Hava Durumu

#Mersin

Bursa Hayat Gazetesi - Mersin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mersin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tatil fiyatları yükselince rota değişti! Haber

Tatil fiyatları yükselince rota değişti!

16 Ekim 2023 tarihinde yabancılar için ikamet izni alabilmelerine imkan sağlayan alacakları taşınmazların 75 bin dolar olan alt sınırı 200 bin dolara yükseltildi. Bu artıştan en çok yabancıların yoğun talep gösterdiği iller etkilendi. Yabancılara konut satış payının ciddi oranda gerilemesi nedeniyle müteahhitler ülkeye döviz girmesi açısından 200 bin dolarlık ikamet iznine tabi kısımda revize yapılmasını önerdi. 200 bin dolarlık rakamın 100 bin dolarlar seviyesine çekilmesiyle özellikle tatil bölgeleri Mersin ve Antalya gibi illerde yabancının gitmesine engel olunacağı ve ülkeye yüklü miktarda döviz girmesinin önünün açılacağı ifade edildi. Özellikle Antalya ve Muğla gibi turizm noktalarında bir haftalık konaklamanın 80 ile 200 bin TL arasında olması vatandaşları da yeni yatırıma yönlendirdi. Gaziantep'ten Kayseri'ye, Ankara'dan Van'a kadar birçok şehirden vatandaşın, hem yaz tatillerini rahat geçirmek hem de yatırım amaçlı Mersin'den yazlık daireler aldığı ifade edildi. BURSA DÖRDÜNCÜ SIRADA  Geçtiğimiz yıl gibi bu sene de talebin gerilemesine rağmen yabancılara konut satışları devam ediyor. Bu sene içerisinde satışların düşük olmasına rağmen İstanbul birinci, Antalya ikinci, Mersin üçüncü, Bursa dördüncü, Ankara ise beşinci sırada yer aldı. Özellikle Rusya'dan talebin yoğun olduğu ancak oturum izni için belirlenen ücretin yüksekliği nedeniyle alımların düşmeye devam etmesinin beklendiği kaydedildi. Yoğun olarak Rusların tercih ettiği Mersin Erdemli'de de inşaat firmaları ve gayrimenkul danışmanları Akdeniz'in 321 kilometrelik sahil şeridine sahip kentin her ülke vatandaşı için cazip olduğuna dikkat çekti. "YABANCILARA OTURUM İZNİ 100 BİN DOLAR SEVİYESİNE ÇEKİLİRSE DÖVİZ GİRİŞİ DAHA FAZLA OLACAKTIR" 20 yıldır bölgede birçok konut yapan firmalardan Alim İnşaat'ın sahibi Sefer Alim de, ağırlıklı olarak 2+1 ve 1+1 konutlar ürettiklerini ve turizm bölgesi olduğu için talebin olduğunu söyledi. Mersin'in özellikle Erdemli'nin tam bir yaşam alanı olduğunu belirten Alim, "Özellikle geçtiğimiz yıl sonundan itibaren yabancılarda talep azaldı. Bunun nedeni ise oturum izni için gerekli olan taşınmazların 200 bin dolara çıkması oldu. Bizler de ülkemizin kazanmasını istiyoruz. Dışarıdan ülkemize girecek olan döviz çok önemli. O yüzden yatırımların dövize dönüşmesi için bu rakamın 200 bin dolardan 100 bin dolar seviyelerine çekilmesi daha çok turistin ülkemize gelmesi demek. Bu sayede de ülkemize döviz girişi daha fazla artacaktır" dedi. Son zamanlarda özellikle İç Anadolu ve Doğu'dan çok talep aldıklarını da aktaran Alim, bölgede birçok firmanın yeni inşaat alanlarına başladığını da sözlerine ekledi. "2+1 DAİRELER 2 İLE 3 MİLYON LİRA ARASINDA SATILIYOR" Gayrimenkul danışmanı Müjde Harun ise, "Geçtiğimiz yıllardan itibaren Ruslar bölgemize yoğun talep gösterdi. Halen talepler devam ediyor ama oturum iznine bağlı rakamın yükselmesi bu talebi biraz geri çekti. Tatil merkezlerinde en düşük konaklama fiyatlarının 80 ile 200 bin TL arasında değişmesi nedeniyle bölgemize yurt içinden yazlık satılık dairelere talebi arttırdı. Burada talepler 1+1 ve 2+1 daireler yönünde. Burada insanlar konut alarak hem yatırım yapmış oluyor, hem de kendilerine vakit ayıracak özel yazlıklarına kavuşuyor" diye konuştu. Mersin genelinde sahile yakın noktalardaki yazlık dairelerden 1+1'lerin 1 milyon 500 bin ile 2 milyon arasında, 2+1 dairelerin ise 2 ile 3 milyon lira arasında satıldığı belirtildi.

