Hava Durumu

Hukuki veçheleri ile 14 mayıs seçimleri

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2023 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.05.2023 22:09

Bilindiği üzere şu an için neredeyse her ortamda tartışılan ve sonucunun herkesçe merakla beklendiği 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri, ülkemizin en önemli gündem maddesini oluşturmaktadır. Bu seçimin reel politik tartışmaları ile birlikte hukuki boyutları da merak edilmektedir. Bu yazımla birlikte Anayasa, ilgili Kanun hükümleri ve yargı kararları ile desteklenecek şekilde söz konusu seçimin hukuki yönlerine dair merak ettiğiniz noktaları gidermeye çalışacağım…

Demokratik bir hukuk devletinin gereksinimi olarak seçimlerin olmazsa olmaz bir koşul olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Demokrasilerde, seçimlerin nasıl ve ne zaman yapılacağı, hangi kurallara tabi olacağı ve kimler tarafından denetleneceği, en az seçimlerin varlığı kadar önemlidir. Bu bakımdan, demokratik bir hukuk devleti olan ülkemizde seçimlerle ilgili kurallar, Anayasamızda ve bu konuda çıkartılmış yasalarda açık şekilde düzenlenmiş olup;Anayasamızın 67. Maddesinde seçimler ve halkoylamasının; serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca aynı maddede ‘’Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma  hakkına sahiptir. ‘’ şeklinde bir düzenleme mevcuttur. Anayasa’nın mezkur maddesinde bu hakkın kullanımı ile ilgili düzenlemelerin kanunla yapılacağı söylenmektedir. Bu bağlamda çıkarılan ve uygulanacak hükümleri ihtiva eden temel kanunun 298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun olduğunu belirtmekte fayda vardır. Zira henüz Kanunun 1. Maddesinde, ‘’Özel kanunlarına göre yapılacak Cumhurbaşkanı, milletvekili, il genel meclisi üyeliği, belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, muhtarlık, ihtiyar meclisi üyeliği, ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde ve Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halk oyuna sunulmasında bu  Kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde de düzenleme mevcuttur. Anayasamızın 79. maddesi, seçimlerin yargı organının yönetim ve denetiminde yapılmasını öngörmüştür. Bu amaçla Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adıyla, yedi yüksek hakimden oluşan bağımsız bir seçim kurulu oluşturulmuştur. Bu Kurul, seçim kararı alındığında veya yasalarda öngörülen seçimlerin zamanı geldiğinde kendiliğinden harekete geçerek seçimlerin yapılışını yönetir ve seçim sonuçları açıklanıncaya kadar görevine devam eder. Seçimlerle ilgili her türlü karar, son merci olarak YSK tarafından verilir. İl ve İlçelerde, YSK'na bağlı olarak çalışan, hakimlerin başkanlığında oluşturulmuş il ve ilçe seçim kurulları bulunur.

Ülkemizde yapılan seçimleri genel seçimler ve yerel seçimler olarak sınıflandırmak mümkündür. Genel seçim ifadesi milletvekili seçimlerini ve halk oylamasını belirtmektedir. Yerel seçimler denildiğinde ise, Belediye Başkanlığı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi seçimleri ile muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimleri anlaşılmalıdır.

Seçilen kişilerin belirli yeterliliklere sahip olmasının bekleneceği şüphesizdir. Bunlar cumhurbaşkanı ve milletvekili yeterliliği açısından ayrı ayrı düzenlemelere tabidir. Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin taşıması gereken şartlar Anayasa’nın 101. Maddesinde sayılmaktadır. Bu maddeye göre: “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, … seçilir.”. Demek ki milletvekili seçilebilecek yeterliliğe haiz Türk vatandaşlarının 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış olanlarının cumhurbaşkanı olabilmeleri mümkündür.

Şimdi de milletvekili seçilebilme yeterliliğine bakalım. Bu konuda Anayasa’nın 76.maddesi ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 10 ve 11. maddelerinde seçilme yeterliği ile ilgili paralel hükümlere yer verildiği görülmektedir. Anayasa’nın 76. maddesinde yer alan ilgili hükümler şu şekildedir: “On sekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir. En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, Resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.” 2839 sayılı Kanun’un 10. maddesi ise şu şekildedir: “On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir.” 11. Madde ise 10. maddedeki geniş hükmü sınırlamaktadır. Milletvekili seçilemeyecek olanlar kenar başlıklı 11. maddeye göre ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar milletvekili seçilemezler.  Yine affa uğramış olsalar bile Anayasa’nın 76. maddesi ve Kanun’un 11. maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar, terör suçları gibi suçlardan mahkum olanlar milletvekili seçilemezler.

Milletvekili seçilmek için bir siyasal partiden aday olmak şart olmayıp, bir seçim çevresinden bağımsız aday olarak da milletvekili seçilmesi mümkündür. Ancak, uygulanan seçim sistemi nedeniyle bağımsız olarak Milletvekili (MV) seçilmek çok zordur.
TBMM seçimleri 550 milletvekili için yapılmaktadır. Hangi ilin ne kadar MV çıkartacağı en son nüfus sayımı dikkate alınarak YSK tarafından hesaplanır. Hesaplama yapılırken, önce her ile bir MV verilir. Kalan 469 sayısı nüfusa bölünerek, illerin çıkartacağı MV sayısı bulunur. Ancak seçim sisteminin özelliği nedeniyle bir takım eşitsizlikler yaşandığı bilinmektedir. Küçük nüfuslu iller daha az sayıda oy ile MV çıkartırken büyük şehirlerin oy sayısı iki üç katına ulaşmaktadır.Milletvekili Seçimi Yasasına göre, bir siyasi partinin aldığı oylar, ülke genelinde geçerli oyların 'unu geçmediği takdirde o parti MV çıkaramamaktadır. Bu nedenle, ülke barajını aşamayan partilerin bir seçim çevresinde aldıkları oy oranı ne olursa olsun, MV çıkarması mümkün değildir.

Sonuç ne olursa olsun 14 Mayıs Seçimlerinin hem öncesi hem de sonrası bakımından ülkemiz için en faydalı şekilde gerçekleşmesini diliyoruz…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.