Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Nilüfer Çayı

Bursa Hayat Gazetesi - Nilüfer Çayı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nilüfer Çayı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Bozbey’den ulaşımdan suya kadar önemli açıklamalar Haber

Başkan Bozbey’den ulaşımdan suya kadar önemli açıklamalar

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Kasım ayına ilişkin değerlendirme toplantısında önceliğin eğitim, iş ve istihdam olduğunu belirtti. Bozbey, “Kentimiz ekonomik olarak zorluklar yaşıyor. DOSAB örneğinde, bir yılda 40 bin çalışandan 30 binine iş bulunabildiğini tespit ettik. Bu rakam Bursa genelinde çok daha yüksek. Bu nedenle iş gücü piyasasına ve gençlerimizin mesleki gelişimine özel önem veriyoruz” dedi. Başkan, Kent Akademisi üzerinden iş arayanlarla işverenleri buluşturduklarını ve mesleki eğitimleri sistemli bir şekilde yürüttüklerini belirtti. Eğitimlerin artık sadece bilgi vermekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda belgeleme ve işe hızlı uyum sağlayacak nitelik kazandırmayı hedeflediğini söyledi. İL MİLLİ EĞİTİM’E ORTAK ÇAĞRI Bozbey, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne açık çağrı yaparak, “Eğitim projelerimizi Milli Eğitim ile birlikte yürütmek istiyoruz. Belgelerin resmi ve tanınabilir olması, projeyi daha verimli kılacaktır” dedi. GENÇLER VE ÇOCUKLAR İÇİN KAPSAMLI DESTEKLER Başkan, eğitim desteğinin sadece üniversite ve meslek lisesi öğrencileriyle sınırlı kalmadığını vurguladı. “YKS’ye hazırlık ve danışmanlık hizmetlerinden, kırtasiye desteğine kadar geniş bir destek mekanizması yürütüyoruz. Üniversite öğrencilerine 18 bin TL, meslek lisesi öğrencilerine 9 bin TL eğitim desteği sağlıyoruz. 32 merkezde 3 bin 100 çocuğumuz Bursa Yuvam’dan ücretsiz yararlanıyor” dedi. Ayrıca okul öncesi çocuklar için kültürel ve eğitim atölyelerinin sürdüğünü, beslenme ve gelişim programlarının devam ettiğini ekledi. ULAŞIM YATIRIMLARI VE BURULAŞ’A DESTEK Bursa’da ulaşımın rahatlatılması için yapılan çalışmalara da değinen Bozbey, Bademli Köprüsü başta olmak üzere 38 farklı noktada yol ve altyapı çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. “BURULAŞ’a 2026 yılı içinde 3,6 milyar TL destek sağladık. Ücretsiz taşımaları da düşündüğümüzde, taşınan yolcuların yarısı ücret ödemiyor. Bu destekler sadece işletme giderleri için değil, bakım ve yenilemeleri de kapsıyor” dedi. SU YÖNETİMİ VE ÇEVRE SORUNLARI Başkan Bozbey, BUSKİ’nin mali yapısı ve Nilüfer Çayı’ndaki kirlilikle ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı: “1 metreküp suyun maliyeti 93 TL, vatandaşın ödediği 32 TL. Aradaki farkı tamamen vatandaşın omuzuna yükleyemeyiz. Nilüfer Çayı’nı kirletenlerin başında biz geliyoruz. Kurum olarak kirletmemeyi garanti altına almak zorundayız.” Bozbey ayrıca yağış verilerini paylaştı ve son 20 yılda belirgin düşüş olduğunu vurguladı. “Geçen yıl ekimde baraj doluluk oranımız yüzde 30’dı, bu yıl Nilüfer Barajı’nda yüzde 39. Yağışlarda azalmalar söz konusu” dedi. ARAÇ FİLOSUNDA YENİLENME VE TASARRUF Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin araç filosunu güçlendirdiğini açıklayan Bozbey, “Kiralık araç yerine kendi araçlarımızı satın alıyoruz. Bu bize uzun vadede ciddi tasarruf sağlıyor. Filomuza itfaiye araçları da dahil oldu” dedi. TURİZM VE KENT YAŞAMININ CANLANDIRILMASI Bursa’nın turizm potansiyelinin yeterince kullanılmadığını belirten Bozbey, Hanlar Bölgesi’nin akşam saatlerinde canlı tutulması gerektiğini ifade etti. “Burayı gece 02.00–03.00’e kadar aktif tutabilirsek hem esnafın hem de turizmin kazancı artacaktır” dedi. TİRİLYE'DE ÖRNEK GRİ SU PROJESİ Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Tirilye’de uygulanacak yeni projeyle arıtılmış atık suyun yeniden kullanımının önünü açacaklarını da açıkladı. “Gri su” olarak bilinen bu suyun, özel bir hatla binalara aktarılacağını vurgulayan Bozbey, projenin önemli ölçüde tasarruf sağlayacağını belirtti. Çözüm bekleyen sorunlara odaklandıklarını dile getiren Başkan Bozbey, “Yıllardır biriken problemleri bir bir ele alıyor ve kalıcı çözümler üretmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. MAKAM ARACI TARTIŞMALARI Başkan Bozbey, eski belediye başkanlarına makam aracı ve şoför verilmesi yönündeki önerilerin kendilerinden değil, halktan geldiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Bu uygulamanın yasal olarak mümkün olmadığını biliyorduk. Yine de mecliste değerlendirilmesini istedim ki, talebin neden karşılanamayacağı net biçimde ortaya çıksın. Görüldü ki, bu isteğin belediye başkanlarından değil, kamuoyundan geldiği tescillendi.”

