Psikolojik sağlamlık üzerinde ara ara duruyoruz. Bugün bu konuyu biraz daha ayrıntılı ele almaya çalışalım istiyorum.
Psikolojik sağlamlık aslında olaylardan etkilenmemek, üzülmemek, öfkelenmemek, korkarken hiçbir şey yapmamak anlamlarına gelmiyor.
Elimde olan bir kitapta bununla ilgili çok güzel açıklama yapılıyor. Diyor ki yazar: “ psikolojik sağlamlık bir sonuç değil, aksine dinamik bir süreç; gözden geçirilen, geliştirilebilen ve aktive edilebilen bir özellik. İçinde bulunulan olumsuz duruma olumlu şekilde adapte olmayı mümkün kılıyor. Tek bir formu yok koşullar değiştiğinde psikolojik sağlamlığın formu da değişiyor.”
Psikolojik sağlamlığı dik durmak, eğilmemek olarak yorumluyoruz bazen. Ama bu yorum doğru değil. Psikolojik olarak sağlam olan kişi olaylar karşısında bilişsel esnekliği olan kişidir.
Bilişsel esneklikse alternatif düşünceler üretebilen, katılıktan uzak bambu esnekliği kazanmayı gerektiriyor.
Bir ikincisi ise kırılganlık… yine aynı kitaptaki şu cümleler çok dikkat çekici: “ bizi sağlam kılan şeylerden biri kırılabilen tarafımız kabul ederek hayata, deneyimi, gerekiyorsa kırılmaya açık olma cesaretini göstermek.”
Ve diyor ki: “Yara alma cesaretini göstermek, gelişimin temelinde yatıyor.”
Bu cesaretse her duyguyu kabul etmekten geçiyor. Bazen üzüleceğiz, acı çekeceğiz, yetersiz hissedeceğiz. Bu duyguları yaşadığımız halde onlara rağmen veya onlarla beraber yola devam edeceğiz. Hedeflerimiz ve değerlerimiz uğruna…