Bugün biraz toplumun kabulleri üzerinde duralım. Çünkü biliyoruz ki insanı etkileyen en önemli unsurlardan birinin yaşadığı çevre ve bu çevreyle beraber deneyimledikleri olduğunu biliyoruz. Toplum ve toplumun geliştirdiği “sağlıklı insan profili"!
Toplumun “sağlıklı insan profiliyle” ilgili bir kabulü var. Mesela mı?
Mesela X kişi çok mutlu görünüyorsa,
Mesela X kişi insanlarla herhangi bir konuda tartışmaya girmiyorsa,
Mesela X kişi her zaman onları da haklı çıkaracak tarafları görüyor ve susuyorsa,
Mesela X kişi her zaman bardağın dolu tarafını görüyor ve boş tarafa gözlerini yumuyorsa “psikolojik olarak sağlıklı bir insan”tanımlamasını yapıveririz. Böyle bir ön kabul geliştiririz.
Halbuki tüm bunların da acıdan kaçma yöntemi olabildiğini fark ettiğimizde işin seyri çok değişiyor.
Mesela mı?
Mesela biliyoruz ki aslında bardağın boş tarafını görmek bir doldurma sorumluluğunu dagetiriyor,
Mesela yapılan haksızlığa şahit olmak hakkı savunmayı haksızın karşısında durmayı da gerektiriyor,
Mesela haklı olduğunu görmek bazen karşı tarafla tartışmayı, çatışmayı dagetiriyor.
Tüm bunları reddetmenin yani bu sorumluluktan ve aslında acıdan kaçmanınbir yolu da işte o başta saydığım insan profiline bürünmekten geçiyor.
Bu meselalar bitmez ama öncelikle toplum olarak zihinlerimizdeki “sağlıklı insan profilini” değiştirmekte fayda var. Eğer toplumun sağlıklı insan profilini değiştirebilirsek sürdürmekte olduğumuz bu kaçınma yöntemleri yerine yeni şeyler geliştirmek çok daha kolay olacaktır.