Sibiryalı geline Mersin'de Türk usulü düğün Haber

Sibiryalı geline Mersin'de Türk usulü düğün

Geçtiğimiz yıl Mart ayında iş gezisi için gittiği Maldivler'de Sibiryalı Mariia Sadnova ile tanışan İlyas Can Kil, 5 dakikalık görüşme sonrasında birbirlerine aşık oldu. Türkiye’ye dönen Kil, Sadnova ile görüşmeyi sürdürdü. Bir süre sonra Mariia’yı Mersin’e davet eden ve ailesiyle tanıştıran Kil, kız arkadaşına ikinci gelişte evlenme teklif etti. Yaklaşık 10 bin kilometrelik mesafe nedeniyle Mariia'nın ailesi başta karşı çıktı ancak aileyi tanıdıktan sonra evliliğe razı oldu. Türkiye’ye hayran kalıp yerleşmeye karar veren Mariia, Türk usulü düğünle evlendi. Kınası yakılan, testi kıran Mariia, Mersin Erdemli’de açık havada yapılan düğünle mesafeleri tanımayarak aşkıyla evlendi. Mersin’in Maldivler'i Ayaş bölgesindeki tarihi mekanları gezip, deniz kenarında vakit geçiren Mariia, mutluluğunu dile getirdi. "AŞKIN GÜCÜ 10 BİN KİLOMETREYİ AŞTI VE BURAYA KADAR GELDİ" Eşiyle 5 dakika tanışma fırsatı olduğunu anlatan damat İlyas Can Kil, "Bugün o 5 dakikalık tanışma fırsatı Mersin Erdemli’ye kadar uzandı. 10 bin kilometre uzaklıktaki eşim Mariia’nın artık bir Mersinli eşi var. Aşkın gücü 10 bin kilometreyi aştı ve buraya kadar geldi" dedi. Tanıştıktan sonra ara ara görüşmelerinin devam ettiğini söyleyen Kil, "'Ne zaman Türkiye’ye gelebilirsin' dedim. 'Mayıs ayında 5 günlüğüne' geldi. Buraları gezdik. Ailemle tanıştırdım, Türk kültürünü göstermeye çalıştım. İkinci kez geldiğinde evlilik teklifi ettim. Kendisi de kabul etti ve Türkiye’ye yerleşme kararı aldı. Nikahımızı yaptık, çok güzel zaman geçirdik. Kendisi Türkiye’yi çok beğendi. Türkçe öğrenmeye karar verdi" diye konuştu. "SİBİRYALI EŞİME YÖRÜK KÜLTÜRÜNÜ TANITMAYA ÇALIŞIYORUM" Kendisinin Mersin Erdemli Ayaş Mahallesi’nden olduğuna dikkat çeken Kil, "Yıllardır yurt dışına gidip geldiğim için olabildiğince buraları insanlara göstermeye çalışıyorum. Bir gün Türk kültürünü, Yörük kültürünü eşime tanıtacağım hiç aklıma gelmezdi. Şu anda Sibiryalı eşime Yörük kültürünü tanıtmaya çalışıyorum. Olabildiğince öğreniyor ve gün geçtikçe seviyor. 10 bin kilometre uzaktan benim ve hayatımız için her şeyi bıraktı buralara geldi" ifadelerini kullandı. Kendi ailesinin turizmci olduğu için evlilik düşüncelerini yadırgamadığına değinen Kil, "Ama Mariia’nın ailesi ilk başta kabul etmedi. Yeni tanıştığı birisi için 10 bin kilometre yol yaparak Mersin’e gelmek garip geldi bir kız annesi olarak. Tanışıp konuştuktan sonra biz Petersburg'a gittik orada buluştuk, her şey yoluna girdi" diyerek yaşananları özetledi. Eşi için Türkiye’ye geldiğini belirten Mariia ise, "Gelince anladım ki Türkiye çok güzel. İnsanlar, hava her şey güzel. Ben Can için Sibirya’dan Erdemli’ye geldim. Şimdi birlikte çok mutluyuz" diyerek duygularını dile getirdi.

