Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zordu başardıkları...

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2024 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.12.2024 14:16

Okul çıkış saati, veliler kapıda toplanmaya başlamış. Bende oğlumu bekliyorum çıksın diye.

Sonra kapıdan saçları 2 örgülü bir kız fırladı ama olanca sevinciyle, elinde de bir resim.

Açmış koşa koşa geliyor bana doğru. Meğer annesi arkamdaymış ona doğru geliyormuş.

Elinde yeni Suriye bayrağı, açabildiği kadar açmış, büyük bir şevkle annesine doğru koşuyor, o da onu gülerek karşıladı.

Bu sahne beni öyle duygulandırdı ki, gözlerim doldu istemsiz. Ne zor insanın memleketinden ayrı kalması... Yaşatmasın Mevlam.

Kızın gözleri ışıldıyor sevgiden, nasıl heyecanlı nasıl şevkli.

Ne kadar kızdık onlara hala daha kızmaya devam ediyoruz. Hele bazı bir güruh var ki, her detaylarına aşırı şekilde tepki veren, artık ırkçılık seviyesinde seyreden.

Tamam, bizimde sebeplerimiz vardı evet ama bu noktaya gelmemeliydi.

Sabırsız, toleranssız bir millet olduk çıktık. Hiçbir zaman olanca gücümle kıyamadım hiç onlara. Benimde gözümü tırmalayan detaylar oldu ama nedense hep empati kurdum onlarla.

Beş parasız sefil bir halde memleketinden kaçmak aynı dinden dahi olsa, yabancı, hiç tanımadığın bir ülkeye sığınmak, normal hür bir insanken evin yerin paran en azından bir memleketin varken bir anda mülteci konumuna gelmek... Birine sığınmak...

Bunlar bana çok ağır gelmiştir hep. Ve bundan sebep ağır bir kızgınlığım olmadı, olamadı, yapamadım. Ne zaman kızacak olsam hep kendimi frenledim.

Yaşamadığım şey için onları yargılayamazdım.

Hep şey istedik biz, geldikleri gibi kalsınlar istedik. 10 küsür sene geçmiş iç savaşın üzerinden ama geldikleri gibi gariban kimsesiz muhtaç kalsınlar istedik.

İşte her milletin mayası farklı, onlar da kalmadılar, kalınmazdı da zaten. Neden? Hayat devam ediyor çünkü.

Bir yerde toparlanıp öyle böyle çalışıp didinip ayağa kalmaları gerekiyordu. Yalan değil, onlarda benim gözüme en çok batan, şaşırtan şey çabuk adapte olmalarıydı. Gerçi ilk baştaki bunca misafirperverliğimizin de etkisi çok büyük bence.

Baktılar çok da yabancı, soğuk değil buralar hatta düşündüklerinin aksini buldular, bir rahatladılar.

Kolay değil, kim bilir kaç milyon düşünceyle kaçtılar buralara. Umduklarının kaç katını bulunca kendilerini sanki ülkelerindeymiş gibi davranmaya başladılar. İşte burada koptu ipler bizde. Bunu sevmedik biz, rahata alışsınlar istemedik. Eğri oturup doğru konuşalım.

Şimdi de ülkelerine arabalarla dönüyorlarmış diye kıyamet kopuyor bazılarında. Yürüyerek geldiler araçla dönüyorlar diye. Sosyal medya kaynıyor bu fotoğraflarla.

Şimdi neler yazmışlardır yorumlarda diye korkarak bakıyorum. Ama şaşırttı beni yine bizim millet.

Yorumlar acayip güzeldi, şaşkınlıkla okudum hepsini. O kadar nadirdi ki kötü bir şey yazan.

Biri demiş ki; "Çalmadılar, çırpmadılar, ne kadar beğenmediğimiz iş varsa hepsini yaptılar ses çıkarmadan. Çoluk çocuk çalıştılar hem de, bıkmadan usanmadan. Hatta onca suistimale rağmen hor görmeye rağmen. Yalan mı?"

Değil, hepimiz biliyoruz.

Halbuki çok zordu başardıkları. Hayata sıfırdan başlamak...

Kaçımız yaşadı? Allah yaşatmasın orası ayrı ama çok zor bir şey başardı onlar.

Hadi öz eleştiri yapalım; ne kadar çok asgari ücretin altında çalıştırdık onları sırf muhtaçlar diye, her odayı bir Suriyeli aileye vererek ederinin üzerinde kaç ev kiraladık biz. Oturmam dediğimiz evlerde oturdu o insanlar.

Bu kira fiyatlarının artmasının en büyük sebeplerinden biridir bu.

Okullarda o her şeyden habersiz masum çocukların uğradığı zorbalıkları unutmayalım.

Ben bunu bilmiyordum bile yeni öğrendim. Meğer sırf Suriyeli diye oynamıyorlarmış çocuklarla, aralarına almıyorlarmış. O çocuğun düştüğü durumu düşünsenize aklı bile ermiyor neden böyle yaptıklarına. O çocuk içeride dışarıda maruz kaldığı anlamsız ayrımcılığa karşı hırçın olmaz mı? Kin gütmez mi? Güder ve kendince çok haklı.

Aslında o resim bize çok şey anlatıyor. Azmin, direnmenin, çalışmanın, pes etmemenin resmiydi bu.

Aslında onlar fakir değil, her şeyi bırakıp gelmişlerdi anlamadık bunu. Hatta gelen zengindi fakiri ülkeden bile çıkamadı bunu hiç idrak dahi edemedik.

Gelende çalışmam demedi. Ben neydim demedi, beğenmemezlik etmedi. İş bulamıyorum diye hayıflanan Suriyeliye kimse denk gelmemiştir.

Kötüsü yok muydu? Elbet vardı. Koskoca millet bu, iyisi kötüsü karışık. Zararı dokunan da çok olmuştur. Ama bizde bunu ayırmayı beceremedik. 3-5 kötüyle beraber hepsini aynı kefeye koyduk.

Ama herkes memleketinde mutlu olsun, Mevlam kimseyi yerinden yurdundan etmesin.

Sağlıkla dönsünler memleketlerine.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.