Marmara Denizi can çekişiyor! Müsilaj balıkçılığı bitirme noktasına getirdi
Marmara Denizi can çekişiyor! Müsilaj balıkçılığı bitirme noktasına getirdi
Marmara Denizi’nde her geçen gün etkisini artıran müsilaj, deniz ekosistemini tehdit ederken, balıkçılığı da bitirme noktasına getirdi. Balıkçılar, denize attıkları ağların müsilajla kaplandığını, teknelerin zarar gördüğünü ve avlanmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini söylüyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.05.2025 09:29
Haber Güncellenme Tarihi: 14.05.2025 09:56
Muhabir:
Damla Dilmeç
Marmara Denizi’nde her geçen gün artan müsilaj tehdidi, balıkçılığı adeta bitme noktasına getirdi. Deniz ekosisteminin çöküşe geçtiğini belirten balıkçılar, ağların çamurla kaplandığını, teknelerin motorlarının arızalandığını, yumurtlama dönemindeki balıkların yok olduğunu söylüyor. Balıkçılar ve kooperatif yetkilileri, hem çevresel önlem hem de maddi destek çağrısında bulunuyor.
S.S. Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Dalaler, durumun ciddiyetini şu sözlerle anlattı:
“Eylül ayından bu yana denize çıkılamıyor. Ağlarımız müsilajdan parçalanıyor. Masrafımızı bile kurtaramıyoruz. Aldığımız desteklemeler sekiz bin lira civarında ama bu rakam bugün on bin lirayı dahi karşılamıyor. En küçük teknenin Eylül ayında masrafı 150-200 bin lirayı buluyor. Büyük teknelerin maliyeti katlanarak artıyor. Ufak balıkçı kendi merasında çalışmak zorunda ama müsilaj nedeniyle artık bu mümkün değil.”
“DENİZ DİBE ÇÖKTÜ, BALIK YUMURTALARI ÖLÜYOR”
Dalaler, müsilajın sadece bugünü değil, denizin geleceğini de yok ettiğini vurguladı:
“Bu çamur, balığın yumurtlama dönemi olan Mayıs’ta denizin dibine çöküyor. Yumurtaların tamamını yok ediyor. Deniz boş kaldı, popülasyon yok oluyor. Devletimizden faizsiz, geri ödemesiz kredi talep ediyoruz.”
“ARTIK GEÇİM DEĞİL, GELECEK KAYGISI TAŞIYORUZ”
Üçüncü kuşak balıkçı İlker Uğur Karalar da yaşanan yıkımın sadece maddi değil, manevi boyutları olduğunu belirtti:
“Artık geçim kaygısını aştık, gelecek nesillere bırakacak bir Marmara yok. Geçen yıl günde 200 kilo balık yakalarken bu sene 15-20 kiloya düştük. Giderler iki katına çıktı, gelirler yarıdan fazla azaldı. Elimiz kolumuz bağlı, iflasın eşiğindeyiz.”
“DENİZ MASMAVİYDİ, ŞİMDİ ÇAMURLA KAPLI”
50 yaşındaki balıkçı Mehmet Karakuş, Marmara Denizi’ndeki değişimi şöyle anlattı:
“Eskiden deniz masmaviydi, şimdi çamaşır ve bulaşık makinelerinin, deterjanların, fabrika atıklarının aktığı bir çamur denizine döndü. Nüfus arttı ama arıtma tesisleri yetersiz kaldı. Temel çözüm atıkların denize değil, başka yerlere yönlendirilmesi. Deniz kendi kendini temizler ama biz dışarıdan gelen kirliliği kesmeden olmaz.”
“DENİZANASI ÇOĞALIYOR ÇÜNKÜ BALIK KALMADI”
Balıkçı Süleyman Aydın ise denizanasının artışını, balık neslinin tükenmesiyle ilişkilendiriyor:
“Eskiden denizanası yoktu. Denizlerimizde balık çoktu, denizanasını yerdi. Şimdi balık yok, denizanası çoğalıyor. Gırgırlarla yapılan aşırı ve bilinçsiz avcılık yüzünden bu hale geldik. Denizdeki süzgeç sistemi de taşlarla bozuldu, sahile vuran pislik artık doğa tarafından süzülmüyor. Bunlar deniz ekosisteminin sonunu hazırlıyor.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Marmara Denizi can çekişiyor! Müsilaj balıkçılığı bitirme noktasına getirdi
Marmara Denizi’nde her geçen gün etkisini artıran müsilaj, deniz ekosistemini tehdit ederken, balıkçılığı da bitirme noktasına getirdi. Balıkçılar, denize attıkları ağların müsilajla kaplandığını, teknelerin zarar gördüğünü ve avlanmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini söylüyor.