Nilüfer Çayı yüzde 99 tıkandı! Bursa felakete sürükleniyor Haber

Nilüfer Çayı yüzde 99 tıkandı! Bursa felakete sürükleniyor

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), kentin çevresel sürdürülebilirliğine dair hazırladığı “Herkesin Bildiği Sır – Nilüfer Çayı” başlıklı raporunu kamuoyuyla paylaştı. BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar, düzenlenen basın toplantısında yaptığı çarpıcı açıklamalarda, Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin artık hayati bir tehdit boyutuna ulaştığını ifade etti. “SADECE BİR SU KRİZİ DEĞİL, YAŞAM KRİZİ” Toplantıda konuşan Küçükkayalar, Nilüfer Çayı’ndaki su ve oksijen seviyesinin yok denecek kadar azaldığını belirtti. Bu durumu “Bursa’nın aort damarı tıkandı” ifadesiyle özetleyen Küçükkayalar, şehri bekleyen tehlikeyi şöyle anlattı: “Eğer bu sorun acilen çözülmezse, Bursa yakın gelecekte terk edilen bir kent olabilir. Son su kesintileri, iklim krizinin de etkisiyle bu tehdidin kapımıza dayandığını gösteriyor.” “NİLÜFER ÇAYI HERKESİN BİLDİĞİ BİR SIR” BUSİAD Başkanı, Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin uzun zamandır bilindiğini, ancak görmezden gelindiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bu sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyolojik ve ekonomik bir meseledir. Nilüfer Çayı ne kadar Bursa’ya hayat verdiyse, bizler de onun ömrünü o kadar kısalttık. Kimin kirlettiğini konuşmanın zamanı geçti. Artık çözüm için harekete geçme zamanı.” YERLEŞİM, TARIM VE SANAYİ Küçükkayalar, su kaynaklarının kirletilmesinde herkesin payı olduğunu vurgulayarak, yerleşim yerleri, tarım faaliyetleri ve sanayi kuruluşlarının başlıca kirletici unsurlar olduğuna dikkat çekti. BUSİAD olarak çözümün bir parçası olmaya hazır olduklarını ifade etti. OKSİJEN YOK, TOPRAK ZEHİRLİ Rapora ilişkin teknik sunumu yapan BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüsamettin Çoban ise, Nilüfer Çayı’ndan alınan numune analizlerinin çarpıcı sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi: Oksijen seviyesi neredeyse sıfır. Çaydan sulanan topraklar ve ürünler tehlike altında. Yer altı su kaynakları kirlenmiş durumda. Müsilaj gibi deniz sorunlarında da etkisi var. Sosyal yaşam çayın çevresinden uzaklaşmış durumda. BUSİAD’DAN 8 MADDELİK ÇÖZÜM PLANI BUSİAD, yalnızca sorunları tespit etmekle kalmadı, çözüm önerilerini de kapsamlı şekilde kamuoyuna sundu. Raporda yer alan çözüm önerileri şu başlıklardan oluşuyor: Nilüfer Çayı Komisyonu kurulması Kirlilik kaynaklarının envanterinin çıkarılması Fiziksel temizlik ve restorasyon çalışmaları Su kalitesinin iyileştirilmesi Ekolojik rehabilitasyon projeleri Halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının sağlanması Düzenli izleme ve raporlama sistemlerinin kurulması Yerel yönetimlere ve sanayiye teknik ve finansal destek verilmesi “SANAYİ DE TEHLİKEDE, TEDARİK ZİNCİRİ BURSA’DAN KAYABİLİR” Hüsamettin Çoban, suya dayalı sanayilerin de bu durumdan büyük zarar göreceğini vurguladı. Özellikle tekstil gibi suyu yoğun kullanan sektörlerin Bursa’dan taşınma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ana sanayi firmalarının tedarik zincirlerini başka kentlere kaydırabileceğini ifade etti.

