Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çürüme

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.04.2025 14:15

Müthiş bir sosyal çürümenin göbeğindeyiz hepimiz. Acayip ama anlatılamaz hale geldi günden güne. İyileşmek şöyle dursun, daha derine daha da derine batıyoruz gün gün. Bunun en kötü yanı bu da değil biliyor musunuz, en kötü yanı artık kanıksadık da tüm olan bitenleri. "Olur, olabilir, yapılır, insan bu, çiğ süt emmiş ne de olsa..." gibi tepkiler vermeye başladık artık. Normal karşılıyoruz da yani şaşırma duygumuzu kaybettik resmen.

Son bir kaç gündür sosyal medyada dönen, sonrasında haber kanallarına intikal eden duymayan bir Allah’ın kulunun kalmadığı kaynana damat olayını bilmeyenimiz kalmadı. Malum, sağır sultan bile detaylıca hakim olaya.

Ben de bakmam ama hiç gündüz kuşağı nedir bilmeyen, nefret eden, adını dahi anınca kızan kocam bile elinde telefon bana göstermeye gelmiş olayı. Gördüm dedim sadece o kadar, hiç yorum yapmadım. "Nasıl toparlanırız bilmiyorum ama Allah selamet versin artık bize. Allah içimizdeki şu utanma, ar, ahlak duygusunu almasın bizden." dedi ve gitti. Amin dedim sadece. Niyeyse yorum yapacak halim olmadı bile. Ne düşüneyim şimdi? Ne çıksın ağzımdan? Ne tepki vereyim bilemedim. Sadece izleyip okuyorum. Ona da mecburum her dakika önüme düşüyorlar.

İnsanların yorumlarına bakıyorum. Gündüz kuşağı kapatılsın...

Tamam eyvallah, zaten gündüz kuşağı diye bir format niye var en başında bunları düşünmek lazım. Gelin yarıştırmak, kaynana yarıştırmak, ev-altın koca yarıştırmak neden var? Ve bunlar her kanalda üstelik bir değil iki değil, canın sıkılıp sabah televizyon açsan bunların olmadığı bir kanal bulamıyorsun.

Ama izlenmelere bakıyorsun full çekiyor. İzlenmese hiç acımadan 2 günde programın fişini çekiyorlar. Şimdi kimi yereyim nerden başlayayım.

Hani şu an herkesin izlediği, bayıldığı gündüz kuşağının akşam uzanması tadında şu meşhur dizinin oyuncusu var ya; Evrim Alasya... Halk için, halk içinde değil kendi oyuncusu olduğu dizi izleyenleri için açıkçası açmış ağzını yummuş gözünü.

Vizyonsuzluktan girmiş çapsızlıktan çıkmış, coğrafya gerçeğine dayanmış. Bir de diyor ki hanımefendi televizyonu diyor çok ciddi okumayan bir kitle izliyor, dizilerde bu kritere göre yapılıyor diyor.

Malum şimdi moda oldu, hafif parayı kıran şöhrete kavuşan kendine gelen oyuncusundan profesörüne, sözde bilim adamına herkes geldiği yeri ülkesini insanını hor görmeye aşağılamaya başlıyor.

Tabii olmazsa olmazlarıdır bu, hatta ilk açıklamalarıdır. Ama bu arada o çapsız dedikleri halktan kazanırlar parayı. Vizyonsuz dedikleri televizyonda sözde elit sınıfına geçiş yaparlar. Televizyon olmasa bu coğrafyanın insanı olmasa bir hiç olacaklardı halbuki. Siz buna layıksınız alın sizin dilinizden içerikler diyor yani kısacası.

Neyse konumuz bu değil. Konumuz çürüme...

Az çok anladık mı sorun nerde? Sorun bizde... Kızalım Evrim Alasya’ya hadsizlik, edepsizlik etmiş evet ama yine suç bizde.

Neden? Çünkü bu duruma kendimizi biz düşünüyoruz, bunları tepemize biz çıkarıyoruz, biz izin veriyoruz üzerimizde tepinmelerine, bizim sayemizde kendilerini bir şey sanmalarına biz müsaade ediyoruz.

Silkelenip kendimize gelip had bilmeyeni de kendine getirmek gerek. İşler iyice zıvanadan çıktı. Dönüp bir kendimize bakmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.