Küresel ısınma nedenli iklim değişiklikleri artık iyice kendisini hissettirmeye başladı.
Hangimiz eylüle sonbahar, aralığa kış diyebilir ki artık?
Aylar yer değiştirdi adeta.
Bizim ülkemiz de bu krizden fazlasıyla nasibini aldı maalesef.
Artık yazları çok daha sıcak, kışları ise kara hasret ve kurak geçiriyoruz.
Elbette...
Bu durum tarımsal üretime ve ürün çeşitliliğine de yansıyor.
Maalesef...
Bu problem ülke olarak tek başımıza çözebileceğimiz bir durum değil.
Belli tedbirlerle, sorun kısmen giderebilir ama küresel ölçekte uzun yıllardır yapılan hatalar asla önlenemez!
Peki bu durumda ne yapmalı?
Anlatayım:
Öncelikle halk olarak ‘bireysel’ fidan dikme hamlesi başlatmalıyız.
Hanede kaç kişi varsa, o sayı kadar ağaca tohum atmalıyız.
Sonrasında, evimizde ve kullandığımız araçlarda tasarrufa gitmeliyiz.
(Muslukların kısılması, toplu ulaşım tercihi vb...)
Alışverişlerimizde çevreci firmaları tercih etmeli, bu hassasiyeti göstermeyen ürünleri de bu sayede olması gerekene teşvik etmeliyiz.
Okullarda mutlaka doğaya saygının önemini uygulamalı derslerle anlatmalıyız.
Bu liste uzar gider...
Ancak...
Öncelikli olarak bireysel sorumluluklarımızı yerine getirirsek, gelecek nesillere karşı görevimizi gerçekleştirmiş oluruz.
Hem de cennet vatanımızı yaşatmak için önemli bir fedakarlık yaparız.
Unutmayalım ki bu dünya bizlere de miras kaldı...