Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayatın içinden: Salih Berkmen-2

Yazının Giriş Tarihi: 08.02.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.02.2025 17:36

Hayat yolculuğumuzda bize verilen en değerli hediye, yeteneklerimizdir. Ancak bu yeteneklerin kıymetini bilmek ve onları geliştirmek, tamamen bizim elimizde. Bu sorumluluğu üstlendiğimizde, duygularımızı, bakış açımızı ve hayata bırakacağımız izleri yeteneklerimiz aracılığıyla ifade etme fırsatı buluruz. Yaşamımız boyunca içsel huzuru deneyimler, geçmiş dönemlere baktığımızda bedenimiz ve zihnimiz tatmin olmuş bir şekilde kendimizden razı oluruz.

Yeteneklerini erken yaşlarda keşfeden ve yeteneklerini keşfetmeye çalışanlara yol gösterip rehberlik eden Salih Berkmen ile sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hocam konservatuarın ne gibi şartları var?

Klasik olan Türk Sanat Müziği eserlerinin güftelerinde Osmanlıca, Farsça ve Arapça kelimeler mevcut…

Güncel şiirlerde ise İstanbul Türkçesi olduğu için telaffuza dikkat edilmesi gerekiyor. Başvurular için düzgün bir telaffuza, müzik kulağına ve ritim duygusuna sahip olmak yeterli. Notaları okumayı ve enstrüman çalmayı biz burada öğretiyoruz. Ses güzelliği şartı aramıyoruz. Bu gibi durumlarda kişiyi enstrümana yönlendiriyoruz.

Öğrencilerin dört yıl boyunca eğitimler aracılığıyla yaşadığı dönüşüm gerçekten çok etkileyici. Her birinin aşamaları ve yolculukları kendine özgü. Konservatuvardan bambaşka bir birey olarak ayrılıyorlar. Peki, bu dönüşüm sürecinde en çok neye ihtiyacımız var?

Gelen öğrencilerimiz şarkı söylemek ya da enstrüman çalmak için buraya geliyor. Biz şarkı söylemeyi değil okumayı öğretiyoruz. Müziğin alfabesinden başlıyoruz. Okuma yazmayı öğrenmek gibi düşünebiliriz. İlk defa karşılaştıkları bilgiler olduğu için başlangıçta zorluk çekiyorlar. Kolay bir süreç değil. Gerçekten öğrenmek, başarılı olmak istiyorlarsa disiplinli olup, sürekli tekrar edip, sabırlı olmalılar.

Köklenmeyi, derinleşmeyi öğretiyorsunuz. Peki, meyve verme aşamasında heveslerini kontrol etmekte zorlanan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Öğrencilerimiz 4. sınıfa gelene kadar birçok makamı derste görmüş oluyor. Her makamın kendi yapısı, karakteri var. Makamın karakterine uygun, güfteyle beraber saz ölçülerini kullanıp eserin matematiğini gösterecek bir beste yapmalarını istiyorum. Bu seviyeye gelene kadar ciddi bir eğitim gerekiyor. Müziğin bütün aşamalarını bilmek gerekli. Öğrencimiz konservatuar sonrasında beste yapmayı tercih etmiyor olsa da bestenin nasıl yapıldığını bilmesi gerekir. Zevk aldığımız ne varsa karşıdan kolay gelir. Müzik de öyledir. Şarkı söylemek zevklidir ve herkes heveslenir. İşin içine girildiğinde öğrencilerimizin çoğu “hiç tahmin ettiğim gibi çıkmadı ”der. Vazgeçmemek, hemen pes etmemek gerekir, sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Birinci sınıftan ikinci sınıfa geçen öğrenci sayımızda düşüşler de bu yüzden… Heves edip geliyorlar. Yetenekli oldukları için seçiyoruz, zaman ayırıp yeteneklerinin üzerine emek vermiyorlar. Herhangi birimiz üç gün bir şarkının üzerinde çalışsa şarkıyı ezberlemiş olur. Ezberlediğimizde müziğin alfabesini öğrenmiş olmuyoruz sadece ezberden okumuş oluruz. Yeni nesil kısa yoldan emek vermeden zaman harcamadan bir yerlere gelmek istiyor. Mesleki eğitim olmadan mesleklerinin yolunda emek verip zaman harcamadan başarı elde edilmez.

