Hava Durumu

Bursa Devlet Hastanesi'nin, Bursa'da bir hikayesi var!

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2019 07:00

"Hikâyesi olmak" deyimi çok değer ve kıymet içerir.

Dostluklarda da böyledir; önce hikâyeniz oluşur.

Sonra o biriktirdikleriniz dostluklara dönüşür. Böylece hayatınızın çok önemli kademelerini oluşturan o varlıklarla bir ömür geçirirsiniz!

Bunlar dostlarınızdır. Ailenizden önce gelirler!

İşte, hikâyesi olan kurumlarda; bulundukları kentte, kent hayatının ayrılmaz birer parçası olurlar.

Bursa Devlet Hastanesi gibi!

Bursa'da bir hikâyesi vardır, bu kurumun. Asla yok edemeyeceğiniz!

Dün yazımda eski hastanenin yeni hastaneye taşınmasının yeni bir hastane açmak olmadığının anlatmıştım.

Yeni bir hastane açmak Bursa için büyük bir ihtiyaçtır.

Şehir Hastanesi, görkemli bir yapı olarak iyi olmuştur.

Sağlık işletmeciliği olarak çok büyük sakıncaları olabileceğini, bu işi uzun yıllar yapmış biri olarak anlatmak istiyorum.

Zaman, zaman yaşadıklarımız bize gösterecektir! O zaman da yazacağım.

Eski kurumu "eskimiş" yapan kurumun aldığı yüktür. Bunu algılamak lazım.

"BEN O HASTANEDE DOĞMUŞTUM..."

Dün birkaç kişi aradı.

Yazımı okuyan, o hastanede "hikâyesi olanlar" çok duygusaldılar.

Dedesinin adına oda yaptırdığını mı soran, babasının adına devasa bir ünite yaptırdığını mı söyleyen?

Annesi'nin acılı haberini aldığı o hastanenin; annesini nasıl yaşatmaya çalıştığını anlatan kişinin hüznünü mü, anlamalıyım?

Yoksa arayan onlarca çalışanın birlikte yıllarca paylaştığımız anılarını mı?

Bence en anlamlısını paylaşayım;" ben o hastanede doğmuştum!"

Dedim ya; özelliği olanın hikâyesi vardır!

Bursa Devlet Hastanesi; Bursalıların hikâyelerinin oluşup, biriktirildiği bir kurumdu. Artık olmayacak olması; fiziki olarak dört duvardan ibaret değildi Bursa Devlet Hastanesi.

Oysa gelişmiş ülkelerde tarihi kurumlarını, yeni yaptıkları modern binaların yanında işlevsel olarak muhafaza ederler.

 Modern kurumlar çağın gereklerini taşırlar. Eski kurumlar şehrin hikâyesini!

Hiç işlevini sürdüren eskimiş, hikâyesi olan kurumlarımız olmayacak mı?

Onlarca arayan çalışan arayıp; "Hastane duvarına asılan tatil günlerindeki devasa Türk Bayrağı'nı görüp, gururlanıyorduk, kapanacağının afişini görünce ağladık" dedi.

Hepsi aynı hüzünle!

1945'li yıllarda Bursa'da o zamanlar bir hastane ihtiyacı olunca, nereye yapılmalı tartışması bir türlü aşılamamış. Kimden gelmiş bilinmiyor ama eski tarihlerde çok denenmiş bir yöntem önerilmiş:

Büyükbaş Hayvanların kolları, butları şehrin belli noktalarına asılmış, en geç Muradiye Sırtlarında Cilimboz Rampasında kokuştuğu için Memleket Hastanesi'ni bugünkü yerine yapmışlar.

Dedim ya hikâyesi olmak bir ayrıcalıktır. Çok özel bir kazanımdır.

Herkesin hikâyesini yazamazsınız. Çünkü yazılacak bir hikâye yoktur.

Çoooook anlatılacak şey var.

Yeni hastane açılmalıdır! İhtiyaçtır!

Ama, eskinin varlığı da bir ihtiyaçtır!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.