Hava Durumu

İnsanlar neden psikoterapiye gitmek istemez?

Yazının Giriş Tarihi: 13.01.2018 07:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.01.2018 07:36

Bir psikolog olarak, kendi sosyal çevremde de sıklıkla karşılaştığım ve duyduğum bazı ifadeler var. 'Zor zamanlardan geçiyorum, ancak psikoloğa gitmek istemiyorum'. Bireylerin psikoterapi desteğine yoğun ihtiyaç duydukları ancak belirli sebeplerle destek almayı reddettikleri bir gerçek. Peki neden? Sosyal çevremde psikoterapi ile ilgili yanlış bilinenleri doğrulamam mümkün, ancak daha fazla kişiye ulaşabilmek için bu hafta konuyla ilgili soru işaretlerini yanıtlıyorum.

  1. ''Arkadaşlarımla da dertleşebiliyorum''. Evet elbette arkadaşlarınız ve yakınlarınızla sorunlarınızı paylaşmanız çok kıymetli ve destekleyici, ancak psikoterapinin bir arkadaş desteğinden farklı olduğunu bilmek gerekiyor. Psikoterapist olaylara yakınlarınızdan farklı yaklaşır. Sizi desteklemek yerine, kendinizi tanımanıza yardımcı olur ve iç dünyanız hakkında farkındalık kazanmanızı sağlar. Psikoterapistler sorunların kaynağını bulmak ve onlara çözüm üretmek üzere, profesyonel dinleyici olma eğitimleri alırlar. Bu kaynak aileniz, arkadaşlarınız, geçmiş yaşantılarınız ya da kendi bilişsel çarpıtmalarınızdan her hangi biri de olsa, bunu sizin fark ederek çözüme ulaştırmanızı beklerler.
  2. ''Psikoterapi çok pahalı''. Evet, bir çok sigorta psikolojik tedavileri karşılamıyor. Bu da çoğu zaman bireylere bunun bir israf olduğunu hissettiriyor. Ancak unutmamak lazım ki, şu an pahalı olduğunu düşündüğünüz terapi seans ücreti ileride çok daha kronik sağlık problemleri ile karşınıza çıkabilir.
  3. ''Zamanım yok''. Eğer akışa bıraktığında çözemediğiniz bir probleminiz varsa, bu size terapiye ayırdığınızdan çok daha fazla zaman kaybettirebilir. Kaybettiğiniz zaman dilimini hayatınızda somut olarak gözlemleyemiyorsanız, yaşam kalitenizdeki düşüşü fark edebilirsiniz.
  4. ''Daha önce psikoterapiste gittim ve hiçbir işe yaramadı''. Psikoterapi ile ilgili bilinmeyen en önemli detaylardan biri aslında bir çok psikoterapi yöntemi olduğudur. Her terapist kendi ekolü ile çalışır ve farklı danışanlara sahip olduğu psikopatolojiye göre farklı tedavi metodu uygulayabilir. Burada terapist ve danışanın uyumlu olması tedavinin seyri açısından oldukça belirleyicidir. Ancak daha önce size uygun olmayan terapistle karşılaşmış olmanız, hiç bir psikoterapi yönteminin sizin için faydalı olamayacağı anlamına gelmez.
  5. ''Sırlarımı bir yabancıyla paylaşamam''. Tecrübelerime göre, bu gerçekten ciddi bir sorun gibi görünüyor. Çoğu terapist sizi kendinizi rahat hissettirme konusunda yeteneklidir ve yargılayıcı değildir. Yeni bir terapistle çalışmaya başladınız ve birkaçseans sonunda dahi kendinizi rahat hissetmiyorsanız, kaygılarınız hakkında açık fikirli olabilirsiniz. Terapistinizle bu konuyu görüştükten sonra da çözüme ulaşamazsanız farklı bir terapist arayabilirsiniz. Neticede terapi hem mesleki hem de kişisel ilişkidir ve psikoloğunuzla oluşturduğunuz ittifak, tedavide önemli bir faktördür. Bununla beraber, seans esnasında konuşulan her şey, kendinize ya da bir başkasına zarar verme ihtimaliniz olmadığı sürece odada kalacaktır. Bu psikoterapistlerin en katı etik kurallarının başında gelir.
  6. ''Psikoterapistler bir şey yapmıyorlar, yalnız karşımda oturup beni yargılıyorlar''. Bu, ne tür bir psikolog ile karşılaştığınıza da bağlı olabilir.Bazı ekollerdeterapist aklında ne olduğunu söylemek istediklerini söyleyecektir. Kimisi ise, pratik tavsiyeler sunar veya sizi ve sorunlarınızı anlamanın yolları hakkında ayrıntılı geribildirim sağlar. Konuşmaktan çok dinleyen terapistler bile sizi yargılamaktan ziyade değerlendirmektedirler.Sorunlarınızı empatik olarak sorunsuz algılamak için sessizce çalışmaktadırlar. Ve eğer terapistiniz tarafından yargılanmış hissediyorsanız, o rahatsızlık verici duyguları uyandırmalısınız. Başlangıçta bu durum rahatsızlık veriyor görünebilir, ancak terapistiniz terapi sürecinde ortaya çıkan ve sizin veya tedavinin kendisinin gündeme getirdiği duygular hakkında konuşmaktan büyük bir memnuniyet duyacaktır.
  7. ''Psikoterapistler beni değil benden aldığı parayı önemsiyorlar''. Aslına bakarsanız psikoloji alanında çalışan pek çok uzman kariyer yapmak ve insanlara yardım etmek adına meslek seçimi yaparlar. Alanda çalışarak zengin olan uzman sayısı ise oldukça azdır.
  8. ''Antidepresan kullanmak daha kolay''. Psikiyatrik ilaçlar herkes için eşit derecede iyi sonuç vermez. Bu psikiyatri hekiminin uygun psikopatolojiye göre düzenlediği kontrollerle uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yani ilaç tedavisi aldığınız süre içinde de kontrollerinize gitmelisiniz. Ek olarak, her psikoaktif ilacın yan etkileri vardır. Kilo alımı veya cinsel işlev bozukluğu gibi oldukça ciddi sonuçlar da doğurabilir. Öte yandan, psikoterapinin kimyasal yan etkisi yoktur ve aktif, pozitif başa çıkma stratejisini temsil eder. Psikiyatrik ilaç tedavisinin gerekli görüldüğü durumlarda, haftalık psikoterapi ile desteklendiğinde çoğu zaman en iyi sonuç alınır.

Bu ve bunun gibi bazı yanlış bilinenler çoğu zaman sorunlarıyla başa çıkmakta zorlanan ve terapiye gitmeyi reddeden kişiler için engelleyici olabilir. Ancak unutmayın, sorun her neyse, birden fazla çözüm alternatifi mutlaka vardır. Ve bu yükle hayatınıza devam etmeniz, sizi terapiye gitmekten çok daha fazla yoracaktır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.