İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Neslişah Arslan, modern yaşam tarzı nedeniyle hızla artan karaciğer yağlanması hakkında uyarılarda bulundu. Hastalığın uzun süre belirti vermeyebileceğini söyleyen Dr. Arslan, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin bu sürecin yönetiminde kilit rol oynadığını vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 28.07.2025 09:19
Haber Güncellenme Tarihi: 28.07.2025 09:19
Muhabir:
Fethiye AKIN
Giderek yaygınlaşan karaciğer yağlanması, çağımızın en sinsi sağlık problemlerinden biri haline geldi. VM Medical Park Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Neslişah Arslan, özellikle şehir yaşamı, hazır gıda tüketimi ve düşük fiziksel aktivitenin bu hastalığın en büyük tetikleyicileri olduğunu belirtti.
“Hastalık erken evrelerde hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak bu durum, karaciğerde geri dönüşü zor hasarlara ve hatta siroza kadar ilerleyebilir,” uyarısında bulunan Dr. Arslan, erken tanı ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemine değindi.
Geçmişte sirozun temel nedeninin viral hepatitler olduğunu hatırlatan Dr. Arslan, günümüzde alkol dışı karaciğer yağlanmasının (NAFLD) ön plana çıktığını vurguladı. Obezite, insülin direnci, hipertansiyon ve yüksek kan yağı düzeyleri gibi kardiyometabolik faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığına dikkat çekti.
BELİRTİ VERMEYEBİLİR AMA TEHLİKESİ BÜYÜK
Karaciğer yağlanmasının ilk evrelerinde genellikle hiçbir şikayet olmadığını söyleyen Dr. Arslan, ilerleyen dönemlerde karın ağrısı, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomların görülebileceğini kaydetti. Daha ciddi vakalarda karında sıvı birikimi (asit) ve bacaklarda ödem gibi bulgular da ortaya çıkabiliyor.
Dr. Arslan, “Yağlanma riski taşıyan bireylerin iç hastalıkları uzmanına başvurarak kan tahlilleri yaptırması ve karaciğer ultrasonuyla değerlendirilmesi gerekir. İleri evre takibinde FIB-4 skoru ve Fibroscan gibi yöntemlerden de yararlanılabilir” dedi.
TEDAVİDE TEMEL UNSUR: YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ
Karaciğer yağlanmasının tedavisinde en önemli adımın yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayan Dr. Arslan, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin hastalığın seyrini olumlu yönde etkilediğini söyledi.
“Aşırı yağlı, işlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durmalı, şekerli ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden kaçınmalıyız. Haftada en az 3-4 gün, 30-45 dakikalık tempolu yürüyüşler karaciğer sağlığı için oldukça faydalı,” diyen Dr. Arslan, bu süreçte sabır ve istikrarın önemine değindi.
GEREKİRSE İLAÇ TEDAVİSİ DEVREYE GİREBİLİR
İleri düzey karaciğer yağlanması veya eşlik eden sağlık sorunlarında ilaç tedavisine başvurulabileceğini belirten Dr. Arslan, “Karaciğer sağlığına yönelik erken önlem almak, siroz ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi sonuçların önüne geçmek açısından hayati önem taşır” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Karaciğer yağlanması sessiz ilerliyor: Uzmandan hayati uyarı
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Neslişah Arslan, modern yaşam tarzı nedeniyle hızla artan karaciğer yağlanması hakkında uyarılarda bulundu. Hastalığın uzun süre belirti vermeyebileceğini söyleyen Dr. Arslan, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin bu sürecin yönetiminde kilit rol oynadığını vurguladı.
Giderek yaygınlaşan karaciğer yağlanması, çağımızın en sinsi sağlık problemlerinden biri haline geldi. VM Medical Park Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Neslişah Arslan, özellikle şehir yaşamı, hazır gıda tüketimi ve düşük fiziksel aktivitenin bu hastalığın en büyük tetikleyicileri olduğunu belirtti.
“Hastalık erken evrelerde hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak bu durum, karaciğerde geri dönüşü zor hasarlara ve hatta siroza kadar ilerleyebilir,” uyarısında bulunan Dr. Arslan, erken tanı ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemine değindi.
ARTIK SİROZUN BİRİNCİ NEDENİ: KARACİĞER YAĞLANMASI
Geçmişte sirozun temel nedeninin viral hepatitler olduğunu hatırlatan Dr. Arslan, günümüzde alkol dışı karaciğer yağlanmasının (NAFLD) ön plana çıktığını vurguladı. Obezite, insülin direnci, hipertansiyon ve yüksek kan yağı düzeyleri gibi kardiyometabolik faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığına dikkat çekti.
BELİRTİ VERMEYEBİLİR AMA TEHLİKESİ BÜYÜK
Karaciğer yağlanmasının ilk evrelerinde genellikle hiçbir şikayet olmadığını söyleyen Dr. Arslan, ilerleyen dönemlerde karın ağrısı, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomların görülebileceğini kaydetti. Daha ciddi vakalarda karında sıvı birikimi (asit) ve bacaklarda ödem gibi bulgular da ortaya çıkabiliyor.
Dr. Arslan, “Yağlanma riski taşıyan bireylerin iç hastalıkları uzmanına başvurarak kan tahlilleri yaptırması ve karaciğer ultrasonuyla değerlendirilmesi gerekir. İleri evre takibinde FIB-4 skoru ve Fibroscan gibi yöntemlerden de yararlanılabilir” dedi.
TEDAVİDE TEMEL UNSUR: YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ
Karaciğer yağlanmasının tedavisinde en önemli adımın yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayan Dr. Arslan, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin hastalığın seyrini olumlu yönde etkilediğini söyledi.
“Aşırı yağlı, işlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durmalı, şekerli ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden kaçınmalıyız. Haftada en az 3-4 gün, 30-45 dakikalık tempolu yürüyüşler karaciğer sağlığı için oldukça faydalı,” diyen Dr. Arslan, bu süreçte sabır ve istikrarın önemine değindi.
GEREKİRSE İLAÇ TEDAVİSİ DEVREYE GİREBİLİR
İleri düzey karaciğer yağlanması veya eşlik eden sağlık sorunlarında ilaç tedavisine başvurulabileceğini belirten Dr. Arslan, “Karaciğer sağlığına yönelik erken önlem almak, siroz ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi sonuçların önüne geçmek açısından hayati önem taşır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Fethiye AKIN
Son Haberler
Bursa'da bin yıllık lezzet tarihi hanla buluştu
Güllü'nün ölümünde şok itiraf!
Bursa’da otobanda hız şovu pahalıya patladı!