İnsanın bazen karmaşa ve kaos içinde bunalmasına sebep olan şeylere karşı tek yapması gereken kendi iç dünyasına çekilmektir. Sakinleşmek ve dinginleşmekten başka hiçbir yol bizi hayatın keşmekeşliğinden kurtaramaz. Ne kadar söylemesi dile kolay, yapması ise bir hayli zor olsa da emin olun kimlik yoksunu, yabancılaşmış bir insan profiline bürünmekten daha zor olamaz!
İnsanı kendine yabancılaştıran her durum aslında manevi olarak acı çekmesine sebep olur. Çünkü insan doğasının da tüm dünya gibi nizami kanunları ve yapı taşları vardır. Her şey birbirine o denli bağlıdır ki, bir halkayı aradan çektiğinizde tüm düzen bir anda alt üst oluverir. Bu yüzden insanı asıl benliğinden koparmak ve varoluş gayesini unutturup, bir kara deliğin içine çekmeye çalışmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Dört bir koldan her şeyin üstüne geldiği ve birçok konuda ciddi korku psikolojisine düşürülmüş insan, artık ne yapacağını bilememekten tüm tuşlara aynı anda basıyor. Yaşadıkları ve şahit oldukları karşısında her gün artan çaresizliği sebebiyle git gide hırçın ve öfkeli bir hale geliyor. Zaten öfkenin esir aldığı bir insanın da mantık çerçevesinde düşünmesi pek mümkün olmuyor. Peki hakikaten insan bu kadar çaresiz mi yoksa öyle zannetmesi mi isteniyor?
Aslına bakarsanız bizim önümüze atılan her yemi yuttuğumuz için bir bakıma çaresiz zannetmemiz çok normal. Bir nimeti insana sunup, ona müptela olmasını sağlayıp, sonra da elinden çekip alırsanız elbette sizin köleniz olur. Öncesinde o nimet olmadan da yaşayabildiğini, onsuz da yapabildiğini unutur çünkü. İşte bu insanın en zayıf noktasını yani zaaflarını kullanmaktır. Elbette insan bunun farkında olmadığı sürece bu onun zayıflığı olur. O yüzden kendinin ve nelere muhtaç olup nelere olmadığının farkına varmak çok şeyi değiştirir.
Demiştim ya dinginleşmeye ve sakinleşmeye ihtiyacımız var diye işte tam da bu noktada bunu fark etmeliyiz. Sadeleşmek, aslında sahip olduğumuz birçok şeye muhtaç olmadığımızı anlamak, her şeyi tehdit ve tehlike olarak algılamamak, en önemlisi de bir nebze olsun gözümüze gözümüze sokulan şu dünya çirkinliklerine gözümüzü kapatmak, bambaşka bir dünya görüşüne gözümüzü açmamıza çok yarayacaktır! Değiştiremediğimiz bu koca dünyanın içinde, her daim temiz tutabileceğimiz bir kendi dünyamız olduğunu asla unutmamalıyız!
Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.