Hayat yolculuğumuzu daha anlamlı hale getirmek, kendimizi daha iyi tanıyabilmek için arayış içine giriyoruz. Bazen de yaşadığımız çaresizlik bizi aramaya yönlendiriyor. Aradığımız kendimiz olurken, bulmayı umduğumuz kendimizi, yolda kaybettiğimiz de oluyor. Çoğu zaman şifa ritüellerinin esiri olduğumuzun farkında olmuyoruz. Diyet listeleri gibi, şifa çorbası şeklinde sunulan programlar, bırakın iyileşmeyi, geçip giden zaman, harcanan paralar tahmin edilenden çok fazla ruhsal ve fiziksel yaralara sebep oluyor. Alışmaya mı çalışıyoruz; hangi ritüellerle devşiriliyoruz yoksa bağımlı hale mi geliyoruz, orası biraz karışık...
Çoğumuz iyileşmek için sihirli bir değnek arıyoruz. Gördüklerimizin büyüsüne kapılırken cennet hikayeleri gizemli geliyor. Ansızın içine çekiliyoruz sonra yavaş yavaş her şey sararıyor. Fragman geçip giderken hakikat kalıyor geriye. Kahraman diye baktıklarımız çoğumuzun gözünde boş bir bal kabağına dönüşüyor. 3 aşamada yeni iş gelsin; 7 aşamada ruh eşini bul. Şu sayıları söyle mucize seninle olsun. Saymakla bitmeyen yapılacaklar listeleri...
Önceden gelecek okuyucularının belirli bir pazarı ve popüler olduğu dönemler vardı. Şu an geçmiş okuyucuların moda ve popüler olduğu bir dönemin içinden geçiyoruz. Merdiven altı terapi yöntemleri de mantar gibi her köşe başında türüyor. Sadece psikoloji sektörü değil bütün sektörlerin yaşadığı sapla samanın karıştığı durumlar… Batının yöntemlerini alıp doğunun mistik ritüelleriyle harmanlayıp yeni keşfetmiş gibi büyük büyük iddialarla kesin çözüm diye sunulan şifa programları… Yediğimiz yiyeceklerin tohumları, içtiğimiz su, soluduğumuz hava ne kadar doğal ve temiz? Bu titizliğimizi fiziksel ihtiyaçlarımız için göstermezken ruhsal temizlik arayışımızın altında kim bilir neler var. Uzun zamandır gözlemlerim ve içinde bulunanlarla yaptığım sohbetler dahil olduğum olmadığım atölyeler, kamplar, söyleşiler… Hepimizin belirsizlikle baş etme yöntemleri kendine özgü, biri iyileşirken diğeri hiç etkilenmiyor. Farklıyız; tepkilerimiz, takıntılarımız, uyum sağlamakta zorlanan yanımız… Birimiz duygularını yaşatmayı biliyor, diğerimiz kendini ifade etmede yetenekli bunlardan bir haber olanlar kendi halinde...
Bir aşçıyı düşünecek olursak, ne yapacağını belirledikten sonra malzemelerini alıp farklı kimyadaki sebzeleri farklı baharatlarla bir araya getirip ısının da etkisiyle bir yemek ortaya çıkarıyor. Peki bizim davranış mutfağımızda neler var? Hangi malzemelere sahibiz? Dozu ayarlanmayan baharatın şifadan çok zehir olduğunu biliyoruz. Dozunu aştığımız duyguların bedenimize, ruhumuza olumsuz etkileri neler?
Aklıma takılan ve merak ettiğim soruların cevaplarını bulmak için işin uzmanına danışmaya gidiyorum. Haftaya kaldığımız yerden devam ediyor olacağım keyifli hafta sonları dilerim.