Değeri milyonlarla ölçülüyor! Bursa'da buğday tarlası gökdelenlere direniyor

Bursa'nın en hızlı kentleşen bölgelerinden Nilüfer 23 Nisan Mahallesi'nde bulunan yaklaşık 5 dönümlük buğday tarlası, yükselen rezidansların ve markalı kafelerin ortasında adeta tarımın son kalesi gibi duruyor.

Dönümü 25-30 milyon lira değerindeki arazide üretimden vazgeçmeyen çiftçiler, bu yıl 3 ton buğday elde etmeyi ve kilosunu 13 TL'den satarak yaklaşık 39 bin TL gelir sağlamayı hedefliyor.

17 YILDA 51 BİN HEKTAR TARIM ARAZİSİ KAYBEDİLDİ

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Bursa’nın yoğun göç ve hızlı sanayileşme nedeniyle büyük bir tarımsal erozyona uğradığını belirtti. Özellikle Nilüfer’deki konut baskısının tarım alanlarını tehdit ettiğini söyleyen Çakmak, “Burası, şehrin en kıymetli arazilerinden. Ancak hâlâ üretim yapmaya çalışan çiftçilerimiz var. Bu, kıymetli bir direniştir” dedi.

Son 17 yılda Bursa'da tarım alanlarının yüzde 12'si kaybedildiğini vurgulayan Çakmak, bu oranın 51 bin hektara, yani 72 bin futbol sahasına denk geldiğini ifade etti. Sadece son bir yılda 3 bin 300 hektarlık alanın imara açıldığını belirtti.

GENÇLER TARIMDAN UZAKLAŞIYOR: ORTALAMA ÇİFTÇİ YAŞI 59

Tarımın geleceği açısından bir diğer tehlikenin de genç nüfusun tarımdan uzaklaşması olduğunu kaydeden Çakmak, kırsaldaki çiftçilerin yaş ortalamasının 59’a ulaştığını belirtti. “Bu kuşak da üretimden çekildiğinde, yerini dolduracak kimse kalmayacak” diyen Çakmak, gençlerin teşviklerle tarıma yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

TARIM ALANLARI PLANLI ŞEKİLDE KORUNMALI

1980’li yıllarda Bursa’ya geldiğinde geniş şeftali bahçeleriyle çevrili olan alanların bugün AVM ve rezidanslarla dolduğunu hatırlatan Çakmak, kaçak yapılar ve plansız sanayi bölgeleri nedeniyle tarım topraklarının her geçen yıl azaldığını söyledi. Çakmak, “Yerel yönetimler ve merkezi hükümet, tarım alanlarının talanına seyirci kalmamalı. Acil planlamalar ve koruma önlemleri alınmalı” dedi.

TARLANIN ORTASINDA BİR MESAJ

Nilüfer’in göbeğinde yer alan buğday tarlası, sadece bir üretim alanı değil, aynı zamanda toprağa ve üretime sahip çıkmanın bir sembolü haline geldi. Kentin yükselen silueti arasında inatla sürdürülen bu tarımsal faaliyet, modern hayatla geleneksel değerlerin çarpışmasını gözler önüne seriyor.