Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayatın içinden: Özel sektörden akademisyenliğe…

Yazının Giriş Tarihi: 15.02.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2025 15:41

İş hayatında edindiğimiz tecrübeler, bazen kararlarımızı gözden geçirmemize ve değiştirmemize neden olabilir.

Kariyer yolculuğumuzda bazen beklenmedik kararlar alarak yön değiştirebilir, bu sayede mesleki gelişimimize farklı bir boyut katabiliriz. Hayatın sunduğu fırsatlar ve deneyimler doğrultusunda verdiğimiz kararlar, zamanla bizi en uygun yola yönlendirebilir.

Tuba Hanım da kariyerinde böyle bir dönüşüm yaşamış. 6 yıl özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra, aldığı bir kararla 16 yıldır akademisyen olarak meslek hayatına devam ediyor.

Bu noktada Tuba Hanım'a şu soruyu sormak yerinde olacaktır:

"Hocam, hoş geldiniz. Özel sektörde yönetici pozisyonunda çalışırken sizi akademisyenliğe geçiş yaptıran sebep neydi?"

Hoş bulduk. Mesleki anlamda beni ileriye taşıyacağını düşündüğüm için yüksek lisansa başvuru yapıp akademiye giriş yaptım. Akademisyen olmak hiç aklımda yoktu. Başvuru yaptıktan sonra hocalarımla olumlu iletişimim sonrasında özel sektörde yaşadığım olumsuz durumlar, özgürlüklerin kısıtlanması, önüme çıkan engeller, beni üniversiteye yakınlaştırdı. Olayların akışı ve benim de isteğimle akademisyenliğe yöneldiğimi söyleyebilirim.

Zorluklarla karşılaştığımızda, sanki başımıza kötü bir şey gelmiş gibi düşünebiliriz.

Sonradan baktığımızda sebeplerin ne kadar yerli yerinde olduğunu fark ederiz. Görebildiğimiz, değerlendirebildiğimiz ve özellikle sabredebildiğimiz sürece zamanla her şeyin yerli yerinde olduğunu anlarız. Özel sektörde yaşadığım zorluklar farklı bir alanı görmemi sonrasında oraya adım atmamı sağladı. Açıkçası başlangıçta çok heves ederek gitmemiştim. Bilmediğim bir alan, kendime öyle bir hedef de koymamıştım. Bir dönem denemek istedim, sonrasında hoşuma da gitti. Kadro da açılınca kendimi hocalık yaparken buldum. Akışın içinde seçimlerimizi yaparken ters yöne zorlayacak kararlar almıyorsak her seçim yerini buluyor. Başlangıçtaki niyetimle sonuç farklı olsa da geriye dönüp baktığımda iyi ki de böyle olmuş diyorum.

Bir zamanlar öğrenci olduğun sınıfa akademisyen olarak giriş yaptığında, zamanın üzerindeki değişimini bizzat yaşadın. Empati yeteneğinin güçlendiğini hissediyor musun?

Hepimiz okul dönemlerimizde tecrübe etmişizdir, bazı hocalara karşı eleştirel bakar, bazılarını da çok severiz. Öğrenciyken hocalarıma karşı ne düşündüğümü ve nasıl davrandığımı hatırlayarak, şu an öğrencilerimin neler düşündüğünü anlamaya çalışıyorum. Bugün baktığımda hocalarımızın çoğunun bizim iyiliğimizi istediğini fark ediyorum. Biz de pek anlayamamışız, çoğu zaman bizi zorladıklarını düşündük. Bizleri düşündüklerini yaşayarak öğrendim. İki taraflı bakabilme fırsatını yakalamış olduğum için şükür ediyorum. Benim düşüncem öğrencinin yaşadığı zorlukları anlayabilmek ve yardım edebilmek. Öğrencilerime sorsanız belki onlar bu şekilde düşünmüyordur. Biz de zamanında bu şekilde düşünmedik.

Öğrenciler yeteneklerini nasıl keşfeder? Ailenin, öğretmenlerin etkisi nedir?

Üniversite çağına gelene kadar gençlerin yetenekleri genellikle aileleri ve öğretmenleri tarafından fark edilmiş olur. Bu sayede gençler, el becerileri, ilgi alanları ve akademik başarılarına uygun meslekleri seçme fırsatı bulabilirler. Mesleğin alt dallarında yeteneklerine uygun bölümlere yönlendirme yapıyoruz. Firmalarla bağlantılarımız var, staj konusunda da sonrasında da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Üniversitemizde meslek tanıtım günleri düzenliyoruz. Eski mezunlar ve sahada çalışan arkadaşlar tecrübelerini, bilgilerini paylaşıyor. Bu doğrultuda giden öğrenciyle biz de sorun yaşamıyoruz, kendisi de hayat içinde daha rahat yer bulabiliyor.

Bir diğer grup, maddi imkanların olmayışından dolayı mecburiyetten seçenler ve akademik kariyerinde istediği başarıyı elde edemediği için sırf mesleğim olsun diye okuyan öğrenciler. Buraya gelip mesleğini sevenler oluyor, hayatlarını daha da kolaylaştırıp ne yapmak istediklerini fark ediyorlar. Mesleğini sevip dikey geçiş sınavıyla fakülteye geçen öğrencilerimiz olduğu gibi sahada çalışanlar da oluyor.

