Tahrif edilen kavramlar ve mensubu cuhela!
Covid sonrası atasözlerimiz kaybolur endişesi taşımıştık. Şükür ki hala yerlerinde duruyorlar ve iyi ki varlar. Atasözlerimiz, tecrübe edilmiş yaşanmışlıkların sonucu ifade edilmiş veciz sözlerdir. Öğüt verirler, yol gösterirler. Söyleyeceklerimize yine rehberlik yapacak bir atasözümüzle yola çıkalım “Can çıkmayınca huy çıkmaz” atasözü bütün insanlar için ortak bir durumu ifade etmektedir. İnsan kişiliğinin bir parçası olan huy, kişiliğin oluşumu sırasında ortaya çıkar. Huy, ölünceye kadar da sürüp gider. Huyun değiştirilmesinin zor olduğuna işaret etmektedir bu ifade. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Atasözümüz de aynı anlamı taşımaktadır. Ancak eğitim, ilim ve ahlâk insan davranışlarını olumlu yönde değiştiren önemli faktörlerdir. Ahlâk, varlık olarak sadece insanın tavır tutum ve davranışlarıyla ilgili olarak, olanı değil olması gereken kuralları koyan umdelerdir. Bütün bu ilkelerin dışında insanda, kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel olan güç ve bununla beraber ayrıca vicdan da fıtraten insana bahşedilen diğer bir güçtür. Siyonist İsrail’in ve evajelistlerin öncülüğünde, Ekim ayından beri Filistin ve Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı, insanlık Dünyanın pek çok ülkesinde, vicdanlarının sesiyle harekete geçerek olup bitenlere isyan bayrağı açtı. Milli irade platformu ve 308 sivil toplum kuruluşu Galata Köprüsü’nde yılın ilk Pazar günü organize edilen ‘şehitlerimize rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet’ mitinginde çeyrek milyon İstanbullu köprüyü ve çevresindeki alanları muhteşem bir kalabalıkla doldurdu. Söz konusu mitingde Türk ve Filistin bayrakları ile kelimey-i tevhid pankartları taşındı. Miting sonrası pankart taşıyan biri saldırıya uğradı. Hilafet bayrağı taşınıyor gerekçesiyle. 28 Şubat posmodern darbe silahşörü ve provokatörü bazı gazeteciler, her zaman ki gibi hemen harekete geçip, televizyon ekranlarından ve sosyal medya hesaplarından, kin nefret tohumlarını serpmeye kalkıştılar. Cumhuriyetimizin 100. Yılına ulaşmış olmamıza rağmen bazı aklı evveller, her şeyi bilir geçinen cühela güruhu, kelim-i tevhid pankartını hilafet bayrağı diye ileri sürüp rejim tartışması açıp ülkenin ve insanlarımızın huzurunu sabote etmeye teşebbüs ettiler. Nitekim hilafet bayrağı tartışmaları üzerine tarihçi yazar Murat Bardakçı “Hilafet bayrağı diye bir bayrak yoktur, hiçbir zaman mevcut olmamıştır! Ekran üstadlarının, köşe yazarlarının, sosyal medya kahramanlarının ve kerametleri kendilerinden menkul allâmelerin yazıp söylediklerinin tamamı yanlıştır, hayalidir ve uydurmadır! Üzerinde kelime-i tevhidin yazılı olduğu bayrak hilâfet bayrağı değildir, zira söylediğim gibi eski halifeler de, bu unvanı taşıyan Osmanlı hükümdarları da hilâfet makamını sembolize eden bir bayrak kullanmamışlardır.” şeklindeki görüşleriyle bu koyuyu sarih olarak açıklamıştır. Geçmişten bu güne, vatanımız ve milletimiz sadece maddi tehditlerle karşılaşmamış, aynı zamanda manevi yönden de mücadele etme mecburiyetinde kalmıştır. Kadim medeniyetimiz ve Necip Milletimizin manevi sembolü olan değerlerini ifade eden kavram ve terimlere yönelik tahrip gayretleri bu saldırıların en başta gelenidir. Zira bu değerler Milletimizi kaynaştıran ve birleştiren manevi harçlardır. Bu değerleri tahrif edip yozlaştırarak, devletimizi manevi yönden çökertme plan ve projeleridir. Milletimizin kahir ekseriyeti dinine, diyanetine bağlıdır. Cumhuriyetimizle de bir sorunu yoktur. Ve her inanan insanda bilir ki inanç ve iman ferdin kendi iradesiyle kabul edeceği bir husustur. Zira dil ile ikrâr kalp ile tasdik söz konusudur. Bir başkasının kalbinden ne geçirdiğini kim bilebilir ki! Nitekim Bakara Suresi 256’ncı ayetinde Rabbimiz buyuruyor ki “ Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapkınlıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim sahte tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” Kelimey-i tevhide gelince, bu da ezan gibi tüm müslümanların sembolü ve imanın işaretidir. Bunun ne anlama geldiğini isteyen herkes kolayca öğrenebilir. Hal böyleyken, bu hezeyanların sebebine gelince, fitne ve fesat tohumları ekip bundan nemalanmayı amaç edinen, jakoben, dayatmacı güruh ve şeceresi pespaye bir azınlık ve şürekâsı her zaman olduğu gibi milli ve manevi değerlerimizi itibarsızlaştırarak kin, nefret ve husumetlerini ortalığa döküyor. ‘Bu fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’(!) zatı muhteremler, koltuk kapma yolunda birbirlerini hançerleyip, derdest edip koltukları değiştirseler de, zihniyet asla değişmeyecektir. Kendi ifadeleri olarak tekraren hatırlatalım. Dünyanın en iyi işi yapılsa da, onun iyi yapıldığını itiraf edemeyecekler.
Hülasa, Atasözümüz baki “ Can çıkmayınca huy çıkmaz” bu zihniyet böyle. Sözde değişimi savunup, değişime karşı olma yolunda bahtları açık olsun.