Bence Bursa’yı dönemlere ayırmak isteseydik şu tanım yapılırdı:
‘Nilüfer’den öncesi ve sonrası…’
*
Şehrin sosyal yaşamını, merkezden güçlü bir mıknatıs gibi çeken Batı Yakası’nda ilk gözbebeği; ismi zihinlerde asalet uyandıran Fatih Sultan Mehmet Bulvarı yani FSM’ydi.
*
Uzun bir süre,
Adı duyulmuş kafe, pastane ve fast-foot’çuların aralarına serpişen alkollü mekanlar, demlenenlere gürültüsüz müzik mezeli, güvenli bir ortam sunmayı başarıyordu.
Bu durumu sağlayan etkenler ise müşteri kalitesi ve mekanların kurumsal mantıkla işletilmesiydi.
*
2009’da gelen sigara yasağı en çok FSM’deki esnafı vurdu.
Yüksek kira bedellerini karşılayamayan ‘fiyatları sabit’ kurumsal mekanların pek çoğu kapandı. Yerlerine de ‘patron bazlı’ işletmeler geldi.
*
Ayakta kalma mantığıyla arttırılan fiyatlar ve düşen hizmet kalitesiyle FSM’deki dükkanlar, ailelerin ve adabıyla oturan gençlerin değil, paçasız yiğitlerin mekanı oldu.
*
Üniversiteli kültüründe takılan her yaştan ve eğitimden insanın çekildiği FSM’de, bununla beraber hadiseler de peşi sıra yaşanmaya başladı.
Mekanlar kurşunlandı, kan dökülen kavgalar sıklaştı.
*
Huzur ve kalitenin terk ettiği FSM’nin tahtına, arka caddesinde Mayıs 2016’da açılan PodyumPark kondu.
Faaliyete başladıktan bir iki yıl sonra, şehrin sosyal ve eğlence hayatını kendine çekmeyi başaran Podyum’da, buna karşın FSM’nin özlenen havası hiç olmadı.
*
Podyum’da melez bir müşteri portföyü doğdu…
Ben buna ‘AfroNilüferliler’ diyorum.
Tanımı:
Kütle olarak Nilüfer’de yer almasına karşın, yaşama Nilüferli gibi bakamayan ‘her gelir ve eğitim grubundan’ kişi…
*
Ceylan ailesinin Kültürpark kültüründen gelmesinden olacak ki; burada da pek çok konseptin bir arada hizmet vermesi planlandı.
Ancak;
Alanın, Kültürpark’la kıyaslanamayacak kadar küçük olduğu düşünülmedi sanırım.
*
Belli bir süre Podyum, FSM’den uzayan aileler ve kaliteli eğlence arayanların mekanı oldu.
Pek çok telden mekanın harmanlandığı Podyum’da, kahveyle rakı kokusunun, çocuk sesiyle eller havaya nidalarının nasıl bir arada sıkış tepiş ortaya çıkabileceğini keşfettik.
*
Ancak yıl 2022’ye geldiğinde Nilüfer’deki sosyal yaşamın artık çok da huzurlu olmadığı ortaya çıktı.
O yıl, Podyum’da müşteri-güvenlik tartışması sonrası pompalı tüfekle etrafa ateş açıldı.
Kimsenin yaralanmaması ise olayın pek gündemde kalmamasını sağladı.

*
Daha sakin mekanlar arayanlar Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı’nın canlanmasına öncü olsa da, Podyum bir süre daha tahtını korumayı başardı.
Ta ki;
1.5-2 yıl önce esmeye başlayan Parkora rüzgarına kadar…
*
Metro servisiyle gelenle, 20 milyonluk arabasını park etmeye yer bulamayanların harmanlandığı tuhaf bir yer oldu Parkora.
AfroNilüferlilerin şu sıralar en çok takıldığı yer de burası.
*
Şimdi geldik yazının ‘acı kahve’ kısmına…
Maalesef,
Günümüzde Bursa’nın en gözde iki yaşam merkezi olan PodyumPark ve Parkora’da, vatandaşların pek de güvende olmadığına yaşanan olaylarla kanaat getiriyoruz.
*
Alkolün verdiği yetkiyle; böylesine kalabalık bölgelerde patlayan silahlar, üzerinde durulması gereken bir konu!
Son olay; önceki gece haberlere düşen, PodyumPark’taki bir mekanın güvenliğinin silahla yaralanmasıydı.

*
Yaklaşık bir yıldır ilgiyi üzerine çeken Parkora’da ise son 6-7 ayda en az 3 tane silahlı yaralama veya mekan kurşunlama olayı yaşandı.
Hatırlarsınız…
Burada Eylül ayında çıkan silahlı kavgada 1’i ağır 3 kişi yaralanmıştı.

*
“Gece kulüplerinde böyle olaylar yaşanır zaten” diyenlere ben de katılıyorum.
Ancak…
Çatışmaların yaşandığı mekanların yanı başında; ailelerin de çoluk-çocuk vakit geçirdiği kafe, pastane ve parklar var.
*
Açıkçası…
‘Her telden çalan’ bu tip yaşam alanlarının pek çok konudan sakıncalı olduğu kanısındayım.
*
Sadece kavga-gürültü konusu değil…
Ailesiyle pastanede oturan bir çocuğun, karşısındaki alkol ve sigara eşliğinde eğlenen yetişkinleri izlemesi ne kadar doğru olabilir ki?
Ya da…
Gece dağıtmaya gelenlerle, huzur içinde kahvesini yudumlayan insanların eğlence anlayışı aynı mıdır?
*
Velhasıl…
Nilüfer’deki kontrolsüz büyümenin faturası, sosyal yaşama da çıktı.
Kalite düştü, karmaşa büyüdü…
*
Müessesenin adını değil, üç-beş yılda voliyi vurmayı düşünen işletmecilerin yuvalandığı Nilüfer’in tadı epeyce kaçtı.
*
Hal böyle olunca…
Son 10 yılda büyüsünü yitiren Bademli tekrar canlandı. Osmangazi’de de yapılan ciddi yatırımlar insanları çekmeye başladı.
*
Nilüfer içinse artık zirveden yuvarlanma vakti geldi gibi…
Bundan sonra eskisi kadar gülümsemeyeceği kesin!
*
Patlayan silahlara, çıkan kavgalara bakarsak;
Son 20 yılın sükseli noktaları, bulvarları maalesef ‘Vahşi Batı’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.