Türkiye'nin en güzel 13 gölünden biri: Paradeniz Gölü Haber

Türkiye'nin en güzel 13 gölünden biri: Paradeniz Gölü

Paradeniz Gölü, Göksu Nehri'nin Akdeniz'e döküldüğü alanın hemen batısında yer alır. Kuzeydoğusunda Arkum, kuzeyinde Kurtuluş mahalleleri, batısında deltanın diğer büyük gölü olan Akgöl yer alır. Gölün uzunluğu 5 kilometre, genişliği ise 2 kilometre kadardır. Suları hafif tuzludur, tuzluluk % 0,20-0,30 civarındadır. Komşu Akgöl balıkçıların açtığı kanalla Paradeniz'e bağlıdır. Paradeniz Gölü, önemli bir kuş cennetidir. Flamingolar, pelikanlar, balıkçıllar, ördekler ve kazlar gibi birçok kuş türü gölde yaşamaktadır. Göl ayrıca, levrek, çipura, kefal ve barbunya gibi balık türlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Paradeniz Gölü, doğal güzelliği ve zengin biyolojik çeşitliliği ile önemli bir turizm merkezidir. Gölde tekne turları, balık tutma ve kuş gözlemciliği gibi birçok aktivite yapılabilmektedir. PARADENİZ GÖLÜ'NE NASIL GİDİLİR? Paradeniz Gölü'ne Mersin il merkezinden arabayla yaklaşık 1 saat 30 dakikada, Silifke ilçe merkezinden ise arabayla yaklaşık 30 dakikada ulaşılabilir. Gölün kıyısında konaklama imkanları ve restoranlar da bulunmaktadır. PARADENİZ GÖLÜ HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER Paradeniz Gölü, 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiştir. Gölde bulunan flamingolar, her yıl ilkbaharda ve sonbaharda göç etmektedir. Paradeniz Gölü, 2010 yılında Türkiye'nin en güzel 13 gölünden biri seçilmiştir. Gölün kıyısında bulunan Akgöl Mağarası, speleoloji meraklıları için ilgi çekici bir yerdir. PARADENİZ GÖLÜ'NÜN KORUNMASI Paradeniz Gölü, son yıllarda birçok tehdit ile karşı karşıyadır. Bu tehditler şunlardır: Kirlilik: Tarımsal ve evsel atık suları gölü kirletmektedir. Habitat tahribatı: Göl kenarındaki doğal alanlar, konut ve turizm tesisleri için yok edilmektedir. Aşırı avcılık: Balık ve kuş popülasyonları aşırı avlanma nedeniyle tehdit altındadır. İklim değişikliği: Kuraklık ve yükselen deniz seviyesi gölün ekosistemini olumsuz etkilemektedir. Bu tehditlere karşı Paradeniz Gölü'nün korunması için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar şunlardır: Yasal koruma: Göl, 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, göl ve çevresi 1996 yılında I. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Korumalı alan yönetimi: Göl ve çevresi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen bir koruma alanı olarak belirlenmiştir. Eğitim ve bilinçlendirme: Yerel halk ve turistler gölün önemi ve onu korumak için neler yapılabileceği konusunda bilgilendirilmektedir. Sürdürülebilir kalkınma: Göl ve çevresinde sürdürülebilir kalkınma projeleri uygulanmaktadır. Bu çalışmaların amacı, Paradeniz Gölü'nün doğal güzelliğini ve zengin biyolojik çeşitliliğini gelecek nesiller için korumaktır. Paradeniz Gölü'nün korunmasına siz de katkıda bulunabilirsiniz: Gölü ve çevresini kirletmeyin. Doğal alanlara zarar vermeyin. Yerel halkın el sanatları ve ürünlerini satın alarak bölge ekonomisine katkıda bulunun. Gölü ve çevresini korumak için çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek olun.

