Takvimler 2016, yer Diyarbakır Sur
Şahlanıp çıktı öne birden, bu idiyse kusur
Göklerden firar edip konmuş omuzlarıma dek
Bir çift yıldız;
Parlamakta idi ve de nur yüzüne dek
Yaldız yaldız
Narindi güya
Uzun ince endamı yanıltırcasına kalleşi
Atıldı önce namı sonra Bahaddin yırtarcasına güneşi
Dedim ya
Uzun ince bir adam Sur’da Teğmen Bahaddin
Gözlerin ay yıldız aynası
Ve iman doluydu arşa dek serhaddin
Yüreğinde hilal ile bir resim, dimağındaki tek bir isim;
Gözleri yosun, adı “Aysun”
Sonra bir ışık
Önce ışık utandı, sonra ses, sonra nefes
Vuruldu âşık
Ve yine bir ışık yine bir ses
“Aysun”
Aysun tut ellerimden üşüyorum
Yer mi yaklaştı birden, yoksa ben mi düşüyorum?
“Vatan” dedi Bahaddin, “Aysun” dedi ve yine ve “Vatan”
“Hendeklerde vurulduk” kitabından alıntı.
Bahaddin Seçgin 2013 yılında Kara harp okulundan Jandarma Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Sonrasında aldığı eğitimlerle 2015 yılında Diyarbakır /Hani ilçesinde bulunan 3’üncü Jandarma Komando Tabur Komutanlığında göreve başlayan Seçgin Hani taburuna Tim komutanı rütbesiyle göreve başladı.
Hoş geldiniz, Bahaddin Bey.
2019 yılında çıkardığınız “ Hendeklerde vurulduk” ilk kitabınız; içeriğinden bahseder misiniz?
Hoş bulduk. Harp okulundan mezun olduktan sonra görev yerimin belirlenmesi sonrasında kendi yaşadıklarımı anlatmak istedim. 2016 yılında yaşanan “Hendek operasyonlarını” yaşanmışlıklar üzerinden anlattım. Şehit ve Gazilerin gerçek hikayelerine yer verdim. Yaşananları olduğu gibi aktarmaya çalıştım.
Kitap yazma fikri aklınızda var mıydı?
Aslında aklımda yoktu. Yaşananlar unutulmasın diye yazmak istedim. Bir de gelecek nesillere ders olsun istedim. Çok planlı bir yazım olmadı.
Hepimiz tarihe tanıklık ediyoruz. “Hendeklerde vurulduk” kitabı o bölgede yaşanılanlar, bölgedeki insanların tutumları, tavırları ve Türk askerinin yaşadıklarına ışık tutacak bilgiler içeriyor. Kitap ile Türk askerinin gözünden bakma fırsatı yakalamış oluyoruz. Tarihi kitapları okurken nasıl değerlendirmeliyiz?
Tarihçi değilim. Yani işin uzmanı değilim. Tarihi kitabı okurken geçmişten ders almalıyız. Bir de güvenilir kaynakları okumalıyız.
Tek kaynaktan bilgi edindiğimizde sadece bir çift gözün kendi yansımasını bilmiş oluruz. Araştırdığımız konu ne olursa olsun en az iki kaynaktan olmalı ve mümkünse farklı görüşlerden çıkmalı ki kendimiz sentez yapalım. Bahaddin Bey de kendi yaşadıklarının dışında arkadaşlarının karşılaştığı durumlara yer vererek farklı karar alanların doğurduğu olumlu olumsuz sonuçları bize aktarıyor. Kitabında birçok insana yer veriyor.
İkinci kitabınız yeni çıktı.” İnsan portreleri” kitabınızın içeriğinden bahseder misiniz?
Kitabımda hayattan tanıdığım kimi insanları, tarihten kimi insanları ve hayali insanları kendi gözlemlerimle anlattım. Kitapta bir cevap aramıyorum. Birçok soru var fakat ille de cevaplanmayı beklemiyor. Aslında çok kısa fakat çok derinlikli anlamlar içeriyor bazı başlıklar. Üzerinde düşünülmesi gereken yerler var. Bazı başlıklarda da hiç amaç yok. Hayatta görülebilecek her tip insan var neredeyse kitapta. Bazen bilim, bazen felsefe temelli yazılar var. Mesela karanlık madde ve bir insan anlatılıyor karanlık maddeyi bilen biri o karakteri anlayabilir.
Felsefi sorgulamaların tamamına “Filozof “ başlığıyla cevap var. Yani okuduğum bütün felsefi bilgiler bu kısa yazı kadar değildi. Yazılar kısa ama arka planı uzun.
Bazen tek bir cümle ile bazen de art arda gelen cümlelerle anlatılan insan portreleri… Üzerinde epey düşündüğüm ve en etkilendiğimi sizinle paylaşmak istiyorum.
TERZİ
Terzi kendi söküğünü dikemezmiş
Mum dibine ışık vermezmiş
O halde başkalarında mı iyileşeceğiz?
Başkalarını iyileştirmeden iyileşemeyecek miyiz?
“İnsan Portreleri ”kitabından alıntı
Okuyucu olarak söyleyebilirim ki, gözlemleriniz ve kaleme alış tarzınız farklı şekilde görüp yazıya aktardıklarınızı başarılı buluyorum. Yazmaya devam edeceğinizi umarak bundan sonra tasarladığınız projeniz var mı?
Çok teşekkür ederim. Aklımda henüz bir proje yok. Gelecek ne getirir bilemeyiz. Bazen hiç düşünmediğimiz bir projeye hayat verebiliyoruz. Zaman hepimize iyi olanı getiriyor. Birinci kitabımı çıkardığımda ikinci kitabımla ilgili fikir dahi aklımda yoktu. İlerleyen dönemlerde nasibimizde farklı projeler varsa bizi bulur diye düşünüyorum.
Atayurt yayınevinden çıkan, “Hendeklerde vurulduk” 8. Baskısıyla “İnsan Portreleri “ ilk baskısıyla okuyucularla buluştu. Okuru bol olsun diyorum.
Hayatın içinden geçerken, birbirimizin hayatından geçerken hepimizin bir görevi vardı. Kimi şehit oldu, kimi şahit oldu. Tamamlayanlar göçtüler. Hayatımızdan göçen gidenler olurken bizim de göçtüğümüz yerler oldu. Göçüp gidenlerden geriye kalan huzur olsun, göçüp gittiğimiz yerlerde huzurumuz bol olsun. Keyifli hafta sonları dilerim.