 3584 11,758 39.33°K 43.83°D 1855 Ağrı Dağı 5137 16,854 39.70°K 44.28°D 2 Temmuz 1840 Nemrut Dağı (Bitlis) 2948 9,672 38.65°K 42.23°D 1692 Erciyes Dağı 3916 12,848 38.52°K 35.38°D M.Ö. 253 Süphan Dağı 4158 13,642 38.92°K 42.82°D M.Ö. 8.000'ler Girekol 2323 7,621 39.17°K 43.33°D Holosen Dönemi Göllü Dağ 2143 7,031 38.25°K 34.57°D Holosen Dönemi Kula Tepeleri 750 2,461 38.58°K 28.52°D Holosen Dönemi Acıgöl-Nevşehir 1689 5,541 38.57°K 34.52°D MÖ 2080 ± 200 yıl Akyarlar 172 564 36.98°K 27.31°D Bilinmiyor Karaca Dağ 1957 6,421 37.67°K 39.83°D 100.000 yıl önce Karadağ 2271 7,450 37.25°K 33.08°D Bilinmiyor Erzurum-Kars Platosu 3000 9,842 40.75°K 42.90°D Bilinmiyor Koruhöyük 435 1,427 36.79°K 36.52°D 1222 Karapınar Düzlüğü 1302 4,272 37.67°K 33.65°D M.Ö. 7.000 (Meke gölü)

Türkiye'de hangi otomobil fabrikaları var? Haber

Türkiye'de hangi otomobil fabrikaları var?

Son dönemde yerli otomobil TOGG ile dikkatleri üzerine çeken otomotiv sanayi, aslında Türkiye'nin uzun yıllardır var olan bir sektörü. Türkiye, otomotiv üretimi açısından önemli bir merkez konumundadır. Ülkede 9 farklı ilde 13 otomotiv markasının fabrikası bulunmaktadır. Bu fabrikalar, sadece binek otomobiller değil, aynı zamanda ticari ve hafif ticari araçlar, kamyon ve otobüs üretimi de yapmaktadır. İşte Türkiye’deki otomobil fabrikalarının detayları: 1. Mercedes-Benz Lokasyon: Aksaray ve İstanbul Üretim: Binek otomobil ve hafif ticari araçlar 2. Fiat Lokasyon: Bursa Üretim: Binek otomobiller 3. Ford Lokasyon: Kocaeli ve Eskişehir Üretim: Binek otomobiller ve ticari araçlar 4. Hyundai Lokasyon: Kocaeli Üretim: Binek otomobiller 5. Honda Lokasyon: Kocaeli Üretim: Binek otomobiller 6. Toyota Lokasyon: Sakarya Üretim: Binek otomobiller 7. Renault Lokasyon: Bursa Üretim: Binek otomobiller ve hafif ticari araçlar 8. ISUZU Lokasyon: Kocaeli Üretim: Ticari araçlar 9. Otokar Lokasyon: Sakarya Üretim: Otobüs ve hafif ticari araçlar 10. TEMSA Lokasyon: Adana Üretim: Otobüs ve ticari araçlar 11. BMC Lokasyon: İzmir Üretim: Kamyon ve otobüs 12. KARSAN Lokasyon: Bursa Üretim: Ticari araçlar 13. MAN Lokasyon: Ankara Üretim: Kamyon ve otobüs Türkiye, otomotiv sanayisi ile hem yerli hem de uluslararası pazarda önemli bir oyuncu konumundadır. Üretim kapasitesi ve çeşitliliği ile sektördeki büyüme potansiyeli, ülkenin ekonomik dinamiklerine de katkı sağlamaktadır. Yerli otomobil TOGG'un tanıtılmasıyla birlikte, Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki hedefleri daha da belirginleşmiştir. Bu durum, yerli üretimin teşvik edilmesi ve sektöre olan ilginin artması açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.

Genel Af nedir? Türkiye'de kaç kez genel af ilan edildi? TCK 65/1’e göre kapsamı ve etkileri Haber

Genel Af nedir? Türkiye'de kaç kez genel af ilan edildi? TCK 65/1’e göre kapsamı ve etkileri

