Sabahın serinliğinde ve sessizliğindeyürümek güzel, hele kendi büyüdüğün çocukluğunun geçtiği yerlerde yürümek bir başka güzel. Ağaçlar aşina yollar aşina, mezarlık aşina, yaşayanlar aşina!
Aynılığayakın aşinalık insanı derin köklerinde buluşturuyor.Başlangıç ve sonu anda yaşamak, ufkun köklerinde dirilmek gibi bir şey bu. Çok zaman da ihmal ettiğimiz şey.
Şehir stresinin gidermenin kısa ve köklü yolu bu olsa gerek.Zaman zaman aşina mekanlar ve insanlarla buluşmak, köklerinde yeşermek...
Kedi her yerde kedidir köyün kedisi bir başkadır, delisi de öyle! Tarlaları meyveleride aynı farklı güzellikte.
Yürümekzihni ve bedeni dinlendiren en sade spor. Bilgi beceri gerektirmez, adımlarını atman yeterli. Sıcaklardan şikayet edildiği şu günlerde serinde yürümek hem sıhhat hem bereket, kalbe de ruha de iyi gelir.
Olumsuzluklardan şikayettense mekan değiştirmek, zihni başka alana taşımak; ucuz tedavi, sadeusul.Mezarlık ziyareti, dostlarla sohbet; günün siyah ve beyaz ipini bağlamak gibi bir bütünlük arz eder.
Zamanı “çokluk ve kopuş” olarak adlandırırsak “sadelik ve köklerine inmek” çıkış yolu demek mümkün. Zihin çelici bir çok yol ve yöntemin kol gezdiği günümüzde serinde içine yürümek, aşina adımlar atmak, kısa seyahatler yapmak; umulmadık iyileşme beklenmedik şifaya sebebiyet verebilir!
Yan etkisi, olumsuz yönü yok bu tabii halin. Tabiattan ve tabiilikten kopuş insanı kaçısa sürükledi ve sürüleştirdi.
Onun için serinde ve sessizlikte mezarlık yanında yürümek büyük önem arz ediyor. Artık mezarlıklar şehirden uzakta, hırs binalarından görülmüyorlar.
Hastaneler ve hastalıkların çoğalmasının asıl etmenini bulduğumuzda tedaviye yakınızdır vesselam.
Cuma namazı ile başlayan bereketli hareketlilik 2 gün boyunca (9-10 Mayıs) devam etti. Emir Sultan Camii, türbesi, meydanı ne zaman hareketsiz ki denirse doğru denir; Emir şehre ruh üflemeye devam ediyor. Fetret devrinden sonra devleti manen kurması, Padişaha kılıç kuşandırması bunun gelenekleşerek
Gülü görmek gülle gülmek, dikeni görmek dikenle ağlamak; hayatın akışında olan şeyler, kaçamadığımız gerçeklik. Gül deyince diken akla gelmez; rengi kokusu güzelliği akla gelir, dikeni ikincildir; ikincillik olmasa birincillik olmaz. Gezelim tozalım eğlenelim, keder dokunmasın, hastalıklar sıkıntıl
Halktan kopuk Hak'tan uzak, gerçekliğe kör bir TV kanalı; Diyanet ‘in Hakkı, doğruyu söyleyen Cuma hutbesinden rahatsız olmuş, rahatsız olmaktan öte ölçüsüz tepki vermiş. Hak haktır, doğru doğrudur, iyi iyidir, haram haramdır, helal helaldir; hevalarını ilah edilenlere göre değişecek değil ya! Hem
Yazının musikisi olur mu ya da musikinin yazısı? Yazının musikisi onu akıcı kılar, anlamı kolaylaştırır, okuma zevki verir. İş harflerde, harfleri anlam katarı ile kelimelere yüklemekte, oradan cümlelere taşımakta. Hisle beslenmemiş, musiki ile çeşnileştirilmemiş cümleler; ne yazana yazma zevk veri
“Yaşamak yaralanmaktır, yaralanmıyorsanız yaşamıyorsunuzdur” sözüyle adeta çarpıldım, yerimden kalktım! Üstad da öyle yaparmış. Bir sözden çok etkilendiğinde yerinden kalkar hayretini ifade edermiş. Benimkisi üst üste geldi; bitmeye yakın programdan nasıl ayrılsam derken bu söz fişekledi, kendimi d
Depremi çok konuşuyor da depremin dersini, öğretisini, hikmetini hakikatini konuşmuyoruz ya da az konuşuyoruz çünkü bir kaç yüzyıl önce kuvvetli bir medeniyet depremi yaşadık; artçı şoklarıyla yaşamaya devam ediyoruz! 28 Şubat’ta “deprem ilahi ikazdır” diyeni hapse attık, daha yeni İstanbul'da söz