Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da elde ettiği zafer, geçtiğimiz Perşembe günü dikkat çeken bir törenle coşkuyla kutlandı.
Bakü'de gerçekleştirilen Zafer Geçidi Töreni adeta Azerbaycan'ın şahlanışının gövde gösterisi niteliğindeydi.
Düzenlenen törenin bir özelliği de iki kardeş ülke; Türkiye ve Azerbaycan'ın dosta düşmana ilan ettiği ayrılmaz bütünlüktü.
Geçit töreni sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana birlikleri selamladı.
Törenin yapıldığı meydanda iki ülke bayrağının yan yana sıralanması; Dağlık Karabağ'da alınan zaferde Türkiye'nin payının ne denli büyük olduğunun göstergesiydi.
İki lider törende yaptıkları konuşmalarla da kardeşlik mesajları verdi.
Azerbaycan'ın 44 günlük destansı bir mücadele verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan konuşmasının devamında, "Azerbaycan'ın topraklarını işgalden kurtarmış olması, mücadelenin bittiği anlamına asla gelmiyor" derken, kutlamaların ev sahibi Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanı Aliyev ise;
"Bu görüntü bizim dostluğumuzu gösteriyor. Türkiye Azerbaycan'a desteğini hiçbir zaman esirgemedi'' diyerek Türkiye'ye şükranlarını sundu.
Türk komandosu yaptığı askeri geçitle zafer kutlamalarına damga vururken, Ermeni ordularını yerle bir eden TÜRK SİHA'sı Bayraktar da, törenin adeta onur konuğu oldu.
***
Bakü'de gerçekleştirilen bu anlamlı kutlamayla; 'İki Devlet Tek Millet' sloganı bir kez daha ete mekiğe büründü.
Gerçekten de;
Başta Ermeni lobisinin güçlü olduğu ABD ve Fransa olmak üzere bölgede patronluk taslayan Rusya yıllardır Dağlık Karabağ'ın işgalini görmezden geliyordu.
Bu şer odaklarına karşı Türkiye'nin Gardaş'ının yanında durması hatta 'gerekirse sırt sırta savaşırız' mesajı vermesi elde edilen zaferi Türk birlikteliği yönünden daha da anlamlı kıldı.
Artık bölgede; dünyanın hiçbir iki ülkesi arasında görülmeyen derecede güçlü bir Türkiye-Azerbaycan ittifakı var.
Bu kardeşliğin geleceğimizi aydınlatacağı aşikar...
Yaşamın sürmesi için en büyük kaynağımız olan su konusunda, dünyanın pek çok yerinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Her ne kadar; dünyanın ileri derecede sanayileşmiş ülkeleri bu konuyu çok da gündeme taşımak istemeseler de, suyumuzun kirlenmesi ve azalması onların doğayı hoyratça tüketişinden kaynakl
2000’li yıllar maalesef insanlığa acı ve gözyaşı silsilesi getirdi. ABD’deki 11 Eylül Saldırıları’yla başlayan sözde demokrasi harekatları İslam coğrafyasını kan gölüne çevirdi. Önce Afganistan ve Irak, ardından da Arap Baharı adı altında Kuzey Afrika’dan yakılan ateş, Türkiye’nin dibine kadar ula
Ülkemizde ilk korona virüs vakasının açıklanmasının üzerinden 2 yıl geçti. Gelin bu zorlu sürecin acı faturasına bir bakalım… Dünya genelinde 453 milyondan fazla insan korona virüse yakalanırken, 6 milyondan fazla kişi yaşamını yitirdi. Türkiye’de ise 14 milyonun üstünde kişi bu salgına yakalanırke
Ukrayna topraklarına giren Rusya, kendisiyle birlikte aslında tüm dünyayı da içinden çıkılmaz bir girdaba sürüklüyor. ‘Rusya haklı veya haksız mı?’ ‘NATO mu işi bu boyuta taşıdı?’ gibi sorulara bu satırlardan cevap aramak yerine, size ‘hayati’ bir gerçekten bahsetmek istiyorum… Şu anda toprakların
Maalesef korkulan oldu… Ukrayna-Rusya arasındaki gerilim, dün Rusya’nın Donbas’a girmesiyle savaşa dönüştü. Rusya’nın askeri harekatının nasıl sonuçlar doğuracağına dair pek çok kişi karamsar senaryolar türetiliyor. Kiev’de çalan savaş sirenleriyle ülkedeki yabancılar havaalanlarına akın ederken,
Son iki yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs kabusundan bir türlü uyanamıyoruz. Deltaydı, Omicrondu derken yeni bir varyantımız daha oldu: BA.2 Japonya’da yapılan yeni bir araştırma, Omicron'un alt varyantı olarak ifade edilen BA.2'nin Omicron'a göre daha hızlı çoğaldığı ve daha bula