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 65/1 maddesi, genel af kavramını kamu davasının düşmesi ve hükmolunan cezaların tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkması olarak tanımlamaktadır. Genel af, yalnızca bir kişi için bile çıkarılmış olsa, genel af niteliği taşır. Bu af türünün belirleyici unsuru, birden fazla kişi veya tüm suçları kapsayıp kapsamadığı değil, mahkumiyetin ve cezaların sonuçlarının tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Genel Afın Uygulanması Genel af durumunda ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Kamu Davası Açılmamışsa: Şüpheli hakkında işlenen fiilin suç olma niteliği ortadan kalktığı için dava açılmaz. Kamu Davası Açılmışsa: Kesinleşmemiş kamu davaları düşer ve sanık yargılama giderlerine mahkum edilmez. Kesinleşmiş Mahkumiyet: Genel affın çıkmasıyla, mahkumiyet kararı sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar ve kişi o suçu hiç işlememiş gibi kabul edilir. Genel Affın Kriterleri ve Etkileri Kanunda affa tabi suçların hukuki niteliği belirtilmiştir. Bu kapsamda benzer fiiller, kasıtlı ve taksirli halleri, artırıcı ve hafifletici unsurları genel af kapsamına girmektedir. Ancak, bileşik suçlar söz konusu olduğunda, af kanununda belirtilmemişse bu suçların affa uğradığı kabul edilmez. Şartlar ve Kısıtlamalar Genel affın uygulanabilmesi için bazı şartlar öngörülebilir. Bu şartlar arasında suçtan zarar görene tazminat ödeme, teslim olma veya müsadereye tabi eşyaların iade edilmesi yer alabilir. Ayrıca, genel affa uğramış ceza, tekerrüre esas alınmaz ve diğer bazı yargı işlemlerini engellemez. Özetle, genel af, suçun varlığını ortadan kaldırmasa da, yargılamalar ve cezalar üzerindeki etkisiyle önemli bir hukuki düzenlemeyi ifade eder. Suçtan zarar görenlerin tazminat talepleri ise genel af durumunda etkilenmez, bu durum bireylerin hukuki haklarını korumaya devam eder. Daha fazla bilgi ve detay için TCK'nın ilgili maddelerini incelemeniz önerilir. Türkiye’de kaç kez genel af ilan edildi?  Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye, çeşitli sebeplerle 100’ü aşkın af ilan etmiştir. Bu aflardan yedisi genel af niteliği taşımaktadır ve 1922, 1923, 1933, 1960, 1963, 1966 ve 1974 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Bunların yanı sıra, 22 Aralık 2000 tarihinde çıkarılan 4616 Sayılı Şartla Salıverilme ve Erteleme Yasası, halk arasında “Rahşan Affı” olarak bilinmektedir. Bu yasa, cezaevlerinde yer kalmaması nedeniyle 70.000 kişilik kapasiteyi 40.000’e düşürmüştür ve 1999 yılından önce işlenen suçları kapsamaktadır.

Türkiye'de neden iller arası göç ediliyor? En çok göç veren il hangisi? Haber

Türkiye'de neden iller arası göç ediliyor? En çok göç veren il hangisi?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin "İç Göç İstatistikleri" bültenini açıkladı. Türkiye'de iller arası göç oranı, 2007-2008 döneminde %3,18 iken, yıllar içinde dalgalı bir seyir izleyerek 2023 yılında %4,04'e yükseldi. 2023 yılında Türkiye genelinde 3 milyon 450 bin 953 kişi iller arasında göç etti. Bu göç eden nüfusun %47,9'u erkeklerden, %52,1'i ise kadınlardan oluştu. TÜRKİYE'DE İLLER ARASI GÖÇ DAĞILIMINDA İSTANBUL İLK SIRADA Türkiye'de iller arası göç hareketlerinde, İstanbul 412 bin 707 kişi ile en fazla göç alan il oldu. İstanbul'u, 232 bin 700 kişi ile Ankara ve 147 bin 765 kişi ile İzmir izledi. En az göç alan iller ise sırasıyla 6 bin 856 kişi ile Ardahan, 10 bin 202 kişi ile Bayburt ve 11 bin 806 kişi ile Tunceli olarak belirlendi. İSTANBUL, EN ÇOK GÖÇ VEREN İL OLDU Türkiye'de iller arası göç hareketlerinde, İstanbul 581 bin 330 kişi ile en fazla göç veren il oldu. İstanbul'u, 208 bin 740 kişi ile Ankara ve 164 bin 247 kişi ile Hatay izledi. En az göç veren iller ise sırasıyla 6 bin 811 kişi ile Ardahan, 7 bin 234 kişi ile Tunceli ve 7 bin 604 kişi ile Kilis olarak belirlendi. Türkiye'de 2023 yılında en yüksek göç hareketliliği, 647 bin 191 kişi ile 20-24 yaş grubunda gerçekleşti. Bu yaş grubunda göç edenlerin %43,4'ü erkeklerden, %56,6'sı ise kadınlardan oluştu. 2023'TE 20-24 YAŞ GRUBUNDAKİ GÖÇ HAREKETLİLİĞİNİN SEBEBİ EĞİTİM Türkiye'de 2023 yılında, en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı 20-24 yaş grubunda, göç etme nedenleri incelendiğinde eğitim ön planda çıktı. Bu yaş grubunda göç edenlerin 231 bin 477'sinin eğitim, 94 bin 139'unun işe başlamak veya iş bulmak, 50 bin 8'inin ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç ettiği belirlendi. 2023'TE ERKEKLERDE GÖÇ NEDENİ DAHA İYİ KONUT VE YAŞAM KOŞULLARI, KADINLARDA BAĞIMLI GÖÇ Türkiye'de 2023 yılında cinsiyete göre göç nedenleri incelendiğinde, erkeklerde en önemli göç nedeni 257 bin 277 kişi ile daha iyi konut ve yaşam koşulları olarak belirlendi. Kadınlarda ise 361 bin 15 kişi ile hanedeki fertlerden birine bağımlı göç en ön planda yer aldı. Erkeklerde, hanedeki fertlerden birine bağımlı göç ve doğal afet/acil durum; kadınlarda ise eğitim ve doğal afet/acil durum diğer önemli göç nedenleri arasında yer aldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.