Kalp krizleri artıyor mu? Doç. Dr. Faruk Toktaş yanıtladı
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Faruk Toktaş, kalp krizi vakalarının genç yaşlara indiği yönündeki algıya açıklık getirdi. Toptaş, “Kalp krizi eskiden de vardı ancak bugün daha fazla hastaya ulaşabiliyoruz. Asıl artan şey, tanı koyma ve müdahale edebilme kapasitemiz.” dedi.
“ESKİDEN ANJİYO CİHAZI BİR TANE VARDI, ŞİMDİ SADECE BU HASTANEDE ALTI TANE”
Doç. Dr. Faruk Toktaş, geçmiş yıllarla bugünü kıyaslayarak, sağlık sistemindeki gelişmeleri şöyle anlattı: “20 yıl önce Bursa’da sadece bir anjiyo cihazı vardı. Günde en fazla 30 hastaya işlem yapılabiliyordu. Bugün yalnızca bizim hastanemizde 6 anjiyo cihazı mevcut. Günlük 150-200 hastaya işlem yapılabiliyor. Eskiden birçok kişi göğüs ağrısıyla yolda hayatını kaybediyor, ölüm nedeni belirlenemiyordu. Bugünse erken tanı ve müdahale çok daha mümkün.”
“GENÇLERDE KALP KRİZİ ORANI ÇOK ARTMADI, ULAŞILABİLİRLİK ARTTI”
Toktaş, kalp krizi geçiren genç hasta sayısının abartıldığına dikkat çekti: “25 yaşında bypass yaptığım hastalar oldu ama bu durum bugünle kıyaslandığında çok ciddi bir artış göstermiyor. Kırklı yaşlarda bir miktar artış olabilir ama bu da genellikle hayatın stresine ve beslenme alışkanlıklarına bağlı. Ayrıca bugün aile hekimleri sayesinde insanlar çok daha kolay şekilde uzmanlara yönlendirilebiliyor.”
KALP KRİZİNİN EN BÜYÜK NEDENLERİ: SİGARA, TANSİYON, ŞEKER VE GENETİK
Kalp krizini tetikleyen temel etkenler hakkında da bilgi veren Toktaş, “Sigara, yüksek tansiyon, stres ve genetik faktörler başlıca nedenler. Ancak en tehlikelisi şeker hastalığıdır. Ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 90’ında diyabet var. Şeker, sadece damarları değil sinirleri de etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
Dr. Faruk Toktaş, diyabet hastalarının kalp krizi belirtilerini çoğu zaman fark edemediğini vurguladı.
Toktaş, bu durumu "Ağrı aslında bir uyarı mekanizmasıdır. Ancak şeker hastalarının ağrı hissi azalıyor. Bize gelen bazı hastaların üç kez ayakta kriz geçirdiğini ancak fark etmediğini görüyoruz" sözleriyle açıkladı.
KRİZ SIRASINDA NE YAPILMALI?
Kalp krizi anında yapılması gerekenlere de değinen Doç. Dr. Toktaş, şu önerilerde bulundu:
Kişi sakinleştirilmeli ve panikten uzak tutulmalı.
Bulunduğu ortam havalandırılmalı, üstüne kalabalık yapılmamalı.
Göğüs ağrısı ve çarpıntı hissediliyorsa derin nefes alıp öksürmek faydalı olabilir.
Şuuru açık hastalarda yatar ya da yan pozisyon alınmalı, kusma riskine dikkat edilmeli.
“HER KALP KRİZİ AZ YA DA ÇOK HASAR BIRAKIR”
Kalp krizinin ardından her zaman bir miktar hasar kaldığını vurgulayan Toktaş, “Kriz geçiren kişinin kalbi çok az etkilendiyse yaşam kalitesi normale dönebilir. Ancak hasarın büyüklüğü, tıkanan damarın yerine göre değişir.” dedi.
KALP AMELİYATLARI VE SONRASI: DUYGUSAL DEĞİŞİMLER OLAĞAN
Kalp ameliyatı geçiren bireylerde psikolojik etkilerin görülebileceğini belirten Toktaş, şu ifadeleri kullandı: “Ameliyat esnasında vücut ısısı düşürülüyor, ciddi kan sulandırıcılar veriliyor ve kalp durdurularak yapay dolaşıma bağlanıyor. Bu süreçler, beynin duygusal bölgelerinde geçici değişikliklere yol açabiliyor. Hastalarda duygusallık artışı, sinirlilik gibi durumlar gözlemlenebilir. Ancak bunların çoğu geçici etkiler.”
“KİMİN KANINI VERDİNİZ? BU ADAM DEĞİŞTİ” ŞAKALARI BOŞUNA DEĞİL
Toktaş, hasta yakınlarından sıkça bu tarz yorumlar aldıklarını da belirtti. “Ameliyat sonrası kişilikte görülen bazı değişiklikler, hem fiziksel hem de psikolojik bir iyileşme sürecinin parçasıdır. Elbette biraz da ‘naz’ faktörü devreye giriyor.” diyerek sözlerini esprili şekilde tamamladı.