Marmara Denizi’nde her geçen gün artan müsilaj tehdidi, balıkçılığı adeta bitme noktasına getirdi. Deniz ekosisteminin çöküşe geçtiğini belirten balıkçılar, ağların çamurla kaplandığını, teknelerin motorlarının arızalandığını, yumurtlama dönemindeki balıkların yok olduğunu söylüyor. Balıkçılar ve kooperatif yetkilileri, hem çevresel önlem hem de maddi destek çağrısında bulunuyor.
“EYLÜL’DEN BERİ DENİZE ÇIKAMIYORUZ, ZARARIMIZ BÜYÜK”
S.S. Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Dalaler, durumun ciddiyetini şu sözlerle anlattı:
“Eylül ayından bu yana denize çıkılamıyor. Ağlarımız müsilajdan parçalanıyor. Masrafımızı bile kurtaramıyoruz. Aldığımız desteklemeler sekiz bin lira civarında ama bu rakam bugün on bin lirayı dahi karşılamıyor. En küçük teknenin Eylül ayında masrafı 150-200 bin lirayı buluyor. Büyük teknelerin maliyeti katlanarak artıyor. Ufak balıkçı kendi merasında çalışmak zorunda ama müsilaj nedeniyle artık bu mümkün değil.”
“DENİZ DİBE ÇÖKTÜ, BALIK YUMURTALARI ÖLÜYOR”
Dalaler, müsilajın sadece bugünü değil, denizin geleceğini de yok ettiğini vurguladı:
“Bu çamur, balığın yumurtlama dönemi olan Mayıs’ta denizin dibine çöküyor. Yumurtaların tamamını yok ediyor. Deniz boş kaldı, popülasyon yok oluyor. Devletimizden faizsiz, geri ödemesiz kredi talep ediyoruz.”
“ARTIK GEÇİM DEĞİL, GELECEK KAYGISI TAŞIYORUZ”
Üçüncü kuşak balıkçı İlker Uğur Karalar da yaşanan yıkımın sadece maddi değil, manevi boyutları olduğunu belirtti:
“Artık geçim kaygısını aştık, gelecek nesillere bırakacak bir Marmara yok. Geçen yıl günde 200 kilo balık yakalarken bu sene 15-20 kiloya düştük. Giderler iki katına çıktı, gelirler yarıdan fazla azaldı. Elimiz kolumuz bağlı, iflasın eşiğindeyiz.”
“DENİZ MASMAVİYDİ, ŞİMDİ ÇAMURLA KAPLI”
50 yaşındaki balıkçı Mehmet Karakuş, Marmara Denizi’ndeki değişimi şöyle anlattı:
“Eskiden deniz masmaviydi, şimdi çamaşır ve bulaşık makinelerinin, deterjanların, fabrika atıklarının aktığı bir çamur denizine döndü. Nüfus arttı ama arıtma tesisleri yetersiz kaldı. Temel çözüm atıkların denize değil, başka yerlere yönlendirilmesi. Deniz kendi kendini temizler ama biz dışarıdan gelen kirliliği kesmeden olmaz.”
“DENİZANASI ÇOĞALIYOR ÇÜNKÜ BALIK KALMADI”
Balıkçı Süleyman Aydın ise denizanasının artışını, balık neslinin tükenmesiyle ilişkilendiriyor:
“Eskiden denizanası yoktu. Denizlerimizde balık çoktu, denizanasını yerdi. Şimdi balık yok, denizanası çoğalıyor. Gırgırlarla yapılan aşırı ve bilinçsiz avcılık yüzünden bu hale geldik. Denizdeki süzgeç sistemi de taşlarla bozuldu, sahile vuran pislik artık doğa tarafından süzülmüyor. Bunlar deniz ekosisteminin sonunu hazırlıyor.”
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Bursa Valisi Erol Ayyıldız'dan Babalar Günü'nde şehit babalarına ve gazilere anlamlı ziyaret
Her kapının ardında bir hikaye! Bursalı çilingir anlattı
Aliağa FK'da Ahmet İlhan Özek gündemde