Nilüfer Çayı'nda umut ışığı: Yüzde 100’e varan arıtma başarısı Haber

Nilüfer Çayı'nda umut ışığı: Yüzde 100’e varan arıtma başarısı

Bursa'nın güneyinde Uludağ'dan doğarak ovayı besleyen Nilüfer Çayı, çevresindeki yoğun sanayileşme nedeniyle yıllardır kirleniyor. Özellikle tekstil fabrikalarının kimyasal ve boyar madde atıkları nedeniyle çayda zaman zaman toplu balık ölümleri yaşanıyor. Tarım arazileri için vazgeçilmez bir su kaynağı olan Nilüfer Çayı'ndaki kirlilik, çevre ve halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturuyor. ÇEVRECİ ARITMA YÖNTEMİ: ŞEKER PANCARI VE ALG KULLANILDI Bu çevre felaketine çözüm arayan Bursa Teknik Üniversitesi, sürdürülebilir ve doğal bir yöntem geliştirdi. Üniversitenin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencileri Dilara Doğancı, Deren Öner ve Tuğçe Selvi, danışman öğretim üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü ile birlikte, TÜBİTAK destekli bir proje kapsamında çalışmalara başladı. Projenin merkezinde ise tamamen organik malzemeler var: şeker pancarı küspesi, alg ve su yosunu. Bu biyobozunur maddeler, özellikle tekstil sektöründen gelen boyar atıkları tutarak suda neredeyse tamamen ayrıştırabiliyor. YÜZDE 100'E YAKIN TEMİZLİK BAŞARISI Doç. Dr. Derya Ünlü, elde ettikleri başarıyı şu sözlerle anlattı: "Şeker pancarı küspesinden ve alglerden elde ettiğimiz adsorban malzeme ile hem laboratuvar ortamında hem de gerçek atık sularda yaptığımız testlerde boyar maddeleri yüzde yüze yakın oranda arıttık. Bursa, tekstil sektöründe çok gelişmiş bir şehir. Ancak bu da boyar madde kirliliğini artırıyor. Biz bu kirliliğe karşı çevre dostu bir çözüm geliştirdik." SADECE BOYAR MADDE DEĞİL, AĞIR METALLER DE HEDEFTE Nilüfer Çayı'ndaki kirlilik sadece tekstil boyalarıyla sınırlı değil. Doç. Dr. Ünlü, yürüttükleri projenin kapsamının genişletileceğini belirterek, “Ağır metaller, uçucu organik bileşikler gibi zararlı maddeleri de aynı yöntemle arıtabilecek sistemler üzerine çalışıyoruz,” dedi. Ayrıca, geliştirilen bu adsorban malzemelerin filtre haline getirilerek fabrikalara entegre edilmesi planlanıyor. Bu sayede atık sular, deşarj edilmeden önce arıtılmış olacak. KURAKLIĞA KARŞI SU TASARRUFU: SULAR DÖNGÜYE GİRMELİ Sanayi kuruluşlarının suyu arıtarak tekrar kullanmasının önemine değinen Ünlü, su döngüsünün korunmasının kuraklıkla mücadelede kritik olduğunu vurguladı: "Tekstil sektörü çok fazla su tüketiyor. Bu nedenle suların arıtılarak sistem içerisinde yeniden kullanılması gerekiyor. Eğer bu sağlanırsa hem çevre korunur hem de su kaynaklarının sürdürülebilirliği artırılır." PROJENİN GELECEĞİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR TEMİZLİK MÜMKÜN Bursa Teknik Üniversitesi'nin geliştirdiği bu proje, sadece Nilüfer Çayı için değil, Türkiye genelindeki kirli su kaynakları için de umut verici bir örnek oluşturuyor. Organik atıklardan elde edilen bu çevreci çözüm, hem endüstriyel atıkların azaltılması hem de doğal kaynakların korunması adına önemli bir adım.

