Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayaldi gerçek oldu: Terörsüz bir Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 17.05.2025 12:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.05.2025 12:53

1990’lı yılların ortalarında veya daha yakın bir zamanda 2010’lu yıllarda PKK ortadan kalkacak kendini feshedecek dense kimse inanmazdı. Ama hepimiz örgütün yok olup gitmesini o sıkıntılı günlerin bitmesini isterdik. Bugün çok ilginçtir ki bizatihi örgütün kendisini feshetmesi bir kesim tarafından memnuniyetsizlikle karşılanmaktadır. Bazı şeylere amasız fakatsız mutlu olabilmek gerçek bir duygudaşlık ve vatandaşlık bilinci istiyor galiba.

Terörsüz Türkiye, yalnızca PKK gibi terör örgütlerinin silah bırakması ya da feshedilmesi anlamına gelmez; aynı zamanda toplumsal birlikteliğin pekiştirilmesi, demokrasi yolculuğun devamı, ekonomik istikrarın sağlanması ve bölgesel kalkınmanın hızlanması da demektir. Son dönemde PKK’nın fesih ve silah bırakma kararı, bu hedef doğrultusunda atılmış en somut adımlardan biridir. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve iradesi ile şekillenmiş ve elbette ki devlet kurumlarının titiz çalışmalarıyla desteklenerek nihayete erdirilmiştir. Bu karar, sadece Türkiye sınırları içinde değil, Kuzey Irak, Suriye ve Avrupa’daki örgüt uzantılarını da kapsayan geniş bölgeyi çok olumlu etkileyecek bir gelişmedir.

Başarılar yalnızca güvenlik alanında değil, toplumsal ve ekonomik alanlarda da kendini göstermektedir. Terörün ortadan kalkması, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde yatırımların artmasını, turizmin canlanmasını ve toplumsal barışın güçlenmesini sağlayacaktır. Mali boyutu trilyon doları bulmuş bu yükün artık kalkması ve bu kaynağın kalkınmaya, istihdama, ekonomiye dönmesi ülkenin gelecekteki hikayesini çok farklı yerlere taşıyacaktır.

Muhalif eleştirilere baktığımızda bazı noktalarda yoğunlaşmaktadır. Öne çıkanlar; şeffaflık, PKK’nın kendi iç metinlerinde geçen ifadelere çok anlam yüklenmesi, örgüt lideri Abdullah Öcalan temelinde bazı iddialar ileri sürmektedirler. Aslında özellikle örgüt açıklamalarından çıkarımlar üzerine verilen tepkiler, işin güvenlik ve istihbari mahiyeti, Türkiye Cumhuriyetinin devlet kültürü, yasal altyapısı ve toplumsal refleksi açısından sağlam temeli olan eleştiriler de değildir. Birçoğu sürecin ilerlemeye devam etmesiyle ortadan kalkacaktır. Ama muhalif kesimlerin birçoğu ülkede mevcut siyasi gerilimin devam etmesini tercih ettiğinde yarım asırdır ülkenin en büyük gündemini hafife alma çabası içerinde bu başarıyı kirletmeye çalışmaktadır.

ŞEFFAFLIK ELEŞTİRİSİ VE ZAMANLAMA:

Terör meselesi popülist bir proje olamayacak kadar eski bir pranga olup yıllarca ödenmiş büyük bedelleri olan bir meseledir. Bugün varılan çözümde yıllardır süren bir mücadelenin, birçok kez denenen ama başarılamayan süreçlerin, özellikle ülkemizin savunma sanayinde gösterdiği gelişimin ve bölgedeki etkinliğinin bir sonucudur. Sürecin en somut başarısı da PKK’nın fesih kararında açıkça görülmektedir. Türkiye’nin 40 yıllık mücadelesine şahit herkes için yadsınamayacak kadar büyük bir başarıdır. Muhalefetin bu başarıyı kabullenmesi ve ülke ortak paydasında buluşması gerekmektedir.

DEMOKRATİK DEĞERLER VE MECLİS’İN ROLÜ:

Muhalefetin, sürecin demokratik bir çerçevede meclisin uhdesinde ilerlemesi gerektiği yönündeki eleştirisi belki erken ama dikkate alınacak bir taleptir. Ama sürecin bir istihbarat, güvenlik ve diplomasi çalışması olduğu da unutulmamalıdır. Artık çıktıların somutlaşmasıyla meclis’in sürece daha fazla dahil edilmesi muhalefetin bu konudaki endişelerini giderecektir.

SİYASİ DEĞİL MİLLİ BİR MESELEDİR:

Terörsüz Türkiye, 85 milyon vatandaşın ortak hedefidir ve sadece AK Parti’nin değil, devletin meselesi ve başarısıdır. Muhalefetin bu sürece yapıcı katkılar sunması, hem kendi kredibilitesini artıracak hem de toplumsal uzlaşıyı güçlendirecektir.

MUHALEFETE ÇAĞRI: ORTAK VİZYONA KATILIN

Muhalefetin eleştirileri, yapıcı olduğu ve katkı sunduğu sürece değerlidir. Ancak, bu süreçte muhalefetin gündemin kendi açılarından değişmesini istememeleri kaynaklı sürekli bir ‘karşıtlık’ yerine, ortak bir başarı etrafında birleşmesi gerekmektedir. Terörsüz Türkiye, sadece iktidarın değil, tüm siyasi aktörlerin ortak sorumluluğudur, kazanılan zafer şehitlerimizin kendi çocuklarının huzurlu bir ülkede yaşamaları için verdikleri mücadelenin emanetidir. Muhalefet, eleştirilerini bir kenara bırakarak, bu tarihî fırsatı değerlendirmeli ve Türkiye’nin geleceğine yönelik yapıcı önerilerle sürece katılmalıdır. Terörsüz Türkiye, yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda toplumsal barış, ekonomik kalkınma ve demokratikleşme yolunda bir dönüm noktasıdır. Sürecin başarısı, PKK’nın fesih kararı, bölgesel huzurun artması ve küresel ölçekte bir model oluşturma potansiyeliyle şimdiden kendini göstermiştir.

Terörsüz Türkiye, sadece bir hayal değil, artık ulaşılabilir bir gerçekliktir. Gelin, bu gerçeği hep birlikte yaşayalım ve üzerine büyük bir gelecek inşa edelim. İrlanda’da İspanya’da olan barışları kutsarken ülkemizde bir çok acı üzerine inşa edilmiş olanı incitmeyelim. Ortak bir gelecek vizyonu ve toplumun huzuru için hep birlikte bu sürece sahip çıkalım.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.