Biraz yorulmuş olabilirim çirkinliklerden, iki yüzlülükten, ahlaksızlıklardan, utanmazlıktan, dünyanın bu iğrenç gidişatından...
Kısacası her şeyden. Yorulduğumu, bazı şeyleri beynimin kaldırmadığını , baş edemeyeceğimi düşünüyorum. Gözüm korkuyor yalan değil. Yorgunluk geliyor içime sanki yaşlı bir insanmışçasına.
Adaletsizlikten korkuyorum en çok şu sıralar. Çünkü gördüğüm kadarıyla işler fena, durum kötü, yol yol değil. Uzunca bir süre değişeceği de yok gibi duruyor. Düzen öyle çarpık kurulmuş ki ,bu haliyle de birilerinin işine de öyle bir geliyor ki. Çoğumuz kaybedip azımız balçıkla çevrili cennetinde yaşıyor.
Şu tekel bayide vurulan iki gencin davasında baba konuşmuş. Dediği laf şu " susmam için bana biri erkek biri kız, 2 çocuk teklif ettiler..." bilmem ne kadar da para işte, orası önemli değil çok. Cümleye bak...
Çocuk teklif ettiler... "İster kölen yap, ister karın yap..."
Anında başım dönüp, midem bulanıyor bakın.
Bünyem kaldırmıyor bazı şeyleri benim.
Ne kadar kolay ya, ne kadar basit bu şeyler. Normal bir şeymiş gibi, bir nesneden bir eşyadan bahseder gibi insan hayatından bahsediyorlar, borç kapatıyorlar akıllarınca.
2 tane aldık sizden alın tazecik körpecik yerine 2 tane veriyoruz. Anlaşalım, ağzınızı kapatın, bitsin burada bu konu.
Bak öyle bir sistem olmalı ki bunu diyememeleri lazımı geçtik akıllarından bile geçirememeleri lazım. Evet anladık bu davada iki tarafta batık, ikisini de al birini vur ötekine de...
Ama böyle de olmaz. Normal bir şeymiş gibi korkusuzca gel adam öldür gözünü dahi kırpmadan sonra hiç utanmadan korkmadan da böyle bir teklif de bulun.
Ne kadar kolay onlar için görüyor musunuz ,ne kadar basit.
Sinirim buna işte benim. Olmamalı bu kadar basit ,kolay olmamalı. Bu kadar korkusuz vurdumduymaz olmamalılar. OLAMAMALILAR...
O kadar çekinmeyip o kadar korkmuyorlar ki.
Biz böyle yaparsak başımıza ne gelir diye bir endişeleri yok demek ki. Güvendikleri bir şey var demek ki.
Ben enim konum başıma istemsiz bir durum gelecek de ben kapı kapı senelerce uğraşacağım, uğruna hasta olacağım, huzurum bozulacak hiç yoktan diye acayip saçma gereksiz bir korku sahibi oldum. Çocuklarımı nasıl koruyacağım diye endişe sahibi oldum. Nereye kadar koruyabilirim ki. Daha kaç yaşındalar halbuki. Şimdiden uzak bir gelecek için endişelenir oldum.
Bi bu habere çok canım sıkıldı birde Gazze deki daha geçen evlenen haberlere konu olan bir çift vardı.
Evleneli 3 gün oldu daha, öldürülmüşler...
Acayip boğuldum anlayacağınız.
İnsanlığımı, insanlığı sorgular oldum artık.
Şu dünya düzenini bozan, doymak bilmeyen bir biz varız. İnsanoğlu...
O olmasa dünyanın rayları yerine oturacak da kendine gelecek ,özüne dönecek. Hem de öyle bir kısa sürede olacak ki bu.
Bu kadar donanımlı yaratılıp bu kadar bilgelik yüklenen bir varlık nasıl böyle beyni yokmuşçasına hareket edebilir anlayamıyorum.
Sadece beyin olarak donanımlı da değil üstelik yanına bonus bir de kalp var. Duygu var ,merhamet var, vicdan var.
Ama biz boş bir teneke misali sadece yok etmek üzere programlanmış bir yakan yıkan bir robota benziyoruz. Yetmiyor... Doymuyoruz...
Artık dünya insanoğluna yetmiyor.
Hakikaten kıyamet yakın galiba...