Nilüfer Çayı’nın temizliği ve geleceği için ortak adım Haber

Nilüfer Çayı’nın temizliği ve geleceği için ortak adım

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar liderliğinde gerçekleştirilen ziyaretin ana gündem maddesi Nilüfer Çayı’nın temizliği oldu. Küçükkayalar, yıllardır konuşulan ancak uygulamaya geçmeyen temizlik çalışmalarının artık eyleme dönüşmesi gerektiğini vurguladı. “Sanayi, Tarım ve Turizm ile gelişen Bursa” vizyonuyla hareket ettiklerini ifade eden Küçükkayalar, “Eskişehir’de Porsuk Çayı nasıl tertemiz hale getirildiyse, Nilüfer Çayı için de aynı kararlılığı ortaya koymak zorundayız. Sorunları birbirimize atmadan, birlikte çözüm üretmeliyiz” dedi. 155 KAÇAK DEŞARJ NOKTASI KAPATILDI Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BUSİAD heyetine çevre konularındaki çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bozbey, “155 noktada kaçak deşarj tespit ettik ve hepsini kapattık. Şimdi derelere akan suların kontrolüne başladık. Kaçak deşarjları anında tespit edebilmek için Nilüfer Çayı'nın belli noktalarına kirlilik ölçer cihazlar yerleştireceğiz,” diye konuştu. Ayrıca, belediyeye bağlı BUSKİ’nin süzüntü suyuyla ilgili hatalarının da tespit edildiğini ve bu konuda gerekli adımların atıldığını belirten Bozbey, çevre sağlığını tehdit eden tüm unsurların ortadan kaldırılması için çalışmaların hızlandırıldığını söyledi. “TAŞKIN RİSKİ OLAN ALANLARA DİKKAT EDİLMELİ” BUSİAD Onur Üyesi ve geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Nilüfer Çayı'nın yatağında bulunan bazı rekreasyon alanlarıyla ilgili uyarıda bulundu. Saker, ağaçlar, kulübeler ve spor alanlarının çitlerinin taşkın ihtimali nedeniyle çay yatağından kaldırılması gerektiğini belirtti. ÇEVRE PLANI, TURİZM VE TRAFİK KONULARIDA ELE ALINDI Toplantıda yalnızca Nilüfer Çayı değil; 2050 yılı 1/100.000 ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı, kültür ve turizm etkinlikleri, trafik sorunları ve kooperatifleşme süreçleri gibi birçok önemli konu da ele alındı. Ziyarete BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Onur Üyesi Erdem Saker, Yönetim Kurulu Üyeleri Haluk Parlamış ve Serdal Can, Denetim Kurulu Üyesi Denizhan Sezgin, BUSİAD Genel Sekreteri Erol Alakoç, Yeşil Bursa Çalışma Komitesi Üyeleri Doç. Dr. Ahmet Aygun ve Çevre Yüksek Mühendisi Nagihan Çelik katıldı.

Bakan Murat Kurum Bursa’da helikopterle inceleme yaptı Haber

Bakan Murat Kurum Bursa’da helikopterle inceleme yaptı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Marmara Denizi’ni korumaya yönelik başlattığı 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı kapsamında denetimlere hız kesmeden devam ediyor. Bakan Murat Kurum’un Bursa ziyaretiyle birlikte, Nilüfer Çayı, Gemlik Körfezi ve İznik Gölü’nü kapsayan çevresel kirlilik odaklı çalışmalar yeniden gündeme geldi. BAKAN KURUM HAVADAN İNCELEDİ, DENETİM TALİMATI VERDİ Bursa’da düzenlenen 2. Uludağ Çevre Forumu’nda yaptığı açıklamada müsilaj tehlikesine dikkat çeken Bakan Kurum, ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin hızla tamamlanması gerektiğini vurgulamıştı. Ziyaret kapsamında Nilüfer Çayı, Gemlik Körfezi ve İznik Gölü’nü helikopterle havadan inceleyen Bakan Kurum, ardından Bursa'da denetim seferberliği başlatılması talimatını verdi. YÜZLERCE TESİS DENETİM ALTINDA Bakanlık, Bursa’daki 376 sanayi tesisi ile 91 atıksu arıtma tesisinde geniş kapsamlı denetim süreci başlattı. Denetimler, su ve hava kalitesi ölçümleriyle birlikte hem çevreye salınan baca gazları hem de arıtma çıkış suları üzerinde yoğunlaşıyor. Özellikle Marmara Denizi Hidrolojik Havzası içinde yer alan 55 arıtma tesisi, planın öncelikli denetim alanları arasında yer alıyor. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Marmara’ya kıyısı olan illerimizde denetimlere devam ediyoruz. Bakanımız Sayın Murat Kurum’un Nilüfer Çayı, Gemlik Körfezi ve İznik Gölü'nde yaptığı incelemeler sonrası; ekiplerimizce Bursa’daki, 376 sanayi tesisi ile 91 atıksu arıtma… pic.twitter.com/lIZdQ4mHwO — T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Dğş. Bakanlığı (@csbgovtr) May 22, 2025 OCAK AYI VERİLERİ ENDİŞE VERİCİ Bakanlığın 2025 yılı Ocak ayında Marmara Denizi'ne kıyısı olan 7 ilde gerçekleştirdiği denetimlerde, 447 atıksu üreten tesis incelendi. Bu tesislerden alınan 360 numuneden 62’sinin sınır değerlerin üzerinde olduğu ve 11 belediye ya da işletmenin atık sularını arıtmadan deşarj ettiği belirlendi. Yeni denetimlerle bu sayıların düşürülmesi ve çevre koruma standartlarının yükseltilmesi hedefleniyor. 2050’YE TEMİZ GELECEK VİZYONU Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü bu eylem planı, Marmara Denizi’nin su kalitesini korumayı, atık yükünü azaltmayı ve bölge halkına sağlıklı bir çevre sunmayı amaçlıyor. Planın temel hedeflerinden biri ise Marmara’yı 2050 yılına kadar sürdürülebilir bir ekolojik dengeyle taşımak.