Üçüncü grup öğrencilerimiz heves ederek gelmediklerini her fırsatta belli ediyor. Hayatlarında onlara başarılar diliyorum çünkü hayat istesekte istemesek de bizi bir şekilde hizaya sokuyor.

Meslek yüksek okullarını seçen öğrencilerin eğitim süreçlerini biraz daha ciddiye alması gerekiyor. Öğrenciler aldığı eğitimin içini doldurup stajlarında özverili olduğu zaman eğitimi hakkıyla tamamlamış oluyor. Bu şekilde çalışan güzel yerlere gelen öğrencilerimiz var. Bizler her türlü desteği veriyoruz fakat üniversiteye gelene kadar çocuğun ailedeki eğitimi, aldığı sorumluluklar öğrencinin hedefi ne için buraya geldiği, hepsi etken bundan sonrası bireysel çabasına kalıyor.

Gençlerle iç içesiniz, gençler ne istediğini biliyor mu?

Sorumluluklarını bilerek gelenler olduğu kadar ergenliğinin sınırını zorlayıp yaşayanlar da var. Öğrenci bize gelene kadar okul hayatında birçok kolaylığı ve zorluğu yaşamış oluyor. Aileler, çocuğa öğrenci olarak sorumluluklarını fark ettirebilmişse daha disiplinli şekilde yol aldıkları için okul hayatlarını kolay yönetiyorlar. Çocukların kendi kendilerine karar verme becerilerini geliştirmelerine fırsat tanımayan, onların hatasız olmasını bekleyip yasaklarla ve baskıyla büyüten ebeveynler, çocuklarının gelişiminde bazı zorluklara neden olabilirler. Öğrenci bir de farklı şehirden gelmişse üniversite hayatına, isteyip de yapamadıkları ne varsa onları yapmakla başlıyor. Seçtikleri arkadaş çevresi çok önemli… Dağılanlar oluyor, sonradan toparlayanlar olduğu gibi kaybolup gidenler de var. Bizler elimizden geldiğince hayatlarında yaşayacaklarını fark ettirmeye çalıyoruz. Karamsar değilim, öğrencilerime de umutsuz bir tablodan bahsetmiyorum. Hedef belirlemenin, gayret etmenin önemli olduğunu her dönemin kendi içerisinde zorlukları olduğunu, hayatımızda kolaylıklar olduğu gibi bazen de zahmetli yollardan geçtiğimizden söz ediyorum. Şuan ne yapmaları gerektiğini biliyorlar ama ne zaman kullanırlar, kendilerine kalmış. Aile, çocuk ve sistem hepsinin kendi içinde kusuru ve eksik yerleri var. Başarısızlığı tek bir yerde aramak yersiz olur. O yüzden olmayanlara değil de olanlar üzerinde neler yapabiliriz diye odaklanırsak birlikte birçok sorunun üstesinden gelebiliriz.

Zamanın içindeki değişim ne kadar kıymetli ki hiç bilmediğimiz bir alanda başlayan yolculuğumuz hocalığa kadar bizi yükseltiyor. Sürekli güncellenen bilgiler, bir yandan bildiklerimizin sürekli değiştiğini ve geliştiğini, dolayısıyla her zaman öğrenmeye açık olmamız gerektiğini gösterirken, bir yandan da bilgi eksikliğimizin ve henüz bilmediğimiz şeylerin ne kadar çok olduğunu hatırlatır. Hem öğrenciyiz hem öğretmeniz bu hayatta... Eksik olan öğrenciliğimizi fark etmeden, eksik bilgi vermeyeyim telaşı öğretmenliğimizde başka bir hal alıyor. Kelimeler, kavramlar hayata bakışımız ne kadar çok değişiyor. Eksik olanı görmeye yatkın gözlerimiz her an birini bulmaya meyilli. Sistemin, ailenin, arkadaşın, hocaların yapamadıklarına odaklanabiliyoruz ve hatta bazılarımızın da hayatta en iyi ve tek yaptığıdır. Olanlarla yürüyebilmek o gayreti gösterip eksiklerle yol almak samimi olduğumuzun, hevesimizin olduğunun kanıtıdır. Tarihe baktığımızda hiçbir zaman şartların yerinde olmadığını görüyoruz. Krizler, çöküşler, güç gösterileri, teknolojiyi kötüye kullananlar, bilgileriyle üstünlük gösterenler hep var. Hocamızın dediği gibi” Ne yapmaları gerektiğini biliyorlar ama ne zaman kullanırlar, kendilerine kalmış.” Hepimizin yapabildiği, elimizden gelen maharetleri var. Sisteme, çevremize, önümüze serilen karmaşık gelecek planlara bakıp atalete kapılmaktansa adım atmayı deneyelim. Başlangıçta koşamayız ama istikrarlı adımlarla yürüyebiliriz. Yapabildiklerimize odaklandığımız ‘an’ların hayatımızda çoğalması umuduyla… Haftaya sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyor olacağım.

Keyifli hafta sonları dilerim.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.