Bilbordlar ve camiler afişlerle, tesbihler ve dualar ise salavatlar ile dolmaya başladı. Çünkü Mevlid-i Nebii haftasına geldik. Mevlidle yeniden doğma, yüreğimizin derinliklerinden güzel hasletlerimizi bulup çıkarma zamanı geldi. Unuttuğumuz ne varsa güzellik adına onu arayıp bulmalı bu güzel günlerde.
Rivayetler öyle der ki;
Hazret-i Ebû Bekr buyurmuştur;
"Resûlullah efendimizin doğumuna dâir yazılanların okunması için bir dirhem harcayan, Cennette bana arkadaş olur."
Hâzret-i Ömer buyurur ki;
"Resûlullah efendimizin doğum zamanına kıymet veren, İslâm'a kıymet vermiştir."
Hazret-i Osman ise;
"Peygamber efendimizin mevlid-i şerîfi için bir dirhem harcayan, sanki Bedr ve Huneyn gazalarına iştirak etmiş gibi sevâb kazanır."
Hazret-i Ali;
"Resûlullah efendimizin doğum zamanına kıymet veren, dünyadan îmânla gider" buyurmuşlardır.
Şimdi bizim elimizi yüreğimize koyma zamanı geldi. İçimizde ne güzellikler var onları bulma zamanı. Sünnetullaha sarılmanın, O'nun yaşantısını örnek almanın başlangıç günleri. Mevlidle yeniden doğma günleri.
Resûlullah neyi nasıl yapardıysa onu öyle yapma gayretinde olmalı. Yeme-içme, konuşma, çalışma, ticaret ahlakında O'nu rehber edinme zamanı. Zayıf olana merhametli olma, güçsüz olana yardım elini uzatma, çalışana hakkını alın teri soğumadan iade etme, büyüğüne saygılı olma, öfke anında gösterdiğin sabır...
Hepsi için belki yeniden bir Besmele zamanı. İyiye, güzele, doğru olana yeniden doğmaya Bismillah...
Bir hızlı trenin penceresinden baktığımızda nasıl da hızla geçip gidiyorsa önümüzden renkler, kayboluyorsa çizgiler ve şekiller işte ömür de öyle dönüp baktığımızda hızla geçiyor bir film şeridi misali. Ha bugün, ha yarın başlarım derken bir de bakıyorsunuz hafta, ay, hatta yıllar geçip gitmiş. H
İnsanoğlu olarak dış dünyaya öyle özen ve itina gösteriyoruz ki, kendi iç dünyamızın farkında dahii değiliz. Ne istiyoruz sorusunu sormak yerine, ne göstermek istediğimizle daha çok ilgiliyiz. İçinde bulunduğumuz bu duruma dışarıdan bakamayacak kadar kör bir çağda yaşıyoruz. Dünya aslında ahiret
Bu yıl diğer geçirdiğimiz yıllara kıyasla, ümmetçe imtihanı bol bir yıl geçiriyoruz. Kazanıyor muyuz? Kaybediyor muyuz muamma... İnsan olarak birbirimizin acısını görmek, derdiyle dertlenmek, sıkıntısıyla bunalıp çözüm yolları için çabalamak aslında insani yönlerimizin de var olduğunu çıkardı ortaya
Aslında ne kadar da dalmış gidiyoruz dünyaya... Ancak yüksek bir ses, bir gürültü, bir alarm bizi kendimize getirip, nerede olduğumuzu hatırlatıp, tüm bu yaşadıklarımızın içinde bulunduğumuz fani aleme ait olduğunu hatırlatıyor. Hiç bitmeyeceğini sandığımız bu dünya bazen bir yakın ölümüyle, baze
Bilbordlar ve camiler afişlerle, tesbihler ve dualar ise salavatlar ile dolmaya başladı. Çünkü Mevlid-i Nebii haftasına geldik. Mevlidle yeniden doğma, yüreğimizin derinliklerinden güzel hasletlerimizi bulup çıkarma zamanı geldi. Unuttuğumuz ne varsa güzellik adına onu arayıp bulmalı bu güzel günler
Dürüstlük pahalı bir mülktür der ya büyüklerimiz. Ne kadar da doğru. Her insana çok yakışan ayrıca bir gayret gerektirmeyen ama çok değerli bir hazine. Türk Dil Kurumu'nda aslında sade ve net bir şekilde tanımı yapılmış: "Özü sözü bir olma, olanı olduğu gibi yansıtma, gerçeği saklamama, bildi