Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çocuk Psikoloğu İlayda Çitil

Bursa Hayat Gazetesi - Çocuk Psikoloğu İlayda Çitil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çocuk Psikoloğu İlayda Çitil haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Okula dönüşte çocukların okul kaygısıyla nasıl baş edilir? Haber

Okula dönüşte çocukların okul kaygısıyla nasıl baş edilir?

Okullar açıldı, ancak sadece yeni başlangıçların heyecanı değil, aynı zamanda çocuklarda çeşitli kaygı ve stres belirtileri de görülmeye başladı. Çocuk Psikoloğu İlayda Çitil, “Okula dönüş sürecinde kaygı, sosyal ilişkiler, ebeveynlerden ayrılma veya akademik başarı baskısından kaynaklanabilir” diyerek, bu dönemde çocukların yaşadığı zorluklara dikkat çekti. YAZ TATİLİNDEN OKULA UYUMDA ZORLUKLAR ARTIYOR Yaz tatili boyunca artan geç yatma saatleri, serbest zaman alışkanlıkları ve ekran süresi, okula dönüşte uyum sürecini zorlaştırıyor. Çitil, “Erken kalkmak, derse odaklanmak ve sosyal çevreye yeniden adapte olmak çocuklar için en büyük zorluklar arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Bu yüzden ailelerin, çocuklarına sabırlı yaklaşarak süreçte onlara destek olması gerekiyor. EBEVEYNLERİN TUTUMU UYUM SÜRECİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR Çocukların uyum sürecini kolaylaştırmanın en etkili yolu, onları sürekli ikaz etmek yerine birlikte bir rutin oluşturmak. Çitil, ebeveynlere şu öneriyi sundu: “Hadi ders çalış" demek yerine, "Gel beraber ödevini yapalım, sonra oyun oynayabiliriz" gibi destekleyici ve olumlu bir yaklaşım benimsenmeli. Böylece çocuk, hem motive olur hem de okula uyum süreci daha sağlıklı ilerler. OKUL FOBİSİ OLAN ÇOCUKLAR NASIL DESTEKLENMELİ? Okula gitmek istemeyen veya korku yaşayan çocuklarda ebeveynlerin duyguları küçümsememesi çok önemli. Çitil, “Çocuğun hissettiklerini anlamak ve dinlemek gerekir. ‘Seni anlıyorum, bu yeni bir deneyim ama biz senin yanındayız’ gibi ifadeler kullanmak çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar” dedi. Ayrıca gerekirse kademeli uyum planlanmalı ve okul rehberlik servislerinden destek alınmalı. DİJİTAL EKRAN ALIŞKANLIKLARI VE DİKKAT PROBLEMLERİ Pandemi döneminde artan ekran kullanımı, çocukların dikkat sürekliliğini olumsuz etkiliyor. Çitil, “Okul döneminde ekran süreleri sınırlandırılmalı, çocuklar doğada vakit geçirmeli, kitap okumalı veya yaratıcı etkinliklerle ilgilenmeli” diye belirtti. Bu tür aktiviteler çocukların dikkat ve konsantrasyon becerilerini geliştiriyor. ANAOKULU VE İLK SINIFA BAŞLAYANLAR İÇİN GÜVENLİ AYRILIK Özellikle anaokulu ve birinci sınıfa yeni başlayan çocukların ayrılık kaygısı yaşayabileceğini söyleyen Çitil, ebeveynlere şu önerilerde bulundu: “Vedalaşmayı kısa ve net tutun, uzun ve duygusal ayrılıklar çocuğun kaygısını artırır. Ayrıca ebeveynlerin kendi kaygılarını kontrol etmeleri önemli; kapıda uzun süre beklemek çocuğun ayrılık kaygısını tetikler.” SABAH RUTİNLERİ VE STRES YÖNETİMİ Sabahları acele edilmemesi, kahvaltının ihmal edilmemesi ve sakin bir hazırlık sürecinin oluşturulması çocuğun güven duygusunu pekiştiriyor. Çitil, “Düzenli bir sabah rutini stresi azaltır ve çocuğun güne daha olumlu başlamasını sağlar” dedi. ÖĞRETMEN VE AİLE ARASINDA TUTARLI İLETİŞİM ŞART Çocukların hem aileden hem de öğretmenden farklı mesajlar alması, kaygı seviyesini artırıyor. Bu nedenle aile ile öğretmenlerin ortak ve tutarlı bir dil kullanması gerektiğini vurgulayan Çitil, “Bu iş birliği, çocuğun kendini güvende hissetmesine yardımcı olur” şeklinde konuştu. ÖDEV VE SINAV KAYGISINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER Ödev ya da sınav dönemlerinde ortaya çıkan karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler psikosomatik olabilir. Çitil, “Bu belirtiler başladığında mutlaka uzman yardımı alınmalı” uyarısında bulundu. Ayrıca, çocukların kıyaslanmaması ve küçük başarılarının takdir edilmesi motivasyonu artırıyor. EBEVEYNLERE EN ÖNEMLİ TAVSİYE: KOŞULSUZ SEVGİ Çitil, yeni eğitim yılı öncesinde ailelere en kritik tavsiyesini şöyle özetledi: “Çocuğunuza koşulsuz sevgi hissettirin. Başarı ya da başarısızlık anlarında onu destekleyin. Bu, özgüvenini güçlendirir ve eğitim hayatındaki en büyük dayanak olur.” Okula dönüşte çocukların kaygı ve stresle başa çıkması, ailelerin tutumuna bağlı. Uzmanların önerilerine kulak vererek, çocukların bu zorlu süreci daha sağlıklı ve huzurlu geçirmeleri mümkün.