Gerçek balın maliyeti bu fiyatın altındaysa dikkat! Haber

Gerçek balın maliyeti bu fiyatın altındaysa dikkat!

Türkiye'nin birçok alanda üretim merkezi olan Mersin'de arıcılar bal üretimi için kovanlarını doğaya çıkarttı. Yaklaşık 2 aydır kovanlarını baharın yaşandığı bölgelere taşıyarak üretime geçen arıcılar hasada hazırlanıyor. Çiçek balının hasat öncesinde uyarıda bulunan arıcılar, bazı marketlerde bal adı altına ucuza satılan ürünlerin glikozla yapay olarak yapıldığını ve bal olmadığına değinerek vatandaşları bilgilendirdi. Mesleklerinin kanaya yarası haline gelen durumla ilgili konuşan Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, " Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Bu sene balın üreticiye maliyeti 200 TL'nin altında değil" dedi. Arıcılar olarak şuan da üretim için sahada aralıksız olarak faaliyetlerine devam ettiğine değinen Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, bu sene sezondan da umutlu olduklarını kaydetti. Ciddi anlamda kanaya yaralarının ve üretim şevklerini kıran bal adı altında glikoz ile üretilen ürünler olduğu konusunda uyarıda bulunan Başkan Kurt, gelecekte bu durumun mesleklerinin önüne geçebileceğini ve arıcılığın yok olmasıyla karşı karşıya kalınabileceğini ifade etti. "ARICILIĞI TEHDİT EDİYOR, TÜKETİCİNİN SAĞLIĞIYLA OYNUYOR" "Ne yazık ki raflarda bal adı altında satılan arıcılık ve balla hiç alakası olmayan ürünler var" diyen Kurt," Bunlar tamamen hiç bir arı görmeden fabrika ortamında glikoz olarak tabir ettiğimiz ürünlerin içine aromatik madde konularak yapay olarak elde ediliyor. Hiç bir şekilde arıyla alakası yoktur. Bununla ilgili bakanlığımız önlemler almaya çalışıyor ama yeterli değil. Biraz daha acil ve caydırıcı cezaların olduğu bir döneme geçilmesi gerekiyor. Bunlar hem arıcılığı tehdit ediyor hem de tüketicinin sağlığıyla oynuyor" ifadelerini kullandı. "300 TL ALTINDA SATILAN ÜRÜNÜN BALLA ALAKASI YOKTUR" Sadece balın kavanoza dolum maliyetinin 25-30 TL aralığında olduğuna vurgu yapan Kurt ," Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Biz 2023 yılında balın toptan maliyetini çıkardık. O tarihte 125-130 TL bandında bir üretim maliyeti çıkarmıştık. Bu sene 1 kilogram balın üreticiye maliyeti 200 TL'den aşağı değildir. Piyasada 300 TL altında satılıyorsa bunun gerçek balla hiç bir alakası yoktur. Tüketicilerimize tavsiyemiz gerçek bal alacaklarsa mutlaka üretici birlikleri ve üreticiler üzerinden ulaşmalarını tavsiye ederim. Aldıkları ürünün nereden geldiğini kesinlikle araştırmaları lazım. Bir çok bal adı altına marka oluşturulmuş, ambalaj yapmış ve bunu marketler üzerinden satış yapan isimler mevcut. Bunların bir çoğu bal değildir, bu da sektörümüzün kanayan yarasıdır" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.