Nilüfer Çayı'ndaki kirliliğe son! Bu çalışmayla Marmara Denizi nefes alacak Haber

Nilüfer Çayı'ndaki kirliliğe son! Bu çalışmayla Marmara Denizi nefes alacak

Uludağ'dan doğan ve Bursa Ovası'nı sulayarak tarım ve ekolojik denge için hayati öneme sahip olan Nilüfer Çayı, Susurluk Çayı ile birleşip Marmara Denizi'ne dökülmektedir. Bu nedenle, şehir merkezinin atık sularının bırakıldığı Nilüfer Çayı ve kolları, hem Bursa hem de Marmara Denizi için büyük önem arz etmektedir. Bu atık suların arıtılma kalitesi, her iki bölgenin sağlığı açısından kritik bir faktördür. Aras ve Doç. Dr. Babak Vaheddoost ile Arş. Gör. Damla Yılmaz'ın liderliğinde gerçekleştirilen ve TÜBİTAK, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile BUSKİ'nin destek verdiği çalışma, Nilüfer Çayı'na deşarj edilen atık suların daha verimli bir şekilde arıtılmasını amaçlıyor. ‘SU KALİTESİNDE BELİRGİN BİR DÜŞÜŞ’ Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Aras, Nilüfer Çayı'nın su miktarının mevsimsel yağışlara bağlı olarak değiştiğini ancak son yıllarda yaşanan kuraklık ve yer altı suyu seviyelerindeki düşüşün buradaki su miktarının azalmasına yol açtığını söyledi. Aras, "Nilüfer Çayı'nda yüksek azot ve fosfor seviyeleri tespit edilmiş. Bu durum tabii ki su ekosisteminde oksijen seviyesinin düşmesine ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Dolayısıyla da su kalitesinde belirgin bir düşüş olduğunu gözlemliyoruz." İfadelerine yer verdi. Aras, daha verimli bir atık su arıtma tasarımının su kirliliği ve müsilajın önlenmesinde büyük bir rol oynadığını belirterek, atık suların daha etkin bir şekilde arıtılmasıyla Nilüfer Çayı'nın su kalitesinin iyileştirilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Ayrıca, minimum enerjiyle daha etkili bir atık su arıtma süreci planlamaya çalıştıklarını ifade etti. ‘YENİ DİZAYNLAR GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’ Aras, konuşmasının devamında; "Burada biyolojik süreçlerin olduğu havalandırma havuzlarından ölçümler alıyoruz. Su hızı ve oksijen miktarı ölçümünü yapıyoruz ve daha sonra bunu bilgisayar ortamında bir programda simüle ederek çeşitli hız miktarlarının, oksijen miktarlarının ne kadar değiştiğini belirlemeye çalışıyoruz. Ölü noktaları tespit ediyoruz ve bununla birlikte verimi yükseltecek çalışmaları bilgisayar ortamında simüle ediyoruz. Burada verimin düşük olduğu bölgelerde verimi nasıl artırabiliriz? Yani arıtmayı ne kadar daha iyi yapabiliriz? Arıtma tesisindeki ünitelerde yeniden bir dizayn yapmaya çalışıyoruz. Bu arıtma tesislerinde havalandırıcılar var. Bu havalandırıcıların yerini ve konumunu yeniden dizayn etmek