Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hoşgörü mü dedi biri

Yazının Giriş Tarihi: 04.12.2025 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.12.2025 13:55

Bir Papa geldi, bildiklerimizi de bilmediklerimizi de altüst etti. Tüm ülkeyi diken üstünde bırakıp gitti.

Aslında bakıldığında anormal bir durum yoktu; Papa ülkemize ilk kez gelmiyordu. Ancak bu sefer her şey çok farklıydı. İznik detayı — buna detay denirse — hepimizi ciddi şekilde sarstı. O merasim, tüm ülkeye belirgin bir huzursuzluk verdi. İnananı-inanmayanı, kim varsa bu ülkenin vatandaşları olarak bir an durup tüm olup biteni sorguladık. Çünkü bize bu ziyaretin dini değil, siyasi bir ziyaret olduğu söylenmişti; fakat görünen bunun tamamen dışında bir şeydi.

İşte o huzursuzluk anında gerçek ile yalan birbirine karıştı; hangisine inanacağımızı şaşırdık. O kadar çok bilgi dolaşıyordu ki her kafadan farklı bir ses yükseliyordu. Etrafta yayılan türlü hikâyeler ise kafamızı iyice karıştırdı.

Zaten bulanık olan görüntü daha da karmaşık bir hâl aldı. Belki de İznik’teki ayine izin verilmemiş olsaydı, bu ziyaret bizi bu kadar sarsmayacaktı. Orada yaşananlar istemsizce rahatsız etti hepimizi. Gördüklerimiz, sanki vücudumuza iğne batırılmış gibi bir irkilme yarattı.

Sonra birileri çıktı ve “Bundaki abartılacak bir şey yok, halk kışkırtmalara geliyor, uyanık olun; bu ziyaret bu kadar rahatsızlık duyulacak bir şey değildi, her söylenene inanmayın…” gibi pek çok cümle kurdu. Ben de durup düşündüm. Elbette böyle olması mümkündü; çünkü bunun yüzlerce örneği vardı.

Biz yönlendirmeyle hareket etmeye pek meyilliyizdir; biri bir şey söyledi mi hemen galeyana gelir, ortalığı birbirine katacak noktaya geliriz. Nitekim her önemli olayda da böyle olmuş, işin aslı sonradan ortaya çıkmıştır. Bu nedenle söylenenlerin haklılık payı yüksekti.

Sonra durup, olup bitene yeniden dışarıdan bakmaya çalıştım.

Bu ziyaretin amacı ne olabilir?

İznik’te yaşananlar neyi temsil ediyor olabilir?

Bu kadar ziyaret neden gerçekleşiyor?

Verilen mesajların altında nasıl bir anlam yatıyor?

Bu gezi için hazırlanan logoya defalarca baktım — ki bu logo konusu başlı başına ayrı bir mesele. Ziyarete katılanların duruşunu, oturuşunu, kıyafetlerini; kısacası her ayrıntıyı tekrar tekrar izledim. Kendimize de merakla bakıp değerlendirdim.

Ve sonunda kendi adıma bir sonuca vardım:

Hayır, benim hissettiğim huzursuzluk boşuna değil…

Hayır, bu bana göre yalnızca kültürel ya da siyasi bir ziyaret değildi. Hele ki İznik… Ayinin uluorta yapılmasına izin verilecek sıradan bir yer hiç değil. O bahsedilen logoya nereden başlayacağımı bile bilmiyorum; verilen mesajların ise tutulacak tek yanı yok.

Zamanında bu “sözde hoşgörü” söylemlerinden çok çektik, ey halkım! Elbette balık hafızalıyız ama bu kadar yakın geçmişi — hatta geçmiş bile sayılmaz — artık unutmayalım. Aynı delikten ikinci kez ısırılmaya mı niyetliyiz, gerçekten anlamıyorum.

Yaşananlar tam da bunu gösteriyor işte: yine aynı söylemler, aynı hikâyeler, aynı göz boyamalar…

On kere daha bakıp incelesem bile aynı kanaatte olacağımdan neredeyse eminim; fikrimin ve huzursuzluğumun değişeceğini sanmıyorum.

Ne kadar bilgi kirliliği olursa olsun — ki bunun insanı etkilediğini kabul ediyorum — burada mesele aklımızdan çok kalbimizin ne söylediği. Kalbimiz de ruhumuz da huzursuz. Çünkü bu senaryo bize fazlasıyla tanıdık. Yıllar önce bunun çok daha ağırlarını yaşadık; bu gözler neler gördü, hatırlayın.

Artık kabul edelim: Bu meselenin “ılıman” bir tarafı yok. Ortak bir zeminde buluşma ihtimali, hoşgörünün gerçek bir karşılığı… bunlar pek mümkün görünmüyor. Ezelden beri olmamış bir şeyin bundan sonra olacağına inanmak da kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.