İsteklerimiz ve bunalımımız

Yeni nesil, zamane insanlarımız yani biz.

Hayatımızda ne var ne yoksa cılkını çıkarmaya yemin etmişcesine davranıyoruz. Yani herşeyin dibini görmezsek sonuna kadar gitmezsek eksik hissedeceğiz falan zannediyoruz herhalde.

Bu his nerden buldu nerden kapladı neyin eksikliğini kapatıyoruz bilmiyorum ama iyice sapa sarmaya başladı bence işler.

Abartmaya başladık her işimizi her davranışımızı her hareketimizi.

Karşıma çıkan bir reklamdan bahsedeceğim size;

Kız isteme evimizi ,salonumuzu size sunmaktan mutluluk duyacağız...

Fıkra bu kadar...

Uzun uzun baktım, yazıya baktım, resimlere baktım, yorumlara baktım baktım da baktım.

Sonra eşime döndüm haberi okudum dedim ki

" Bende mi tuhaflık var bir bana mı abes geliyor bu işler acaba? Çok betime gitti dedim.

Yooo gayet normalsin abes zaten.

Sadece şöyle düşünürsek elle tutulur yanı var oda evi küçük olanlar için güzel bir şey sadece.

Bu seçeneğe sahip değilsen eğer o zaman çok abes bet ve musrif... daha sayayım mı?"

Hakikaten napıyoruz biz allah aşkına.

Evlilik teklifi platolarından, evlerinden, fotoğraf çekimi platolarından sonra bir de kız isteme evleri (!) Platoları...

Ben daha evlilik teklifi Platoları fikrini sindirememişim ya.

O zaman da böyle çok şaşırmıştım meğerse meşhurmus artık.

Adam üç katlı binayı sırf bu iş için dizayn etmiş kademe kademe organize etmiş işe çevirmiş randevu ile iş yapıyormuş ve sıra bekliyormuşsun falan da falan...

Ağzım açık dinlemiştim bunları.

Evlilik teklifi etmek için yer kiralamak...

Hem de her bütçeye uygun dedim ya kat kat...

Zirvesi sanıyordum ama galiba zirvelere zirvelere oynamayı seviyoruz. Ardı arkası kesilmiyor zorlamalarımızın.

Ama yakınmalarımızda bu hızda bu düzeyde burası da ayrı bir ironi.

Gerçekten oturup ciddi bir şekilde neden böyle yapıyoruz ne oluyoruz diye tartışmamız lazım.

Ne demek ya isteme odası ayrı söz odası ayrı Nişan odası ayrı...

Allahım güleyim mi ağlayayım mı şaşırdım.

Sonra diyorum ki hani biz zor zamanlar geçiriyorduk krizdeydik falan.

Her şey almış başını gitmişdi. Evet hakikaten her şey başını alıp gitmiş bence onunla beraber bizim akıl sağlığımız da gitmiş ne yaptığımızı bilmiyoruz çünkü.

Nerden nasıl abartsak şaşırdık.

Sonra bu gençler ev kuramıyor evlenemiyor yetişemiyor sonra herkes bunalımda.

Hangi birine para yetsin. Her şey malum ortada da bizim nefsimizin ufkumuzun aç gözlülüğümüzün sınırı yok maşallah.

Neden böyle şeylere özeniriz onu da anlamam ya ben.

Şaşkınım üzgünüm kızgınım bitmek tükenmek bilmeyen dünya hırsımıza kızgınım.