istiyoruz. Suyu karıştıran, karıştırıcı dediğimiz üniteler var. Bunları yeniden dizayn edip daha yüksek verimde yani biyolojik arıtmayı çok daha ileri seviyeye taşıyacak yeni dizaynlar geliştirmeye çalışıyoruz." dedi. ATIK SU NASIL TEMİZLENİYOR? Aras, Bursa Doğu Atıksu Arıtma Tesisinde saha ölçüm çalışmaları yaptıklarını belirterek, araştırma süreci hakkında; "Atık su nasıl temizleniyor? Biyolojik bir aktivite. Yani atık suyun arıtılması aslında çok basit bir mekanizma. Atık sudaki bakterileri devreye sokabilmek için tek kullandığımız şey oksijen, suya oksijen veriyoruz, oksijenle birlikte su temizleniyor. Oksijen veren difüzörlerin tasarımını biz su hızlarını ölçerek yapmaya çalışıyoruz. Suyu ne kadar çok dolaştırabiliriz diye. Şimdilik sadece ölçüm çalışmalarına başladık. Analiz kısımlarına henüz geçmedik. Şu anda bilgisayar ortamına aktarma aşamasındayız." açıklamasında bulundu. Aras, Nilüfer Çayı'nda mevsimsel olarak su seviyelerinin çok düştüğü dönemlerde, buraya karışan atık sudaki kirleticilerin suda daha uzun süre kalabildiğini belirterek, üzerinde çalıştıkları tasarımla arıtma tesisinin verimliliğini artırarak, Nilüfer Çayı'na karışan suyun daha temiz hale gelmesini sağlayacaklarını vurguladı. ‘MÜSİLAJIN AZALTILMASINA YARDIMCI OLACAĞIZ’ Aras, "Marmara Bölgesi sanayi bölgesi olduğu için sanayiden gelen atıkların Marmara Denizi'ne ulaşması kirlenmeyi doğuruyor ve kirlenmeyle birlikte bu sürece sebebiyet veriyor. Özellikle karbon, azot ve fosfor gibi besin maddelerinin yüksek olması Marmara Denizi'ndeki mikroorganizma ve fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden oluyor. Bizim bu çalışmamız neticesinde Nilüfer Çayı'na karışan hem evsel hem de sanayi atıkları daha iyi arıtılacak, böylece daha temiz bir atık suyun Marmara Denizi'ne verilmesiyle müsilajın azaltılmasına yardımcı olacağız." dedi. TÜM ŞEHİRLERİN ATIK SU ARITMA TESİSLERİNDE İYİLEŞTİRME YAPILMALI Aras, yaklaşık 3,5 milyon insanın yaşadığı Bursa'da yalnızca bu çalışmanın yeterli olmayacağını ve Marmara Denizi'ne deşarj yapan tüm şehirlerin atık su arıtma tesislerinde iyileştirmeler yapılması gerektiğini belirtti. Bu çalışmaların gerçekleştirilmesiyle, müsilajın başlıca nedeni olan atık suların bertaraf edilmesinin mümkün olacağını ifade etti. HEM ÇEVRESEL HEM DE EKONOMİK ANLAMDA ÖNEMLİ KAZANIM Prof. Dr. Egemen Aras, konuşmasının sonunda, 2 yıl içinde tamamlanacak projeyle enerji tüketimini en aza indirirken tesis verimliliğini en üst seviyeye çıkaracak özgün havalandırma havuzu tasarımları sunacaklarını vurguladı. Bu sayede hem çevresel hem de ekonomik anlamda önemli kazanımlar elde edileceğini belirtti.

