CHP'li Sarıbal: "Milyonlar açlığa mahkum ediliyor"

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre son üç yılda gıda enflasyonunun yüzde 289 oranında arttığını belirterek, temel gıda maddelerindeki fahiş fiyat artışlarına dikkat çekti. Sarıbal, "Halkın alım gücü neredeyse sıfıra indi. Kuzu etinin fiyatı yüzde 537, dana eti yüzde 460 oranında yükseldi. Meyve fiyatları yüzde 368, çay yüzde 325, tereyağı ise yüzde 321 oranında zamlandı. Üç yıl içinde ekmek fiyatları yüzde 293 arttı, vatandaş artık ekmeğe bile ulaşamaz hale geldi. Ülkedeki ekonomik dengesizlik, halkın cebinden alınanı belirli gruplara aktarmaktan ibaret" ifadelerini kullandı.

Sarıbal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında enflasyon rakamlarına ve tarım sektöründeki büyüme oranlarına değindi. Sarıbal, enflasyon verilerinin manipüle edildiğini savunarak, "TÜİK, Şubat ayında yıllık enflasyonu yüzde 39,05 olarak açıklarken, bağımsız araştırma kuruluşu ENAG bu rakamın yüzde 79,51 olduğunu ortaya koydu. Gıda fiyatlarında herhangi bir düşüş yok, sadece artış hızı azalmış gibi gösteriliyor" dedi.

GIDA ENFLASYONU RAMAZAN SOFRALARINA DA YANSIDI

Sarıbal, gıda fiyatlarındaki artışın Ramazan ayına girerken mutfak masraflarına da büyük bir darbe vurduğunu belirtti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre, Şubat ayında üretici ve market arasındaki en büyük fiyat farkının kuru fasulyede yaşandığını söyleyen Sarıbal, "Üreticide 33 lira olan kuru fasulye market raflarında 106 liraya satılıyor. Benzer şekilde, havuç 13 liradan 40 liraya, kuru kayısı 150 liradan 447 liraya, Antep fıstığı ise 250 liradan 742 liraya çıkmış durumda. Üreticinin kazancı artmazken, tüketiciye yansıyan fiyat farkı uçurum gibi büyüyor" dedi.

HALK GEÇİM DERDİNDE, DİYANET’TEN AVOKADO ÖNERİSİ

İktidarın ekonomik sıkıntıları görmezden geldiğini belirten Sarıbal, vatandaşın temel gıda ürünlerine erişiminin bile zorlaştığını ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sahur önerileri arasında "biraz peynir, birkaç zeytin ve avokado" tavsiyesinin yer almasını eleştirerek, "Tasarruf hep vatandaşa, lüks ve bolluk ise belirli çevrelere rezerve edilmiş durumda. İnsanlar ekmek bulamazken, bu tür öneriler halkın ekonomik gerçeklerinden ne kadar kopuk olunduğunu gösteriyor" dedi.

ÇİFTÇİLER KAZANAMIYOR, TÜKETİCİLER ZORLANIYOR

Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre en düşük yıllık ortalama gelirin tarım sektöründe yaşandığını vurgulayan Sarıbal, "Çiftçiler emeğinin karşılığını alamıyor, tüketiciler ise yüksek fiyatlar nedeniyle temel gıda ürünlerine ulaşamıyor. TÜİK'in açıkladığı verilere göre 2024 yılında tarım sektörü yüzde 3,9 büyümüş görünüyor ancak maliyetler hızla artarken üreticinin geliri aynı seviyede kalıyor. Bu süreçten kazançlı çıkanlar büyük gıda şirketleri, zincir marketler ve ithalatçılar oluyor" diye konuştu.

Sarıbal, gıda enflasyonunun önüne geçilmesi için çiftçilerin desteklenmesi, tarımsal girdilerin sübvanse edilmesi ve üretimin teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Çiftçinin mazot, gübre, tohum ve yem gibi temel girdilerde desteklenmesi gerekiyor. Ancak mevcut politikalar çiftçiyi üretimden uzaklaştırarak ithalata bağımlı hale getiriyor" dedi.