Makamların cümle gibi olduğunu belirli bir duygusu olduğunu söylediniz. Repertuvarımız olumsuz hadiselerle her gün genişliyor. Umuttan cesaretten pek söz eden yok, hocam hangi makam bize iyi gelir?

-Her makamın kendine özgü karakteri vardır. Hicazkâr makamı; ince bir makamdır tiz bölgelerde dolaşır, duygusunu yüksek perdeden verir. Uşak makamı; eserin hikayesine başlarken vakur bir şekilde giriş yapar. Birçok mehter marşı mahur makamındandır duyduğumuzda coşkumuz artar. Bayram tekbirleri segah makamındadır mistik özelliği vardır. Yapılan deneylerde narkoz altındayken yüksek ritimli müzik dinlemenin kalp atışlarını hızlandırdığını, düşük ritimli müziklerin ise kalp atışlarını yavaşlattığını gözler önüne sermiştir. Müziğin kalp ritimlerimizde etkisi olduğu kesin... Psikiyatri doktoru olan öğrencim vardı. Onunla da bu konuyu konuştuğumda müzik dinlediğimizde ilacın verdiği etkiyi vermediğini tedavi yöntemi olmadığını söyledi. Müzik bize iyi gelir ama tek başına tedavi yöntemi değildir. Hangi makamda kişi kendini iyi hissediyorsa onu tercih edebilir.

Teknolojinin ilerlemesiyle birçok mesleğin güncellenmesi gerekiyor. Sizce müzik sektöründe ne gibi değişimler olacak?

Gelişen teknoloji, enstrüman kalitesi üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır. Müzik yapımında kullanılan ekipmanlar ve ses sistemleri geliştikçe, yapılan müziğin kalitesi de artacaktır. Ayrıca, konser salonlarının akustik sistemlerindeki iyileşmeler sayesinde, müzikseverler daha kaliteli ve etkileyici bir dinleme deneyimi yaşayacaklar. Yapay zeka içinde; ODTÜ üniversitesinin Yapay zeka ve Müzik konulu panelinde sanat adına olumlu gelişmelerin olacağına dair sonuçlara varıldı. Yapay zeka söz yazıp beste yapacak ama insan gibi yapamayacak. İlerleyen zamanlarda insanın yaptığı sanat daha değerli olacak.

Sözler, besteler, notalar makamlar...

Enstrümanların parmaklarla buluşup ortaya çıkardığı büyülü sesler, sözlerin derinliğinde kaybolurken zihnim, ritimlerin kendi aralarındaki geçişiyle bambaşka bir dünyanın kapılarını araladı. Kendimi adeta Alice Harikalar Diyarı'nda kaybolmuş gibi hissediyorum ve bu büyülü dünyadan çıkmakta zorlanıyorum.

Sanatın bizi iyileştiren, saran sarmalayan bir tarafı olduğu kesin, yaşamda eksik kaldığımız yerleri tamamlıyor. Kitaplar, tiyatro, müzik, sinema bizleri bir sürü olasılıklarla buluşturuyor. Olasılıklar havuzundan en uygun olanıyla eşleşiyoruz, yarım kalan yerlerimize yama oluyor. Hepimizin kendine özgü yaşam mücadelesi, kendi ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğu var. Hayatın en temel ve değişmez kuralı… Bu mücadeleyle baş ederken unuttuğumuz hatırlamamız gereken duygular ve değerler var. Kendimizi ve sonrasında birbirimizi anlamak için sanatla olan bağımızı her geçen gün kuvvetlendirmeliyiz.

Bir şarkı sözünde; “Ne filmler görüp, ne şarkılarda kaybolacak aklın, ne yağmurlarla yazılmış kitaplar okuyacaksın.” diyor. Bize ayna olan sanatla yolumuz hep denk gelsin. Keyifli hafta sonları dilerim.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.