Türkiye’nin tatlı su kaynakları kritik eşik noktasında Haber

Türkiye’nin tatlı su kaynakları kritik eşik noktasında

Türkiye'nin tatlı su kaynakları, artan kirlilik ve yanlış yönetim nedeniyle kritik bir eşikte. Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi (USKAM) araştırmacısı Doç. Dr. Uğur Karadurmuş, sanayi atıkları, tarımsal ilaçlar, kimyasal maddeler ve evsel atıkların su kaynaklarına karışarak suyun kalitesini hızla bozduğunu söyledi. Bu durum hem içme suyu olarak kullanılabilirliği azaltıyor hem de ekosistem dengesini bozarak biyolojik çeşitliliğin kaybına yol açıyor. ARTAN NÜFUS SU KAYNAKLARINI TEHDİT EDİYOR Karadurmuş, artan nüfus, plansız kentleşme ve yetersiz altyapının suyun sürdürülebilir yönetimini zorlaştırdığını ve kirlenme riskini artırdığını belirtti. Türkiye’nin su kaynaklarının, sınırlı olmasına rağmen bu sorunla başa çıkmaya çalıştığını ifade eden Karadurmuş, “Yıllık kişi başına düşen su tüketimi bin 500 metreküpten fazla, ancak bu suyun yüzde 70’i tarım sektöründe kullanılıyor. Artan nüfus, endüstriyel faaliyetler ve şehirleşme, su kaynaklarını tehdit ediyor.” dedi. CİDDİ BİR EKOLOJİK TEHDİT OLUŞTURUYOR Birçok nehir, sanayi atıkları nedeniyle toksik su yollarına dönüşmüş durumda. Ergene, Büyük Menderes ve Nilüfer nehirlerinin bazı kısımları, en ciddi kirlilik seviyesi olan 4. derece kirli olarak sınıflandırılmıştır. Ergene Nehri’nin sanayi atıkları ile aşırı yüklenmesi ve Nilüfer Çayı’nın su kalitesinin bozulması, ciddi bir ekolojik tehdit oluşturuyor. Doç. Dr. Karadurmuş, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkilerini de vurguladı. Sıcaklıkların yükselmesi ve kuraklık sıklığının artmasıyla birlikte, Türkiye’nin su kaynaklarının yönetimi giderek daha zorlaşıyor. Tarım sektöründeki su talebinin artışı ve verimsiz sulama yöntemleri, su tüketimini artırıyor ve kaynakları daha hızlı tükenmesine neden oluyor. SU KAYNAKLARININ SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİMİ Doç. Dr. Karadurmuş, su krizinin aşılabilmesi için stratejik müdahalelerin, teknolojik yeniliklerin ve sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. “Su kaynaklarının korunması, yalnızca çevresel bir mesele değil, aynı zamanda insan sağlığı ve geleceği açısından hayati bir konu” diyen Karadurmuş, devlet, özel sektör ve bireylerin ortak sorumluluk taşıması gerektiğini belirtti. ÇÖZÜM İÇİN ORTAK SORUMLULUK Karadurmuş, su kirliliğiyle mücadelede başarının, devletin güçlü ve kararlı politikaları, özel sektörün çevre dostu üretim süreçlerine geçişi ve bireylerin bilinçli su kullanımı ile mümkün olacağını vurguladı. Endüstriyel atıkların sıkı denetimi, tarımsal kimyasalların kontrollü kullanımı ve atık su arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması, su kirliliğiyle mücadelenin temel taşları olarak ön plana çıkıyor. Toplumsal bilinçlenme, su kirliliğini önlemenin en önemli faktörlerinden biri. Karadurmuş, “Su kirliliği yalnızca bir çevre sorunu değil, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik için de kritik bir meseledir. Bu nedenle, su kaynaklarımızı koruyabilmek için her bireyin sorumluluk taşıması gerekir” şeklinde konuştu.

Bursa’da Nilüfer Çayı için iş birliği: Kaçak deşarjlara karşı sıkı denetim Haber

Bursa’da Nilüfer Çayı için iş birliği: Kaçak deşarjlara karşı sıkı denetim

Bursa’nın önemli su kaynaklarından olan Nilüfer Çayı, temizliği ve sağlıklı akışı için titiz bir çalışmanın hedefi oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ Genel Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Bursa Valiliği’nin işbirliğiyle başlatılan proje kapsamında, Nilüfer Çayı’ndaki kaçak deşarjlar detaylı şekilde denetleniyor. Proje, kirliliğe yol açan unsurların ortadan kaldırılmasını ve çayın daha temiz bir şekilde akmasını sağlamayı amaçlıyor. TEMİZLİK ÇALIŞMALARI BAŞLADI Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı bu çevre dostu proje, yalnızca Nilüfer Çayı’nın temizlenmesiyle sınırlı kalmayacak. Ayrıca, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorununun önüne geçilmesi için de önemli bir adım atılacak. Çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve doğa dostu bir Bursa yaratmak için yapılan bu çalışmalar, Bursa'nın diğer illere örnek olacak bir projeye dönüşmeyi hedefliyor. BAŞKAN BOZBEY: "GELECEĞE EN DEĞERLİ MİRASIMIZ" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, projeyle ilgili yaptığı açıklamada, Nilüfer Çayı’nın Bursa için çok değerli bir su kaynağı olduğunu belirterek, bu kaynağı korumanın tüm Bursa halkı için önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi. Başkan Bozbey, "Bu tür ortak çalışmalarla Nilüfer Çayı’nın temizliğini sağlamak ve çevreye duyarlı bir Bursa oluşturmak adına attığımız bu adımlar, geleceğimize bırakacağımız en değerli miras olacaktır" dedi. KAÇAK DEŞARJLARLA MÜCADELE EDİLECEK BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam, yapılan çalışmaların her aşamasının titizlikle yürütüleceğini ifade etti. Ekiplerin, Nilüfer Çayı boyunca yapacakları denetimlerle kaçak deşarjları tespit edip, bu deşarjların çevreye verdiği zararları ortadan kaldıracaklarını belirtti. Makam, ayrıca bu tür kaçak bağlantılara karşı ilgili firmalar hakkında yaptırımların uygulanacağına da dikkat çekti. “Nilüfer Çayı üzerindeki kaçak deşarjların önü kesilecek ve bu kirliliğin önüne geçilecektir” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde başlatılan bu projeyle, Nilüfer Çayı’nın temizliği ve Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun önlenmesi hedefleniyor. Proje, Bursa’daki çevre değerlerinin korunmasına büyük katkı sağlarken, diğer illere de örnek teşkil edecek nitelikte.

