Parkta, sokakta, apartmanda, otobüste, markette, pide sırasında, pazarda, aynı mahallede gayet güzel güzel oturup geçinen, muhabbet eden, birbiriyle güzel komşuluklar yapan, çocuklarını arkadaş yapan, kendileri de zevkle arkadaşlık komşuluk yapan insanları birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar...
Farkında mıyız?
Halbuki, halk nezdinde gayet de rayında her şey olması gerektiği gibi. Kimse kimseyle aynı fikirde de değildi üstelik.
Herkesin görüşü fikri kendineydi. Farklı düşüncede farklı fikirde farklı ideolojide bir sürü insan bir arada oturuyor zevkle sohbet edebiliyor.
Birbirlerinin evlerine girip çıkıyor, bir muhabbet ağı kuruyor dünyanın en zor şeyi komşuluk yapabiliyordu. Hem de kendi rızaları ile zevkle, şevkle, istekle...
Siz, aralarında hiç bir sıkıntı olmayan halktan ne istediniz?
Biz rahat rahat adam gibi yaşayıp güzel güzel gidemeyecek miyiz bu dünyadan? İlla birbirimizi boğazlatmadan rahat edemiyor musunuz siz?
Ne yapıyorlar ne ediyorlar varlarını yoklarını bu uğurda harcıyorlar. Sonunda yine bunu başarıyorlar. Tek emelleri bu, tek istekleri bu. Bu halk rahat yüzü görmesin aman sakın ha!
Sakın hoşgörüyü, anlayışı öğrenemesin birlikte huzur içinde yaşamasın bunun tadını bilemesin farklı düşüncede insanlar birbirlerine yoldaş olamasın bunu imkansız olarak görsünler.
Bu dünya denilen yerde kavgasız da gürültüsüz de yaşanabiliyor. Birileri bu hayatı yaşıyor aman sakın ha bunu bilmesinler hele bunun tadına hiç varamasınlar. Vallahi de billahi de tek emelleri bu. Tek istekleri bu.
Bu coğrafyada kavga eksik olsun istemiyorlar. Bile isteye hiç yoktan yok yere kavga icat ediyorlar.
Halbuki, biz bunca hengamede bunca yaşam kavgasında bile bir olmayı bilirdik ya, becerirdik de bak.
Yeter! Vallahi de yeter billahi de yeter. Çekin şu çirkin ellerinizi halkın üzerinden. Rahat bırakın şu insanları. Özellikle gençleri rahat bırakın.
Çirkin çirkin emellerinize alet etmeyin artık, geleceğin nesillerini boş yere yakmayın, çocukları yumuşak karınlarından vurmayı bırakın artık!
Yemin ederim herkes yerinden memnun, kimsenin bir yere kıpırdamak istediği falan da yok. Bu sadece danışıklı dövüş, o kadar. Olan arada kalan her şey bizim için diye birbirine giren halka oluyor. Hepsi yalan topyekûn yalan...
Bizim için olan hiçbir şey yok şu alemde. Ne yapıyorlarsa sadece kendileri için yapıyorlar. Kendi çıkarları ne diyorsa onu yapıyorlar. Bizde kuru yaprak misali peşlerinde oradan oraya savruluyoruz.
Şöyle tutup hepsinin ellerini yakamızdan silkeleyip atasım var. Bizi hiç bizimle bırakmadılar.
Düşünmeye fırsat dahi vermediler. Hep bir karmaşa hep bir kargaşa hep bir kavga, harala gürele biz hiç kendi sesimizi duyamadık.
Artık az buz şeylerde kesmemeye başladı onları. Bayağı bayağı can evimizden vurmalı, devirmeli, içten dıştan her köşeden kemirmeli her yerden saldırmaya başladılar.
Artık işler çığırından çıkalı çok oldu.
Bizim millet de yıllardır koyun olmaya alışmış, “Yahu ne oluyor, ne diyor bunlar. Bu işin sonu nereye varır” diye düşünen de yok.
Hurra bayır aşağıya gidiyoruz bakalım yine her zamanki gibi. Nereye toslarda dururuz artık Allah Kerim.