Çocukların kimliği tehlike altında! Haber

Çocukların kimliği tehlike altında!

Günümüzde çocukların sosyal medya ve popüler kültürden etkilenme düzeyi her geçen gün artıyor. Özellikle ergenlik dönemindeki gençler, popüler müzik grupları, danslar ve moda akımlarını yakından takip ederek, kimlik gelişim süreçlerinde bu etkenlerden etkileniyor. Çocuk Psikoloğu İlayda Çitil, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri, ailelerin bu süreçteki rolü ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında önemli bilgiler verdi. KİMLİK ARAYIŞINDA ÖNEMLİ BİR ALAN Sosyal medyanın çocukların aidiyet ve kabul görme ihtiyacını karşılamak için önemli bir mecra olduğunu belirten Çocuk Psikoloğu Çitil, “Çocuklar, sosyal medya üzerinden aldıkları beğeni ve onaylarla benliklerini inşa etmeye çalışıyorlar. Ancak bu beğeniler ve ilgi çoğunlukla geçici ve yüzeysel. Bu ilginin aniden kaybolması, çocuklarda derin hayal kırıklıklarına yol açabiliyor” diye konuştu. Ayrıca, sosyal medyada karşılaşılan “linç kültürünün” de çocukların psikolojisini zedeleyebileceğini ifade etti. 12-19 YAŞ ARASI DÖNEM, KİMLİK OLUŞUMU İÇİN KRİTİK Ergenlik döneminin sosyal medyanın etkilerinin en yoğun hissedildiği yaş grubu olduğunu vurgulayan Çitil, bu dönemde gençlerin “Ben kimim?” sorusuna yanıt arayışında olduklarını söyledi. “Ergenler, sosyal medyadaki fenomenler, beğeniler, takipçi sayıları gibi ölçütlerle kendilerini değerlendiriyorlar. Sosyal medyada sunulan mükemmel hayatlar, çocukların kendi yaşamlarını değersiz hissetmelerine sebep olabiliyor” dedi. POPÜLER AKIMLAR VE MODA, KİMLİK ÜZERİNDE ÇİFTE ETKİ YARATIYOR Gençlere yönelik popüler müzik grupları ve danslar, moda tercihleri çocukların benliklerini şekillendirmede rol oynuyor. Ancak bu durumun olumlu ve olumsuz yanları bulunduğunu belirten Çitil, “Bu tür akımlar, çocuklara motivasyon ve aidiyet hissi verebilir. Fakat gerçekçi olmayan başarı ve mutluluk vaatleri, çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açabilir” ifadelerini kullandı. AİLELERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR Çocukların sosyal medya kullanımında ailelerin rehberlik rolünün çok önemli olduğuna dikkat çeken Çitil, şu önerilerde bulundu: “Ebeveynler çocuklarının ne tür içeriklerle vakit geçirdiğini takip etmeli, ancak bunu kontrolcü değil, birlikte vakit geçirerek yapmalı. Günlük ekran süresi 1-2 saatle sınırlandırılmalı. Teknoloji kullanımıyla ilgili kurallar, karşılıklı anlaşmayla belirlenmeli. Çocukların hissettikleri duygular dinlenmeli, olumsuz deneyimler hakkında açık iletişim kurulmalı. Ebeveynler, çocuklarına sosyal medyada karşılaşabilecekleri riskler ve olumsuz davranışlar konusunda bilgi vermeli. Ebeveynler kendi davranışlarıyla da örnek olmalı; örneğin yemek masasındayken telefon kullanmamalılar.” OKUL VE ÖĞRETMENLERİN ROLÜ DE KRİTİK Çitil, çocukların sosyal medya kullanımı konusunda okul ve öğretmenlerin de aktif rol alması gerektiğini söyledi. Dijital okuryazarlık eğitimlerinin artırılması, siber zorbalıkla mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirten Çitil, “Çocuklar gördükleri içeriklerin gerçek olmadığını anlayabilmeli, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelidir” dedi. SOSYAL MEDYA DOĞRU KULLANILDIĞINDA GÜÇLÜ BİR ARAÇ Çitil, sosyal medyanın doğru kullanıldığında çocukların bilgiye erişim, yaratıcılıklarını geliştirme ve farklı kültürleri tanıma açısından büyük fırsatlar sunduğunu dile getirdi. “Çocukların merak duygusunu desteklemek, empati yeteneklerini geliştirmek için sosyal medya önemli bir kaynak olabilir. Ancak bunu sağlamak aile ve eğitimcilerin bilinçli rehberliğiyle mümkün” diye ekledi. ÇOCUKLARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İŞARETLER Çocukların sosyal medya kullanımında olumsuz etkilerle karşılaşmaları durumunda ailelerin dikkat etmesi gereken belirtileri sıralayan Çitil, şu uyarılarda bulundu: “Ekran süresinin artması, diğer aktivitelerden uzaklaşma, gizlilik davranışının artması, aşırı kaygı ve öfke, sosyal çevreden uzaklaşma, gerçeklikten kopma gibi sinyaller varsa hemen müdahale edilmelidir. Bu noktada açık iletişim kurmak ve gerekirse uzman desteği almak çok önemlidir.” Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini anlamak ve sağlıklı kullanımını sağlamak, hem ailelerin hem de eğitimcilerin ortak sorumluluğunda. Uzmanların görüşlerine kulak vererek, çocukların dijital dünyada daha güvende ve sağlıklı büyümeleri mümkün olabilir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.