Bursa’da tarihin izlerini taşıyan şaheser: Abdal Köprüsü Haber

Bursa’da tarihin izlerini taşıyan şaheser: Abdal Köprüsü

Bursa'nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin önemli bir parçası olan Abdal Köprüsü, şehrin sembol yapılarından biridir. Nilüfer Çayı üzerinde yer alan köprü, hem estetik görüntüsüyle hem de tarihi önemiyle dikkat çekmektedir. ABDAL KÖPRÜNÜN TARİHİ VE ÖZELLİKLERİ Abdal Köprüsü, 1669 yılında Bursalı tüccar Abdal Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen köprü, 12 gözlü bir yapıya sahipti ancak zamanla toprak altında kalan kısımlar nedeniyle günümüzde bu sayı daha azdır. Abdal Köprüsü, 5.20 metre genişliğinde olup, orta kısmında biri kapalı diğeri açık olmak üzere iki nöbetçi noktasına ev sahipliği yapmaktadır. Açık olan nöbetçi noktası, alttan beş kornişle desteklenirken, kapalı olan bölüm ise zamanla büyük ölçüde tahrip olmuştur. Köprü, kesme taşlardan inşa edilmiştir ve ayaklarının genişlikleri 2.60 ila 3.60 metre arasında değişir. Ayaklar, suyun akış yönüne doğru dışa doğru çıkık üçgen prizma şeklindeki kalkanlarla desteklenmiştir, ters yönde ise destek duvarları bulunmaktadır. Köprünün ortası, su seviyesinden 4.85 metre yükseklikte konumlanmaktadır. 1978 yılında taşıt trafiğine kapatılan ve yaya trafiğine açılan köprüde yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda, önceden altı gözlü olarak bilinen köprünün on bir gözlü olduğu ortaya çıkmıştır. ABDAL KÖPRÜSÜ NEREDE? Abdal Köprüsü'ne ulaşım oldukça kolaydır. Bursa şehir merkezine yakın bir konumda bulunan köprü Bursaspor-Acemler metro istasyonuna yürüme mesafesindedir. Çeşitli toplu taşıma araçları veya özel araçlarla köprüye ulaşım sağlanabilmektedir. Köprüyü ziyaret etmek için herhangi bir ücret talep edilmediği gibi gündelik hayatta yayalar tarafından sıkça kullanılmaktadır. KÖPRÜNÜN ÖNEMİ VE ZİYARET NEDENLERİ Abdal Köprüsü, sadece bir ulaşım yapısı olmakla kalmayıp, aynı zamanda şehrin tarihine ve kültürüne ışık tutan önemli bir yapıdır. Köprü, Osmanlı dönemi mimarisinin güzel bir örneği olarak kabul edilmektedir. Tarihi ve kültürel zenginlik: Köprü, Bursa'nın geçmişine tanıklık eden önemli bir yapıdır. Estetik görünüm: Köprünün zarif mimarisi ve çevresiyle uyumu, ziyaretçileri büyülemektedir. Yürüyüş ve dinlenme alanı: Köprü çevresi, yürüyüş yapmak ve dinlenmek için ideal bir mekandır. Fotoğraf çekimi: Köprü, özellikle fotoğraf tutkunları için harika bir kare sunmaktadır. Özetle, Abdal Köprüsü, Bursa'nın tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Hem yerli hem de yabancı turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilen köprü, şehrin gözde mekanlarından biridir. Eğer Bursa'ya yolunuz düşerse, Abdal Köprüsü'nü mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.